Türkiye Avrupa Vakfı’nın (TAV) Avrupa Birliği desteğiyle 2021 Aralık'tan bu yana yürüttüğü SAHNE (Sahte Haberler ve Nefret Söylemiyle Mücadelede Erken Uyarı Sistemi) projesi kapsamında düzenlenen eğitimde gazetecilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve iletişim fakültesi öğrencilerinin katılımıyla dezenformasyon, nefret söylemi ve veri gazeteciliği konuları tartışıldı.
Eğitimde katılımcılara, seçim sürecinde karşılaşabilecekleri zorluklar, nitelikli haber ve gündem takibi yapma, yanlış bilgi ve dezenformasyonla mücadele etme, izleme faaliyetlerini etkili bir şekilde yürütme pratikleri ile veri görselleştirmeyi nasıl kullanmaları gerektikleri aktarıldı.
Eğitimin açılış konuşmasını yapan Türkiye Avrupa Vakfı Proje Koordinatörü Atilla Yardaş, SAHNE projesinin nasıl çalıştığını, neler yaptıklarını, sahte haber ve nefret söylemi tespitinde yapay zekâyı nasıl kullandıklarını aktardı.
IPS İletişim Vakfı/bianet’ten yeni yayın: Hak Odaklı Yerel Seçim Haberciliği Rehberi
“Nefret söylemi seçim zamanı artıyor”
Twitter’da SAHNE projesi kapsamında aylık sekiz milyon veri çektiklerini söyleyen Yardaş, “Twitter (X) metin odaklı olması itibariyle en işlevsel veriyi bize sunuyor. Çektiğimiz verileri algoritmamız işliyor ve insan geri bildirimi ile yapay zekâ bağlamı çözüyor. Sahte haber kategorileri için direkt hesapları, nefret söylemi kategorileri için ise keyword’leri inceliyoruz. ‘Siyaset’ en çok sahte haberin, ‘toplumsal cinsiyet ve cinsel eğilim’in ise nefret söyleminin en çok olduğu başlıklar olarak görüyoruz. Seçim dönemi yaklaştıkça da sosyal medyada kadınlar, LGBTİ+’lar ve azınlıklara yönelik nefret söylemi artıyor” dedi.
Yardaş’ın ardından konuşan SAHNE projesinden Uygar Altınok şunları söyledi:
“Bizim asıl amacımız SAHNE platformunu kullanarak belli olayların sahte haber ve nefret söylemi ekseninde bir ekran görüntüsünü almak. Doğada veri diye bir şey yok, doğada çiğ bilgi var, bu platform bize bir veri seti oluşturmamızı sağlıyor. Algoritma artık son formuna ulaştığında nefret söylemi ve dezenformasyona dair erken uyarı vermeye de başlayacak.”
“Türkiye, haber okumak için sosyal medyada”
Gazeteci Mehmet Şafak Sarı ise yanlış bilgi, dezenformasyon ve seçim sürecine etkilerinden, gerçek kontrol yöntemleri ve doğrulama araçlarından söz etti.
Sarı, Türkiye’de ve dünyada sosyal medya kullanıma dair bazı önemli verileri paylaşarak, “Türkiye sosyal medyayı günde üç saat kullanıyor. 16-64 yaş arası bilgiye ulaşmak ve haber takibi için kullanıyor. Habere bağımlı bir toplumuz. Sosyal medyayı en çok haber okumak için kullanıyoruz. Başarılı bir Google Seo çalışması yapan siteler dışında artık platformlar haberlerini sosyal medyada duyurabiliyor. Türkiye’de en çok WhatsApp, Instagram, Facebook ve Twitter kullanılıyor. Twitter dünya genelinde geri plandayken, Türkiye’de dördüncü sırada” dedi.
Sosyal medya verilerinin ardından Sarı, katılımcılarla dezenformasyon, mezenformasyon, malenformasyon, asimetrik propaganda, sahte haberler, post-truth, komplo teorileri kavramlarına dair konuştu.
“Haberlerde kadınların sesine yer vermeliyiz”
Mehmet Şafak Sarı’nın ardından eğitimde konuşan gazeteci Esra Yalçınalp, seçim sürecinde habercilik standartlarından ve etik kurallarından söz etti. Yalçınalp, kendi tecrübelerinden yola çıkarak sahadan örnekler aktardı, seçim döneminde sokakta yurttaşlara mikrofon uzatırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini aktardı:
“Seçime giderken biz gazetecilerin birinci önceliği kamuoyunu doğru bilgilendirmektir. Çoksesli, objektif içerikler üretmeliyiz. Seçim zamanı doğru bilginin kritik olduğu bir zaman süreci. Yaptığımız haberlerde mutlaka yüzde 50 oranında kadın sesine yer vermek zorundayız. Biz bir sokak röportajı yaparken hep genç erkek kullanırsak sokağın nabzını tutmuş olmuyoruz. Sokakta konuşacak o kadını bulmak zorundayız. Biz gazeteciyiz, dengeli bir yansıtma yapmalıyız. Aynı şekilde seçim sürecinde kadın uzmanlara da yer vermeliyiz.”
Haber yazarken etik değerlerin unutulmaması gerektiğini aktaran Yalçınalp, “Haberde amacımızın ne olduğunu haberin öznelerine dürüst, şeffaf bir şekilde aktarmak zorundayız” dedi.
“En viral haber bile toplumun yüzde birine ulaşmıyor”
Yalçınalp’in ardından, Emre Kızılkaya dijital hikâye anlatıcılığı ve veri görselleştirme üzerine konuştu:
“Grafik bilgiler hem seçmeni bilgilendirmek için çok önemli hem de daha çok etkileşim alıyor. Temel bilgileri tekrarlamaktan kaçınmamak gerekiyor. Belli şeyler birkaç kez daha haber olarak sunulabilir. En viral olan haber bile toplumun yüzde birinden daha azına ulaşıyor. Seçim döneminde sosyal medyayı titizce izlemek, şüpheci davranmak çok önemli. Sürüye katılmamalıyız, olayın gerçekliğini sorgulamak gerekli. Tek kitleye seslenmeyin. Farklı kitleleri düşünerek haberi yazın. Kapsayıcı bir yayın politikası olmalı.”
Flourish, Datawrapper, Canva, Google Sheets gibi platformlar sayesinde verilerin görselleştirilebileceğine değinen Kızılkaya, “Verileri olabildiğince sade, anlaşılır kullanmak gerekli” dedi.
SAHNE Projesi hakkında
Türkiye’de barışçıl iletişime ve toplumsal kutuplaşmanın azaltılmasına katkıda bulunmayı amaçlayan SAHNE’nin proje açısından iki anlamı bulunmaktadır.
Sahte haber (SAHte haber) ve nefret söylemi (NEfret söylemi) kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor.
İkinci olarak “sahne”, proje aktiviteleri yoluyla ifade özgürlüğüne atıfta bulunmaktadır.
Instrument contributing to Stability and Peace (IcSP) kapsamında Innovative media for peace, social cohesion and reconciliation in Turkey, the Middle-East and North Africa hibe programı altında Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Türkiye Avrupa Vakfı (TAV) tarafından yürütülen; Sahte Haberler ve Nefret Söylemiyle Mücadelede Erken Uyarı Sistemi (SAHNE) projesi, nefret söylemi ve sahte haberlerin olumsuz etkilerine karşı kamuoyunu ve ilgili paydaşları bilgilendirmek amacıyla erken uyarı mekanizmaları geliştirmeyi amaçlamaktadır.
(YK/AÖ)