"Haber yayımlamamız için gelen insanlar, 'borcumuz ne kadar?' diyor. Yerel basın, son dört-beş yıldır bozulduğu kadar hiçbir zaman bozulmadı. Basın özgürlüğünden fedakarlık edemeyeceğimiz için kısıtlayıcı önlemleri öneremeyiz...En büyük sıkıntıyı da yine biz yerel basın çekiyoruz. Daha bugün bir kişiyi bürodan kovdum."
29 Mart Yerel Seçimler öncesi politik ortamın Milas ve çevresindeki basına etkisini Milas Önder gazetesi sahibi Coşkun Efendioğlu, bianet'e bu şekilde değerlendiriyor.
Yerel seçimlerin basın üzerinde "yozlaştırıcı" etki yarattığını söyleyen gazeteci Efendioğlu, seçim dönemlerin yaygın basına etkisinin yerel basında giderek yaygınlaştığını, adayların paralı haberlerinin yapılması, para veren adayların manşetlere ve göklere çıkarmalara, para veren adayların rakiplerini karalamalara rastlandığına işaret etti.
Efendioğlu, bianet'e verdiği mülakatta, politik çekişmelerden partilerin yerel seçimlerdeki programlara sıranın gelmediğini vurguluyor, örneklerle yerel medyanın yozlaşmasını anlatıyor:
Seçim ortamının basın üzerindeki etkileri nasıl?
Yerel seçimlerin basın üzerindeki etkileri, baskısal anlamda bir etkisi yoksa da yozlaştırıcı bir etkisi var, maalesef. Seçimlerde yaygın basında görülen sıkıntılar yerel basında giderek yaygınlaşıyor. Adayların paralı haberlerini yapmak, para veren adayları manşetlere çıkarmak, göklere çıkarmak, para veren adayların rakipleri hakkında olumsuz haberler yaptırmaları, belden aşağı vuran, geçmişte yaşanmış sıkıntıları deşen haberler vermeleri, hatta son günlerde Milas'ta yaşadığımız gibi, adayın hiç alakası olmayan konuda suçlayıcı yayınlar yapmak.
Milas-Bodrum arasında, bölgenin en büyük ihracat limanının bulunduğu Milas'ın Güllük Belgesi'nde Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) aday adayı Aytunç Kayrakçı ile ilgili yayınları örnek gösterebilirim.
Korsan basın olarak gördüğümüz Milas Anadolu gazetesi imzasız bir köşe yazısıyla eski Belediye Meclisi'nde CHP üyesi olan Kayrakçı'ya üç tane suçlama yöneltti: İmar Komisyonu'nda imar yolsuzluğu yapmak, ODEK Sitesi'nde ev almak ve kaskodan para almak için aracını ateşe vermek...
Kayrakçı düzenlediği basın açıklamasında, "Ben İmar Komisyonu başkanı değil üyesiyim karar veremem. Ben değil, ABD'de yüksek maaşla çalışan kardeşim banka kredisiyle orada ev aldı. Benim ve ailemin tek bir tapulu malımız yok. Benim hiç arabam yanmadı, niçin çamur atıyorsunuz?" diyerek isyan etti. Biz de yanıtını gazetemizde yayımladık.
Milas'ta Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) iki belediye aday adayı vardı. Birisi, sekreteriyle gayri meşru şekilde ilişkiye girdiği gerekçesiyle geçmişte yargılandı ve beraat etti. Seçim döneminde tam da bu iki kişinin isminin Genel Merkeze gidince, burada bir gazete üç yıl önceki bu meseleyi yeniden gündeme getirdi. Neden bilinmez ama bu kişi aday olarak gösterilmedi. Yerel basında çok ciddi bir yozlaşma var.
Zor şartlarda yayıncılık yapmak mı söz konusu, siyasetin seviyesini düşürmeye dönük bir mekanizma mı var yoksa?
Sizin bu söyledikleriniz de var. Ancak bu türden yayınlara daha ziyade, uzun yayıncılık geleneğinden gelen Milas basını değil, son dönemlerde ortaya çıkan gazetelerde rastlıyoruz. Basım tekniklerinin gelişmesiyle -artık bir bilgisayardan veya İnternet kafeden aldığınız bir çıkışla gazete çıkarabiliyorsunuz- çok kolay bir hal aldı. Kendisi ilkokul mezunu bile değil, alıyor bir ortaokul mezunu yazı işleri müdürü, çıkarıyor gazeteyi ve çok büyük gazeteci edasıyla dolaşıyor. Basın özgürlüğünün bizde biraz kötüye kullanılması formları bunlar.
Kaç gazete var Milas'ta?
Son resmi sayımlara göre Milas'ın nüfusu 50 bin 141. Resmi ilan alma hakkı olan dört tane günlük gazete var. Ayrıca, haftalık periyotlarla çıkan, dört tane gazete var. Son olarak seçim öncesinde bir beşincisi çıktı.
Basın kentleşme ve bölgesel sorunları tartışılıyor mu?
Şu ana kadar daha çok partilerin iç işlerine dair konular gündeme geldi. CHP aday olarak avukat Muhammet Tokat'ı, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) orman mühendisi Hasan Gezgin'i, AKP mimar Mustafa Yalçın'ı, Demokratik Sol Parti (DSP) de Hürol Önder'i aday gösterdi. Demokratik Toplum Partisi'nden (DTP) avukat Erdinç Fırat'ı aday gösterebilir ama resmi bir açıklama yok henüz.
Bölgenize özgü hangi sorunlar ele alınabilir?
Milas yerelinin getirdiği bir özgünlüğü de var: Milas Önder gazete dışındaki, Yakamoz, Gazete Milas ve Menteşe gazetelerinin sahibi Milas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı...Geçen dönem Demokrat Parti'den milletvekili adayı olmak için uğraştı, çok geri sıralarda kaldı, olmadı. Bu seçimler için de MHP'den belediye başkanı aday olmak istedi, yine beceremedi. Gazetelerini de genelde kendi işlerinin ya da yaklaşımlarının aracısını olarak kullanıyor. Milas'ın sorunlarını gündeme getirme çabası olmadı, şimdiye kadar.
Önder Milas gazetemizin birtakım atılımları oldu, o yönde davetimiz var ama iç çekişmelerinden, programa bağlı çıkışlara sıra gelmedi. Hatta, bütün belediye başkan adaylarıyla ayrı ayrı röportajlar düzenliyoruz, bunları gazetemizde yayımlayacağız. Ayrıca, adayları Büyük evlendirme salonunda bir açık oturumda bir araya getirmek istiyoruz. Seçime iki-üç hafta kala iki kademeleri olarak, ilk olarak sivil toplum kuruluşları, dernek, oda ve sendikaların katılacağı ve adayların projelerini anlatabilecekleri bir foruma davet edeceğiz. Ayrıca, halkın da katılacağı, soruların yazılı olarak alınacağı bir program düşünüyoruz.
Neler yapılabilir?
Artık adayları programlarını açıklamaya teşvik edeceğiz. Programları ne? Nasıl bir Milas tasavvur ediyorlar ve yapacaklar? Milas'ı tarihiyle, tarımıyla, turizmiyle, sanayisiyle nasıl bir global perspektifle ele alıyorlar? Örneğin, tarihi bir kent olan ve çok büyük bir bölümü SİT alanı olan Milas'ı araçların kenti mi, yayaların kenti mi tahayyül ediyorlar. Çünkü Milas Türkiye'de kişi başına en çok otomobilin bulunduğu yerlerden biri...
İnsan kaçakçılığında Milas bir ara nokta..Basında okuduğunuz insan kaçakçılığı haberlerin yüzde 60'i bizim sahillerimizden, geri kalan Bodrum sahillerinden geliyor. Burada bu meselelere sosyo-ekonomik bir bakışla ele almıyoruz.
Seçim öncesinde habercilik düzelebilir mi?
Çok zor gerçekten! Ben bu büroda muhtarlar koydum...Son dört-beş yıldır bozulduğu kadar hiçbir zaman bozulmadı. Vatandaşı da bozdu bu durum. Bir gün bir kişi muhtarla ilgili şikayet dilekçesini gösterip haberleştirmemizi istedi. Bunu haberleştirdik. Son zamanlarda bir kez daha gelip benzer bir talepte bulununca, "şikayetiniz ne oldu?" diye sorduk. Duruma kaçamak yanıt verdi. İkinci kez haberini yapamayacağımızı söyleyince, "Anladım muhtar sizi görmüştür" demeye getirdi. Neler geliyor önümüze! Haber gösteriyor kişi, "borcumuz ne kadar?" diye soruyor... (EÖ)