* Dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız 2014 yerel seçimindeki elektrik kesintilerini “Espri yapmıyorum, trafoya kedi girdi” diye açıklamıştı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, bugün seçim güvenliğiyle ilgili tüm tedbirleri aldığını açıkladı:
“Seçimler güvenli. Mükerrer seçmen yok, sahte seçmen yok, ‘Sahte oy pusulası kullanıldı’ diye bir iddia yok. Bütün bunlar yokken, daha seçim başlamadan seçim güvenliği üzerinde tartışma yapmak çok doğru değil. Biz her türlü tedbiri alıyoruz. Benim temennim, isteğim tüm siyasi partilerimizin tüm sandıklarımıza temsilci göndermeleridir. Böyle olduğu takdirde hiçbir şey olmaz. Zaten olduğu yok da. Vatandaşımızın gönlü biraz daha rahat olur.”
Vatandaşın gönlü rahat mı?
Birden fazla oy kullanmaya çalışanlar, açık oy kullananlar ya da oyunun fotoğrafını çekip sosyal medyadan paylaşanlar, başkasının yerine imza atanlar, üzerine “tercih” oyu basılmış pusulalar… Son referandum, bu iddiaların gölgesi altında geçti, sonrasında da sonuçlar uzun süre protesto edildi.
Seçim güvenliği tartışmasının birkaç yıldır gündemimizde olmasına yol açan bazı olayları düşününce bizi tek gülümseten, 2014 yerel seçimindeki elektrik kesintilerinin “trafoya kedi girmesine bağlanması” olmuştu.
TIKLAYIN - İstanbul Kedileri: Tıslayarak Kınıyoruz
Ancak son dört yılda dört kez kurulan sandıkta benzer ihlal iddiaları hep gündemdeydi. Biz de son sandığa gidişimizden hatırladığımız şaibe iddialarını derledik:
“Mühürsüz” sonuçlara tencere-tavalı protesto
16 Nisan Pazar, Anayasa değişikliği oylandı. Anadolu Ajansı’nın resmi olmayan sonuçları açıklamasının ardından da birçok kentte vatandaşlar evlerinden tencere-tava çalarak durumu protesto etti. YSK’nın mühürsüz zarf ve oy pusulalarını geçerli sayma kararıyla referandumu şaibeli hale getirdiği tartışıldı.
TIKLAYIN - YSK: Mühürsüz Zarf ve Oy Pusulaları da Geçerli
YSK, zarf ve oy pusularında bulunması gereken mühürlerin zorunluluğunu, referandumda sandıklar kapandıktan sonra yaptığı açıklamayla kaldırmıştı.
Oysa aynı sabah yine YSK’nın açıklamasına göre, geçerli oyların zarflarında mühür bulunması gerekiyordu.
Muhalefet partilerinin itirazları dikkate alınmadı.
Sanıklarda sivil toplum yerine asker ve polis
İnsan Hakları Derneği (İHD) aynı gün yaptığı açıklamada, sandık başlarındaki ihlalleri sıraladı. Bu ihlallerden en çok öne çıkanı, Kürt seçmenin ağırlıklı olduğu seçim çevrelerindeki okullarda asker, polis, jandarma ve korucu sayısının oldukça fazla olmasıydı.
İHD, sandıktan en az 15 metre uzakta bulunması gereken güvenlik görevlilerinin bu kurala uymadığının gözlemlendiğini açıkladı. Ayrıca İHD gözlemcilerine önceki seçimlerden farklı olarak bağımsız gözlem yapma imkanı tanınmadı ve engeller çıkarıldı.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Delegasyon Başkanı Cezar Florin Preda da oy kullanma noktalarında sivil toplum gözlemcilerinin yokluğunun üzücü olduğunu ifade etmişti.
HDP’li görevlilere engellemeler
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi İBB Kiptaş Meslek Tercih Lisesinde HDP’nin okul sorumluları ve sandık görevlilerinin okul dışına çıkarıldığı iddia edildi.
Yine Bağlar ilçesindeki Fatih Ortaokulu HDP okul sorumlusu da gözaltına alındı.
Van Gürpınar ilçesi Güzelsu İlkokulunda da HDP’li sandık müşahitlerinin asker ve korucular tarafından tehdit edilerek sandıklara yaklaştırılmadığı ve seçmenlerin kimliklerini kontrol ettiği iddia edildi.
Erzurum’un Horasan ilçesi Camikebir Mahallesinde kurulan 1023 Nolu sandıktaki HDP sandık görevlisi ile 1040 Nolu sandıktaki HDP görevlisi, AKP’lilerce sandık çevresinden uzaklaştırıldı.
Parti afişleri gölgesinde seçim
Her seçimde olduğu gibi referandumda da seçim günü kaldırılmış olması gereken kampanya materyalleri, afişler, fotoğraflar okullarda veya okul çevrelerinde veya sokaklarda asılıydı.
Neredeyse tüm okullarda 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili etkinlikler de panolardan indirilmemişti.
AGİT ve Avrupa Konseyi’nden tespitler
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) de ilk gözlem raporunda, “referandum eşit şartlara sahip olmayan bir ortamda gerçekleşmiş ve kampanyanın iki tarafı eşit olanaklara sahip olmamıştır” tespitini yapmıştı:
TIKLAYIN - AGİT Seçim Gözlem Heyeti Sonuç Raporunu Yayınladı
“Anayasa ve ilgili mevzuat tarafından gereğinden fazla sınırlandırılan temel hak ve özgürlükler olağanüstü hal altında olağandışı yetkilerin kullanımı ile özellikle valilerin toplanma ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan kararları ile daha da kısıtlandı. OHAL altında da ifade özgürlüğü kısıtlandı; örneğine rastlanmamış sayıda gazetecinin tutuklanması ve basın-yayın organlarının kapatılması dalgası geniş çaplı oto-sansüre yol açtı.”
TIKLAYIN - Avrupa Konseyi 16 Nisan Referandum Raporunu Açıkladı
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi de referandumun "eşit şartlara sahip olmayan bir ortamda gerçekleştiğini ve kampanyada iki tarafının eşit olanaklara sahip olmadığını” açıkladı. (AS)