Fransa'da Strasbourg'da geçtiğimiz akşam düzenlenen "Pınar Selek davası ve Tűrkiye'de yargı sorunları" konulu uluslararası toplantıda Türkiye'deki yargı sorunları Pınar Selek Davası üzerinden tartışıldı, siyasi alandaki güncel gelişmeler masaya yatırıldı.
Toplantıya konuşmacı olarak Pınar Selek davasının avukatlarından Akın Atalay, Pınar Selek'in babası ve avukatı Alp Selek, gazeteci-yazar Oral Çalışlar, gazeteci-yazar Karin Karakaşlı, felsefe profesörü-yazar Zeynep Direk, Uluslarası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) sorumlusu avukat Martin Pradel, Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Başkanı Barbara Lauchbihler ve Avrupa Birliği-Türkiye Karma Parlamenter Komisyonu Başkanı Hélène Flautre katıldı.
Türkiye kökenli Yurttaş Dernekler Birliği (RACORT) ve üye dernekleri (Strasbourg'da Kültürlerarası Yurttaşlar Haraketi ASTU, Paris'te Türkiye kökenli Yurttaşlar Meclisi, L'ACORT ve etz'de Moselle Türkiyeli İşçiler Derneği) girişimiyle 18 Nisan akşamı Strasbourg'daki Sendika Evi'nde düzenelenen toplantıyı Strasbourg Üniversitesinden tarihçi ve siyaset bilimci Samim Akgönül yönetti.
Selek davasının simgesel önemi
14 yıldır gündemde olan Pınar Selek davasının simgesel anlamının irdelendiği toplantıda Pınar Selek Davası için destek çağrısında bulunuldu.
Toplantıda Türkiye demokrasisi açısından bu davanın simgesel önemi anlatıldı.
Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Başkanı Barbara Lauchbihler, yaptığı açılış konuşmasında bir kitap projesi için birlikte çalıştığı Pınar Selek'le ilgili yargı sürecini yakından takip ettiklerini ve yayınladıkları İlerleme Raporları ile Türkiye'nin ifade özgürlüğü sürecine olumlu katkı sağlamayı sürdüreceklerini belirtti.
Alp Selek ve avukat Akın Atalay, on dört yıldır sürmekte olan davadaki hukuksuzlukları ayrıntılarıyla irdeledi.
28 Şubat karanlığının içinde
Alp Selek, Kürt hareketine yönelik bilimsel çalışmasına el konulduktan sonra Mısır Çarşısı komplosu ile kuşatılan Pınar Selek'in patlamanın gaz sızıntısından olduğu ve hakkındaki ifadelerin işkence altında alındığının anlaşılmasına rağmen ısrarla mahkûm edilmeye çalışıldığını anlattı.
28 Şubat sürecinin en karanlık sürecinde bu davaya dönemin emniyet, İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılan müdahalelerin altının çizildiği toplantıda, Akın Atalay işkence altında verdiği Pınar Selek'le işbirliği yönündeki ifadeyi mahkemede reddeden Abdülmecit Öztürk'ün beraat kararının temyiz edilmesine karşın, üç kez beraat eden Pınar Selek üzerinden davanın ısrarla devam ettirilmeye çalışılmasının anlaşılmazlığını vurguladı.
FIDH sorumlusu avukat Pradel, bağlı bulunduğu kuruluş adına bu davanın özel olarak ve yakından izlendiğini ifade ederken felsefe profesörü-yazar Zeynep Direk ise Pınar Selek'in sosyolog olarak getirdiği farklı bakış açısına dikkat çekerek konuyu bilimsel boyutuyla tamamladı.
Direk, Selek'in çalışmalarını anlatırken onun "cinsel ve etnik kimliği yüzünden şiddet gören insan gruplarına yönelik ve özgür sorular sormak" yöntemini benimsediğini, resmi ideolojiyi eleştirdiği oranda da sistem tarafından tehlikeli görüldüğünü vurguladı.
"Medyanın tavrı değişti"
On dört yıldır davayı yakından takip eden gazeteci-yazar Oral Çalışlar, hedef gösterici manşetler ve polis işbirliği içerisinde başlayan medya sürecinin aradan geçen zamanda gerçeklere yer veren, dayanışmacı bir noktaya nasıl evirildiğini söyledi.
Başta Alp Selek'in basın temasları olmak üzere, Pınar Selek için adalet isteyen bütün kesimlerin dayanışma çalışmalarının etkili olduğunu belirten Oral Çalışlar, yurtdışından da konuya destek ve duyarlılık istedi.
Son olarak söz alan gazeteci-yazar Karin Karakaşlı da Pınar Selekle kendisini tanıştıran Hrant Dink'ten başlayarak, barış için mücadele edenlerin hedef gösterilme süreçlerini, Türkiye'de mahkemede tecelli etmeyen adaleti çeşitli platformlarda kamu vicdanında arama gerekliğini anlattı.
Hala Tanığız Platformu'nun on dört yıllık macerasını paylaşan Karakaşlı, yurtdışı dayanışma hareketlerinin de bu hukuksuzluğa son verilmesi için yargıyı teşvik edebileceğini belirtti.
Pınar Selek dayanışmasının tam da Selek'in yaşam ve siyaset felsefesine uygun olarak birbiriyle ilgisi olmayan pek çok farklı kesimi bir araya getirdiğini vurgulayan Karakaşlı, Selek'in nihai olarak beraat ettiği, mutlu şekilde üreterek yaşayabildiği bir Türkiye'yi demokrasi açısından bir sağlama olarak gördüğünü ifade etti. (IC)