Lübnanlı gazeteci/ yazar Nidal Hamade sosyal medya hesabından Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Şam'daki Geçiş Yönetimi arasında perşembe günü nihai olarak onaylanması beklenen üzerinde anlaşmaya varılmış konularla henüz sonuca bağlanmamış konuları kapsayan ayrıntılı bir haber geçti. Haber, bugüne kadar kamuoyuna taraflarca aktarılan görüş, belge ve tartışmalarla örtüşen bilgileri kapsıyor.
Hamade'nin haberine göre, üzerinde anlaşmaya varılan hususlar ABD ve Avrupa güvencesine sahip, ancak üzerinde anlaşmaya varılamayan hususların, anlaşmazlık sürdüğü takdirde anlaşmanın bütünüyle çökmesine yol açması da olası.
Hamade haberlerini X sosyal medya platformunda @nidalhamade2 adresinden paylaşıyor. İslamcı hareketler, militan gruplar ve kriz politikaları üzerine yorumları ve araştırmalarıyla tanınan Lübnanlı yazar ve gazeteci, Paris VIII Üniversitesi'nden (Université Paris 8, Vincennes-Saint-Denis) mezun ve Kriz Çalışmaları Merkezi (Arapça: مركز دراسات الأزمات) ile bağlantılı olarak tanınıyor. Paylaşımları genellikle Orta Doğu olayları, güvenlik sorunları ve bölgesel grupları ele alıyor. Yorumları özellikle İslamcı hareketler ve militan grupların yanı sıra daha geniş jeopolitik krizlere odaklanıyor.

Hamade, X'te bir mesaj zinciri halinde Arapça yayımladığı paylaşımında şu bilgileri aktardı:
Belirleyici perşembe
SDG ve Otorite [Şam Yönetimi] arasında önümüzdeki perşembe günü yapılacak görüşmelerin son görüşmeler olması muhtemel ve bunlar, üzerinde tam olarak mutabakata varılan son noktalar. Ardından Perşembe günü görüşülecek olan ihtilaflı noktaları sıralayacağım:
Mutabakat sağlanan şartlar
1- SDG'ye Mazlum Abdi liderliğinde üç tam tümen verilmesi
2- SDG, nehrin batısında IŞİD'e karşı uluslararası koalisyonun operasyonlarına eşlik eden bir birliğin geri çekilmesine ilişkin maddeden vazgeçti.
3- Yetkili makamın, on tugay da dahil olmak üzere SDG'ye 100 rütbe verilmesine onay vermesi.
4- Bu Öz Savunma Güçleri (SDG) subayları, rütbe aldıktan sonra, komutaları altında hiçbir SDG personeli olmaksızın, yalnızca kendi başlarına Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ofislerinde görev yapacak.
5- [Şam'daki] yetkililerden oluşan komiteler, kişisel bilgi toplamak ve SDG hapishanelerinde yurttaşları bulunan ülkelerle iletişime geçmek için El-Hol kampında ve IŞİD hapishanelerinde ofisler açacak.
Ancak hapishanelerin korunması ve güvenliği SDG sorumluluğunda kalmaya devam edecek.
6- SDG, aralarında EşrEfiye ve Şeyh Maksud Asayişlerinin de bulunduğu 60 bin askeri personelin adlarını Savunma Bakanlığına ve 30 bin askeri personelin adlarını da İçişleri Bakanlığına iletti ve listelerin Şam tarafından onaylanmasını bekliyor.
7- SDG'nin herhangi bir ülkeye hitap etmesi [doğrudan ilişki kurması] yasaktır ve herhangi bir uluslararası heyetin SDG kontrolündeki bölgeleri değil, Şam'ı ziyaret etmesi gerekir.
8- SDG, kıyı bölgesine ve Suveyda'ya desteği ve Yönetime karşı her türlü isyanı sona erdirecek.
9- SDG'ye tam idari yetki devredilmiştir; bu kapsamda, kendi bölgelerindeki tüm personel atamaları SDG'nin elinde olacaktır.
10- Şam, SDG'nin üç tümenindeki herhangi bir üyenin veya liderin atanmasına veya görevden alınmasına müdahale etmez.
11- Yabancı şirketler petrol [sahalarına] yatırım yapmak için geliyor ve kârlar Şam, SDG ve şirketler arasında paylaşılıyor, ancak sahaların askeri koruması SDG'nin elinde kalıyor.
12- Şam'dan gelen görevliler, kimlik kartlarıyla Tel Abyad ve Resulayn sınır geçişlerini yönetmek üzere ancak yalnızca bireysel olarak ve SDG'nin koruması altında giriş yapacaklar, yani Savunma Bakanlığında görevlendirilecek SDG subayları gibi davranacaklar.
13- Bu anlaşma, Amerikan ve Avrupa garantileriyle uluslararası olarak belgelendirilmiştir.
Perşembe günü görüşülecek tartışma konuları
1- Semalka sınır kapısı; burada SDG askeri ve güvenlik liderliğinin kendi bünyesinde kalmasında ısrarlı ve Şam'dan sadece idari personel kabul edebiliyor.
Elbette bu durum, SDG'nin PKK liderlerini ve diğerlerini getirerek kendini rahat hissetmesini sağlıyor.
2- Prensip olarak, [Şam'daki] yetkililer Savunma Bakanlığına bağlı kuvvetlerin Fırat'ın doğusuna getirilmesi şartından vazgeçtiler, ancak bu hâlâ bir tartışma konusu ve anlaşmanın başarısız olmasına neden olabilir.
(AEK)











