3 Mart Uluslararası Seks İşçilerinin Hakları günü çerçevesinde İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı ve İstanbul Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel Dayanışma Derneği (LGBTT) ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkları Önleme Derneği ortak yürüttükleri projenin sonucu olan yasaların seks işçilerine etkileri konulu raporu açıkladılar.
Bugün (3 Mart) Taksim Hill Otel'de yapılan toplantıda, vakıf temsilcileri "Seks İşçilerinin ve Transgender Bireylerin İnsan Haklarının Desteklenmesi Projesi, Seks İşçiliği Mevzuatı Çalışma Raporu" isimli raporu tanıttılar.
İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı genel müdürü Dr. Berna Eren, madde bağımlılığı, cinsel yolla bulaşan HIV hastalığı ve yoksulluk gibi sorunlarla karşı karşıya olan sayıları LGBTT bireylerin Türkiye'deki en savunmasız gruplardan biri olduğunu söyledi, "Vakıf olarak seks işçiliğinin cinsel şiddet olduğunu düşünüyoruz ve desteklemiyoruz, ancak onların haklarının korunması gerektiğini savunuyoruz" diye ekledi.
Çokar: "Yasal seks işçiliği mümkün değil"
Proje ve raporun çalışma grubu üyelerinden Muhtar Çokar, seks işçilerinin çok zorluklar içinde yaşayan, polis baskısına uğrayan ve izole çalışmaya sürüklenen bir grup olduğunu söyledi, "Polise nasıl yakalanmam, geçineceğim parayı nasıl kazanırım derdinde olan bu insanların HIV gibi ciddi bir hastalığa yakalanma sorunu birincil gündemlerinde değil" dedi.
Çokar, Türkiye'de seks işçiliğinin yasalarda suç olarak belirlenmediğini, ancak seks işçiliği yapmak için gereken tüm eylemlerin suç kabul edildiğini söyledi, "Yani suç işlemeden seks işçiliği yapmak mümkün değil." diye ekledi. Devletin yasal fuhuş yapılan yerleri genişletmediğini, ortaya çıkan gizli fuhuşu da bastırdığını söyleyen Çokar, "Türkiye'de 15.000 yasal, 85.000 gizli seks işçisi var" dedi.
Kayar: "En büyük sorunlar kamusal alanda"
Avukat Habibe Yılmaz Kayar seks işçiliğinin bir halk sağlığı ve insan hakları sorunu olduğunu savunarak seks işçilerinin yurttaş olarak adalete ulaşmada en çok zorluk çeken gruplardan biri olduğunu söyledi.
12 aylık proje süresince 21 seks işçisi ile yüz yüze görüşmelerinin sonucunda seks işçilerinin en çok kolluk, sosyal güvenlik, adalet ve sağlık alanında sorun yaşadıklarını saptadıklarını söyleyen Kayar, bu alanların hepsinin kamusal alan olmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı.
Özge: "Başka iş imkansız"
Katılımcılardan LGBTT birey Özge, gizli seks işçiliği yaptığını, mesleğinden şikayetçi olmadığını ancak resmi ve sigortalı olarak çalışmak isteğini söyledi, sorunlarını şöyle dile getirdi:
"Evi yasal olmayan bir şekilde işletiyorum diye beni karakola aldılar. Kaval kemiklerime vurdular, saatlerce ayakta tuttular, çömelmek bile yasak. İyice sinirlerimizi zorlayıp polise saldırmamızı istiyorlar. Sonra da 'travesti saldırdı' olacak. Ya da işkenceden sonra "suçumu kabul ediyorum" diye kağıt imzalatıp mahkemeye sevk ediyorlar."
Kendisini geçindirecek herhangi bir iş yapmaya razı olduğunu söyleyen Özge, "Bana aylık 1300-1500 lira civarında gelir getirecek başka bir iş bulsam yaparım. Ama çok zor. Hadi işe aldılar, müşteri "bu gitsin" der, yine atılırım" dedi. (EG)