3 Mart Dünya Seks İşçileri Günü, Ankara’da paneller, film gösterileri ve söyleşilerle karşılanacak.
Genelev çalışanları, kadın, erkek ve trans seks işçileri, aktivistler, araştırmacılar, gazeteciler "Seks İşçileri Konuşuyor: Özgürlük İstiyoruz!" başlıklı etkinlik dizisinde bir araya gelecek.
Şiddet, güvencesizlik, devlet politikaları, hak ihlalleri tartışılacak; Yeşilçam filmlerindeki seks işçiliği ile gerçek hayattaki seks işçiliği karşılaştırılacak; “Bedenime, Mesleğime, Çalışma Alanıma Özgürlük İstiyorum!” şiarıyla bir yürüyüş düzenlenecek.
Etkinliği organize eden Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Kemal Ördek (*), 3 Mart öncesinde bianet’in sorularını yanıtladı:
Türkiye’de 3 Mart etkinlikleri ne zamandır düzenleniyor?
3 Mart ile ilgili faaliyetler Türkiye'de ilk defa trans seks işçilerinin örgütlenme süreçleri ile gündeme taşındı. Bu noktada Pembe Hayat, Kadın Kapısı gibi STK'ların girişimleriyle ilk etkinlikler düzenlendi. Ancak bu etkinlikler, trans kimlik özelinde yoğunlaşmıştı ve Türkiye'deki seks işçilerinin çoğunluğunu oluşturan kadın seks işçileri veya erkek seks işçileri pek de sorunlarıyla aynı platforma taşınamadı. Bu sene ilk defa Kırmızı Şemsiye'nin 1 - 2 Mart'ta Ankara'da Tayfa Kitap Kafe'de düzenleyeceği etkinlikle genelev çalışanlarından tutun da erkek seks işçilerine veya trans seks işçilerine dek her gruptan seks işçisi bizzat konuşmacı olarak sorunlarını ve taleplerini dile getirecek.
Başladığından bu yana nasıl bir farklılık yarattı? Somut sonuçlar elde edebiliyor musunuz?
Etkinliklerin görünür kılınmasıyla seks işçiliği meselesine dair de söylemler üretilmeye, kamuoyunda konu tartışılmaya başlandı. Daha önce karanlık bir alan olarak bilinen ve uzak durulan seks işçiliği alanı ile ilgili medyada az da olsa haberler yer almaya, üniversitelerden öğrenciler konunun çeşitli yönleriyle ilgili araştırmalar yapmaya başladı. Bu durum aynı zamanda LGBT toplumunun, translar özelinde seks işçiliği meselesine bakışını değiştirdi. LGBT toplumu da seks işçilerinin hakları konusunda farklı açılardan bakmaya ve seks işçilerini anlamaya çabaladı. Aynı şekilde feminist kadın örgütleri veya bağımsız feminist aktivistler de seks işçileriyle daha çok irtibat kurmaya, seks işçiliği hakkında var olan klişe argümanları terk etmeye, seks işçisi kadınların haklarını da savunmanın gerekliliğine dair bir yönelim içerisine girdiler. Anaakım medyada çeşitli haberler yer almaya başladı, genelevler gibi konularda daha çok kamuoyunda tartışma yaşandı.
Kırmızı Şemsiye ilk başta bir sendika girişimiydi. Sonra neden dernekleşme ihtiyacı duydu?
Kırmızı Şemsiye tek bir gruba ait bir sembol değil, tüm dünyada bütün seks işçilerinin ortak sembolüdür. 2008’de çeşitli grupların bir araya gelmesiyle "Acaba sendikalaşmamız mümkün mü?" veya "Sendikalaşmak gerekir mi?" ve benzeri sorularla gündeme gelen Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifi'nin fiilen devamı değil Kırmızı Şemsiye. Ancak her zaman söylediğimiz gibi Kırmızı Şemsiye bugüne kadarki seks işçileri hareketinin bir sonucudur. Dolayısıyla o dönem sendikalaşmayı tartışan aktivistler de üyelerimiz arasında ve o sürecin artılarından beslenen bir derneğiz. Biz sadece emek eksenli mücadelenin değil, seks işçilerine iliştirilen damgalanma ve ötekileştirme süreçleriyle de aslen ilgilenmek ve bu sorunlara karşı çözüm önerileri üretmeye çalışan bir derneğiz. Dolayısıyla hem kimlik eksenli hem de emek eksenli mücadelenin gereğine ve her mücadelenin de koşullar olgunlaştığında ortaya çıktığına inanıyoruz. Şu aşamada dernek olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Türkiye’deki seks işçilerinin ne kadarı sizden ve bu etkinlikten haberdar?
Şu anda Türkiye'de yer alan genelev patronları ve çalışanlarının önemli bir kısmı Kırmızı Şemsiye'den haberdar. Kırmızı Şemsiye olarak sürekli şekilde hemen hemen bütün genelevlerle irtibat halindeyiz. Hangi genelevde bir sıkıntı yaşansa patronlar, vekiller veya çalışanlar doğrudan bize ulaşıyor ve bilgilendiriyor. Biz de alan çalışması yürüterek genelev çalışanlarının kendi hakları konusunda bilinçlendirilmeleri amacıyla sürekli faaliyet yürütüyoruz. Bu kapsamda mesela etkinliklerimize genelev çalışanları farklı şehirlerden katılacaklar. Aynı şekilde erkek seks işçileri ile yürüttüğümüz çalışmalar üzerinden erkek seks işçilerinin de bir bölümünün bu etkinlikten haberinin olduğunu söyleyebiliriz. Trans seks işçileri ile zaten uzun yıllardır irtibat halindeyiz ve beraber örgütleniyoruz. Gün geçmiyor ki Türkiye'nin bir yerinden bir seks işçisi tarafından aranmayalım. Hakkımızda çıkan haberler veya verdiğimiz röportajlar sayesinde hem dernek olarak bizden hem de etkinliğimizden haberdar olan çok seks işçisi var. Üstelik unutmayalım, henüz kuruluşumuzun birinci yılını bile tamamlamadık.
Seks işçisi deyince akla genelevde çalışan kadınlar ve trans seks işçileri geliyor? Erkek seks işçileri de var mı?
Erkek seks işçileri de var. Erkek seks işçilerinin de kendilerine has sorunları var. Büyük bir gruptan bahsediyoruz. Aralarında para karşılığında kadınlara cinsel hizmet sunanlar da var, diğer erkeklere cinsel hizmet sunanlar da. Kimi kendine jigolo, rentboy diyor, kimi LGBT toplumunun gündelik hayatında kullandığı jargonu kullanıyor. Hamamlar, sinemalar, parklar, kendi evleri, arkadaşlarının evleri, oteller ve benzeri birçok mekanda çalışan heteroseksüel, biseksüel ve eşcinsel birçok erkek mevcut. Kırmızı Şemsiye olarak son birkaç ayda yürüttüğümüz ve eşcinsel ve biseksüel erkek seks işçileriyle görüşmeler yaptığımız bir çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışmanın çıktısı olan "Görünmeyen Gerçeklik: Eşcinsel ve Biseksüel Erkek Seks İşçileri - Bir Ön Çalışma" başlıklı raporu 1 - 2 Mart'taki etkinliğimizde duyuracağız. İsteyen herkes bu rapora Kırmızı Şemsiye'den ulaşabilir. (ÇT)
(*) Kemal Ördek,aynı zamanda Uluslararası Seks İşçileri Projeleri Ağı Politika Sorumlusu ve Transgender Europe Eşbaşkanı.
* "Seks İşçileri Konuşuyor: Özgürlük İstiyoruz!" etkinliğiyle ilgili detaylar için tıklayın.