Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı olduğu sırada HDP'li milletvekillerinin tutuklanmasını Diyarbakır Adliyesi önünde protesto ederken gözaltına alınarak 6 Kasım 2016'da tutuklanan 23. ve 24. dönem İstanbul milletvekili ve eski HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Özgür Kadın Kongresi (TJA) sözcülüğünü yürüttüğü dönemde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak'ın gözaltına alınması protesto gösterisinde 26 Ekim 2016'da Diyarbakır Belediyesi önünde gözaltına alınıp 30 Ekim'de tutuklanan 23. ve 24. dönem Batman milletvekili Ayla Akat Ata ile birlikte Ayşe Yağcı ve Meryem Adıbelli Kobanê davasında verilen mahkumiyet ve tahliye kararları sonucunda Perşembe akşamı, Ankara Sincan Cezaevinden serbest bırakıldılar.
Tuncel: "Öfkeliyiz..."
Tuncel tahliye edildikten sonra cezaevi önünde kendilerini karşılayanlara ve habercilere "Öfkeliyiz," dedi. "Kobani davası başından beri bir hukuksuzluk davası. Bir intikam davası. Dayanışma cezalandırıldı bugün. Yoldaşlarımızı, arkadaşlarımızı cezaevlerinde bırakarak çıktık. Adalet sağlanmış değil. Aksine adalet bir kez daha katledildi bu dosyayla."
Sebahat Tuncel Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra , tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak yurt dışına çıkış yasağı tedbiriyle tahliyesine karar verildi. Ayla Akat Ata 9 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ata'nın, tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliyesine karar verildi. Ayşe Yağcı, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı, tutuklulukta geçen süre nedeniyle tahliyesine karar verildi. Meryem Adıbelli ise 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve yurt dışına çıkış yasağı konularak, tahliyesine karar verildi.
"Bizi yargılayanlar cübbeli AKP'lilerdi"
Tuncel yargılamanın hukukun inkarından ibaret bir süreç olduğunu dile getirdi: "Bizi yargılayan heyet değildi. Aslında cübbesini giymiş AKP'lilerdi. Cumhur İttifakı'ydı. Biz bunu biliyorduk. Savunmalarımız boyunca da hep bunu ifade ettik. Bugün bu kanıtlanmış oldu aslında. Verilen kararla aslında bu siyaseten bir karar olduğunu biliyoruz. Arkadaşlarımıza onlarca yıl ceza verdilr, bir tvit attıkları için, Kobanê halkıyla dayanıştıkları için. Bugün bu iki yüzlülüğü görüyoruz." dedi.
Tuncel: "Cezaevinden çıkmış olmamız
adaletin sağlandığı anlamına gelmiyor"
Tuncel, Kobanê ile dayanışma eylemlerinin arka planını hatırlattı: "2014'te Kürt halkına yönelik bir katliam vardı. IŞİD eliyle yapılan bir katliam. Halkların Demokratik Partisi bu insanlık dışı vahşete IŞİD vahşetine sessiz kalamazdı. Soykırıma sessiz kalamazdı. Kalmadı da. İnsanlık onuru bunu gerektirirdi. Biz insanlık onuruna sahip çıktık. Bugün bu kararla aslında insanlık onuru cezalandırılıyor. Bizim cezaevine çıkmış olmamız adaletin sağlandığı falan anlamına gelmiyor. Ama biz şunu da biliyoruz ki mücadele bitmedi, devam ediyor."
"İmralı'daki mutlak tecrite karşı
cezaevlerinde mücadele sürüyor"
Tuncel, geride bıraktıkları cezaevlerinde süre giden eylemlere de dikkat çekti: "Yaşadığımız bu hukuksuzluğun, adaletsizliğin, Türkiye 'nin içine düşürüldüğü bu karanlığın temel nedeni Kürt sorunudur. Ve bugün Kürt sorununun temel dayanağı İmralı'da uygulanan işkence sistemidir, mutlak tecrittir. Kürt sorunu çözülecekse önce oradan çözülecektir. O yüzden cezaevlerindeki arkadaşlarımız, yoldaşlarımız mahkemelere çıkmıyorlar, aile görüşlerine çıkmıyorlar." dedi.
Kürt Sorununun "demokratik ve barışçıl çözümüne bir yol açmak için, halkların kardeşliğini sağlamak için dört duvar arasında da olsa mücadele devam ediyor" diyen Tuncel, kendilerini karşılayanları "hep birlikte içerideki yoldaşlarımıza, tilililerimizle, alkışlarımızla ses verme[ye]" çağırdı.
(AEK)