Fotoğraflar: Anadolu Ajansı
Bugün 12 Kasım Düzce Depremi’nin 23.yıldönümü. Ülke olarak deprem önlemlerinin, tatbikatların, yapılacakların ve alınabilecek önlemlerin önemi yeniden anlaşılan bir gün.
Yaşanılan 1999 depremi süreci sonrasında deprem anında şehir planlamasının ve risk yönetiminin ciddi önem taşıdığı anlaşıldı.
Afet zararlarını en aza indirmek ve can kaybının olmamasını sağlamak ise kamu yönetiminin sorumluluğunda. Kamu yönetimi kentsel yapı denetimini ve afet yönetimini etkili bir biçimde yapmalı.
TIKLAYIN - Olası İstanbul depremine hazır mıyız?
"Deprem konteynerler bir süre sonra ortadan kayboldu"
Şimdiye kadar yapılan yanlışları, olması gerekenleri akademisyen ve Şehir Planlancısı Pelin Pınar Giritlioğlu bianet’e anlattı.
“Biz 1999 depremine kadar deprem gerçeğini tam olarak anlayamadık. Ne zaman ki deprem bir büyük kentte oldu ancak ondan sonra deprem ne demekmiş, anladık.
“İstanbul için 2002 yılında bir deprem master planı hazırlandı. Fakat bu plan uygulanmadı. Bu raporlarda öne çıkan iki çıktı şuydu: Bir tanesi acil afet acil yollarının belirlenmesi ve buralara park yasağının getirilmesi.
"Bir diğeriyse deprem konteynerlerinin hazır bulundurulmasıydı. Deprem konteynerleri ancak afet sonrasını yönetmek için alınan bir karardı. O konteynerler bir süre sonra ortadan kayboldu.
Depreme karşı birinci önlem: Tahliye Yolları
“Ulaştırma politikası anlamında depreme yönelik hiçbir önlem alınmadı. Başta tahliye yolları olmak üzere. Çünkü deprem anında en önemli şeylerden bir tanesi aslında kent içindeki tahliye yolları, bunlar hem ambulansların, itfaiyenin rahatlıkla geçebileceği hem de insanların kendilerini deprem bölgesinden belli bir düzen içinde uzaklaştırabileceği yollar.
"Afet acil durum yolları olarak adlandırdığımız bu tahliye yollarında birinci derece ana arterlerde bir süre sonra parklanmalar başladı yeniden. Hatta İSPARK eliyle buralar park alanları olarak tanımlandı.
"Oysa buralar UKOME kararıyla birinci derece afet acil yolu olarak tanımlanmış ve park yasağı getirilmişti. Ama UKOME dahil hiçbir kurum bu kararlara uymadı.
“Kentsel boşluklarımızı yitirdik”
“Bizim kentsel boşluk diye tanımladığımız o kamusal alanları da o günden bugüne kaybettik.
“Bunun örnekleri çok. Örneğin; bugün Zorlu'nun yer aldığı alan karayolları arazisi. Keza Küçükyalı’daki Birinci Bölge Müdürlüğünün kara yolları arazisi Tahincioğlu'na verildi.
"Etiler Polis Okulu’nun yapıldığı arazi de toplanma alanıydı. Mahkeme kararlarına ve davaları kazanmamıza rağmen şu anda yapılaşma sürüyor. Mecidiyeköy Likör Fabrikası’nın olduğu alan da yine bir inşaat şirketine verildi. Bunların hepsi bizim aslında afet toplanma alanlarımızdı.
“İmar affı çok tehlikeli bir yasaydı”
“Erişilebilir konut uygulamaları gibi uygulamalar, olması gerektiği gibi ve olması gerektiği yerlerde, ulaşması gereken hedeflere doğru bir şekilde ulaştırılmadı. Dolayısıyla insanlar şu anda o deprem riski altındaki konutlarda yaşamak zorundalar.
“Bunu destekleyecek imar barışı 2018 yılında yürürlüğe girdi. İmar barışı çok tehlikeli bir yasaydı. Biz en son imar affını seksenlerin sonlarında görmüştük.
“O zamandan sonra yeni bir imar affı çıkmamıştı. Fakat 2018 yılında imar barışı adı altında halktan paralar toplandı. İnsanlar, o deprem riski taşıyan tehlikeli yapılarda afet riski altında yaşamaya mahkum bırakıldı. O yapılar olduğu gibi yasallaştırıldı.”
“Deprem riski taşıyan yapılar olduğu yerde duruyor”
“Kentsel dönüşüm meselesi ilk başta TOKİ'yle bakanlık tarafından yürütülüyor gibi görünse de bugün tamamen piyasa koşullarına terk edilmiş. Müteahhitler eliyle yapılan bir şeye dönüştü.
"Dolayısıyla o kentsel dönüşüm için kullanılacağı söylenilen paralar şu an neye harcandı bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şey o yasa dışı ve deprem riski taşıyan yapılar bugün hala olduğu yerde duruyor. Ve milyonlarca insanı deprem tehdidi altında yaşamaya mahkum ediyor.
“Bütün bu konjonktür gerçek bir afet politikasını benimsemediğimiz ve uygulamadığımız anlamına geliyor. Bunun için planlamalara ihtiyacımız var.”
“İBB yönetmek istese de yönetemiyor, engelleniyor”
Giritlioğlu, belediyenin deprem konusunda yetkilerinin sınırlı tutulduğuna da değindi.
“2019 seçimlerinden sonra AKP iktidarı İstanbul'daki planlama yetkilerinin çok büyük bir kısmını belediyenin elinden aldı. Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul üzerinde o kadar az yerde yetki sahibi ki bu durumu bir harita üzerinde incelediğimizde saptamak mümkün.
“İBB’nin çok az alanda faaliyet gösterdiği görülüyor. İstanbul gibi bir kentin büyükşehir belediye yönetimi bugün İstanbul'u yönetemiyor. Yani yönetmek istese de yönetemiyor çünkü yetki alanları tamamen tırpanlanmış vaziyette. Bu da aslında deprem konusunda yapabileceklerini son derece kısıtlı hale getiriyor.
İBB'nin deprem çalışmalarıİstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürlüğü’nden alınan verilere göre ise İBB son dönemde yaptığı deprem çalışmaları şöyle: *Temel afet bilinci eğitimleri; 160 noktada 4.037 kişiye eğitim verildi. 4 proje alanında Çocuk Karnavalına katılım sağlanarak yaklaşık 300 çocuğa oyunlarla afetler anlatıldı. *Eylül 2022’den günümüze 2 yakada 8 ayrı ilçede ilköğretim ortaöğretim ve lise düzeyinde 79 okulda eğitim verildi. *Kentsel Dönüşüm Bilgilendirme Çalışmaları kapsamında 9 Çözüm Ofisi (Bayrampaşa, Beykoz, Büyükçekmece, Eyüpsultan, Kağıthane, Sultangazi, Ümraniye, Zeytinburnu İlçelerinde), sahada aktif hizmet veriyor. *5.599 adet acil toplanma alanı, 130 adet çadır alanı, 28 adet hayvan barınağı, 36 adet kültür ve mali değer tahliye alanı, 197 adet transfer alanı belirlendi. *2022 Ağustos itibarıyla 650.212 haneden oluşan 2.165.207 kişinin yaşadığı toplam 102.084 bina ziyaret edildi. Bina taramasını kabul eden 180.159 haneden oluşan 599.930 kişinin yaşadığı 28.900 bina incelendi. *Bireysel başvuru için “binatespiti.ibb.istanbul” internet sitesini yayına açıldı. Bu internet sayfası aracılığı ile binaların deprem güvenlik sınıfının incelenebilmesi için talepte bulunulabilecek ve sonuçlar öğrenilebilecek. *Her ilçede mahalle bazında deprem risk raporlarını hazırlayıp paylaşıldı. *Marmara kıyısındaki 17 ilçe için mahalle bazında tsunami risk analizi ve eylem planı raporlarını hazırlayıp paylaşıldı. |
(ED/EMK)