Hafiften yorulmaya yüz tutmuşken daha suriçinin en eski kapısı Mardinkapı'ya varmadan evvel size eskilerin "Abasın Parkı" dediği mekân el eder. Hele bir çay iç, soluklan, sonra gidersin menziline ey yolcu der hâlâ park.
Bir zamanlar şehir suriçi ile soluk alıp verirken ve sade "ora" ile teşne iken "Abasın Parkı" namı ile müsemma mekân bilumum Diyarbekir kadiri sayılırlarının mekânı imiş. Öyle anlatır(dı) eskiler. "Büyüklerimize saygıdan, akşam evde nereden geldiğimizin hesabını vereceğimizi bildiğimizden 'Abasın Parkı'nın yakınına geldiğimizde oraya yakın ara sokaklardan birine sapar, yolumuzu uzatır öyle giderdik eve" diye anlata dururlar yaşadıkları devru devranları şehrin eski sakinleri.
İşte hemen o ünlü Mardinkapısına varmadan bir menzil evvel Abasın Parkının tam karşısına denk düşen yolun solundaki sokağa sapıp, önce sağa, sonra da sola kıvrıldınız mı karşınıza Şair Sırri Hanım Sokak çıkar. Şimdilerde o sokağın gelinlik kız gibi en albenili sakinidir "Davut Ökütçü Çocuk Kütüphanesi".
Kütüphane, sanki sokağın 150 yıl önceki sakini şair Sırri Hanım'dan ilham almıştır da kimselerin haberi yoktur. Kütüphanenin konuğu olduğu sokağa ad olan şairden, şairin de ona nazire yapan kütüphaneden, hatta her ikisini de belki yeni tanıyacak olan sokağın ve şehrin şimdiki sakinlerinden bihaber olmaları şaşırtıcı olmamalı. Onları birbirlerine tanıştıracak bir sebep de, hepsi birbiriyle yeniden tanış olsun diyedir hemşehrilerin.
Demiş ya Şair Sırri Hanım;
Baharın Ruz-i-Nevrûzun duyup şâd olsa hep güller
Derüp geysûların tebrîke gelse bağa sümbüller
Bu demler her taraftan nağmesâz oldukça bülbüller
Dil-i pür-derdimi gûş etse bülbül, ney gibi inler.
Belki de bu hemşehri şairin yıllar öncesinden seslenen duygularıyla Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği "Bir Belde Var Uzakta" seslenişiyle çağrı yapmış cümle aleme.
Kimileri, duyarlı kimileri bu çağrıya olumlu yanıt vermiş. Türk Eğitim Vakfı (TEV) yönetim kurulu üyeleri olan Diyarbakırlı Davut Ökütçü'nün çağrısına 'olur' demiş.
Darüşşafakalılar Derneği ile Diyarbakır'daki sivil toplum örgütleri de kütüphanenin kitaplarla donatılmasına destekleriyle Sur Belediyesi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile birlikte eski bazalt bir Diyarbekir evinde 8-16 yaşlar arasındaki çocuklara kapılarını hep açık tutacak bir kütüphaneye merhaba demiş.
"Bir taşla iki kuş avlamak" dedikleri bu olsa gerek. Hem bir eski ve yıkılmaya yüz tutmuş evi tarihi ve kültürel mirası korumak adına kurtarmak işi, hem de bu işi bir çocuk kütüphanesi ile taçlandırmak düşüncesi. Doğrusu paylaşılmaya aday.
Belki sırrımızı çözmeye de aday bir başka vesile.
Kütüphanenin konumlandığı sokak, dedik ya bir şairin adıyla müsemma ve onun ev sahipliğinde!
Bir başka hikayesi de var. Şöyle bir Şair Sırri Hanım sokaktan aşağı doğru kendinizi bıraktınız mı, bir okulla yolunuz kesişir. Adı Cumhuriyetle örülmüştür, Cumhuriyet İlköğretim Okuludur adı.
Suriçinin en eski ilkokuludur, Cumhuriyet İlköğretim Okulu. Bu satırların yazarı da 1960'lı yıllarda o okuldan mezundur. Eski evi, hemen okulun yanıbaşındadır. Çok günler, geceleri gaz lambasının ışığında, kimi gündüzleri de Suriiçinin orta yerinde konumlanan Ulu Caminin cümle kapısının hemen üzerindeki ilk şehir kütüphanesinde ilk kitaplarla tanış olmuştur.
Ol sebeple şimdi eski sokağındaki kütüphane onu en eski günlere taşımaya teşnedir. Suriçinin diğer tüm mahallelerinde ve sokaklarında bu ilk örneği pekiştirmesi arzulanan açılmaya aday kütüphaneleri de bekleyerek...(ŞD/EÜ)