Hak ve meslek örgütlerinin çoğunluğunu oluşturduğu sekiz örgüt, olumsuzlukları raporlamak üzere, 29 Mart'taki yerel seçimleri heyetlerle gözleyeceğini açıkladı.
Açıklamayı yapan örgütler şunlar: Türkiye Barış Meclisi, İnsan Hakları Derneği (İHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipler Birliği (TTB), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Halkevleri ve Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF).
Örgütlerin seçimleri gözleyeceklerini duyurdukları illerse şöyle:
Adana, Mersin, Urfa, Şırnak, Hakkari, Siirt, Bitlis, Batman, Van, Iğdır, Bingöl, Tunceli, Elazığ, Diyarbakır, Ağrı, Muş.
Örgütler, seçmenlerin iradesinin özgürce yansımasını engelleyecek olumsuzlukları da şöyle sıralıyor:
Seçmen listeleri: Mevcut yasalara göre seçmen kütüklerinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından oluşturulması gerekirken, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre oluşturmasının yarattığı aşırı seçmen artışı ve diğer sakıncaların giderilememesi.
TC kimlik numarası: Seçimlerin belirlenmesiyle ilgili kuralların ilan edildiği seçim başlangıç döneminde yapılması gereken işlemlerden TC kimlik numarasıyla ilgili kararın seçime 15 gün kala ilan edilmesi, seçmenlerin seçme hakkını tehlikeye düşürmüştür. Yasaya göre vatandaşla resmi kurum arasında sadece bir bağ kurmaya yarayan TC numarasının YSK tarafından adeta vatandaşın yerine kabul edilerek her koşulda zorunlu kılınmasının seçme hakkına yapılan açık bir müdahaleye dönüşmesi.
Dağıtılan yardımlar: YSK'nin seçimlerin dürüstlüğü ilkesi çerçevesinde belirlediği ilkelere rağmen kamu kurum ve kuruluşları tarafından sosyal yardım adı altında seçim sonuçlarını etkilemeye dönük yardım faaliyetlerinin devam etmesi. YSK'nin suç duyurularına rağmen yardım faaliyetlerinin devam etmesi.
Siyasetçilerin tehditleri: Gerek başbakan gerekse bakanlar ve iktidar partisi milletvekillerinin seçim propagandalarında açıkça vatandaşı hükümet partisine oy vermesi için tehdit söylemlerinin devam etmesi.
Vali ve kaymakamların tarafsızlığını yitirmesi: Tarafsız olması gereken ve YSK'nin kararlarını uygulamakla görevli vali ve kaymakamların bazılarının tarafsızlıklarını yitiren davranışlarda bulunmaları.
Doğu ve Güneydoğu: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde devletin tüm imkanlarını kullanan siyasi iktidardan kaynaklanabilecek ihlallerin olması ihtimali. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde seçim propagandaları esnasında çeşitli parti yetkilileri ile milletvekillerinin tehdit edilmesi.
Erdoğan'ın "alacağız" sözleri: Başbakanın belirli illeri "mutlaka alacağız" açıklamasından sonra bu illerin mülki amirleriyle güvenlik kuvvetlerinin tutumlarındaki değişiklikler.
Medyada eşitsiz görünürlük: Medyanın seçime giren tüm partilerin seçim propagandalarına eşit biçimde yer vermemesi.
Seçim gözlem heyeti yok: Türkiye'nin dahil olduğu uluslararası kuruluşlar nezdinde resmi seçim gözlem heyetlerinin olmaması. (TK)