Şehir, binlerce yıldır yerinde duruyor. Birçok eski sakini siciline kaydını yaptırıp gelip geçiyor. Sonra şeceresinden düşüyor. Sonra, şehrin mezarlığındaki yeni şecereye kayıt düşülüyor. Ama şehir olduğu yerde duruyor, evleri, camileri, köşkleri, kiliseleri, medreseleri, özetle abide kabilinden bütün bazalt taş yapılarıyla...
İşte şehrin şeceresinde kaydı düşülenlerden biri; daha önce hiç yapmadığı bir işe soyunuyor. Şehre ruh katan bazalt taşı olduğu halde bırakmıyor. Tıpkı binlerce yıl evvelki ustaları gibi. Kimi kez bir hayvan kabartmasıyla, kimi kez bir burcun böğründeki bir figürle, kimi kez de surların binler yıllık sakini bir yazıtı yeniden işleyerek bugüne merhaba diyor.
Bu yapılanlara bakıyor bu şehrin hemşehrisi olmayan ama yüreği bu şehirle atan biri; ve "hey yaran yaran" diyor o taşlara bakarak.
O taşlara, bazalt taşlara, yeniden, binlerce yıllık eski şehrin hemşehrileri ve taş ustaları gibi hayat veren Nurettin Medyelioğlu.
O taşlara bakıp sesini katan ise ünlü arp sanatçısı Tara Jaff.
Nurettin Medyelioğlu en son 1975 yılında Diyarbakır'da Eğitim Enstitüsünün Fransızca Bölümünü bitirip de öğretmen olduğunda, mektep hayatına dair bütün önceki süreçleri kendi şehrinde tamamladığını ve çok sevdiği şehrinden hiç ayrılmadığını fark etmiş. Bu şehir insan ilişkisi taşa şekil vermeye niyet ettiği sonraki hayatında da hep böylece süre durmuş.
Kürt ve Fars müziğinin bilinen en eski yaylı çalgısı arpı modernize eden Kürt sanatçı Tara Jaff, Kürtçe'nin musikiye son derece müsait şiir gibi olan Hewremanî lehçesiyle, Nurettin Medyelioğlu'nun da yeniden şekil verdiği bazalt taşının eski mekânı Keçi Burcunda ay tanrıçası Sin'in ışıttığı bir Mezopotamya gecesinde, hem kendi sesini hem de arpının büyülü sesini ovaya, taşlara, cümle Diyarbekir sakinlerine tınılıyor.
Daha birkaç yıl önce tümüyle amatör heyecan ve şehir sevdası ile başlayan ve metal, ahşap ve taşın nakış nakış işlenmesine dönüşen bazalt taş ustası Nurettin Medyelioğlu ilgisi ile; Tara Jaff'ın uzaklardan getirip taşın şehri ile buluşturduğu kendi ve arpının sesi, Diyarbakır 7. kültür sanat festivalinin hem bugününe hem de geçmişten gelen ve şehrin ruhuna yansıyan yüzüdür.
Şehri Amida'nın yüzünü festivalleriyle de ak edenlerin, yüzü her daim ak olsun...(ŞD/EÜ)