Fotoğraf: SDF komutanı Abdi, CENTCOM komutanı Gen. Michael Erik Kurilla ile/Facebook
Suriye'de DAİŞ istilasını yenilgiye uğratmada karadaki mücadelede başrolü oynayan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), etki alanlarına yönelik Türk bombardımanının bir sonucu olarak ABD ve diğer müttefiklerle ortak tüm terörle mücadele operasyonlarını durdurduğunu açıkladı.
SDG uzun süredir, yeni bir TSK harekatının kendi güçlerini DAİŞ militanlarının tutuldukları El-Hol kampını korumaktan veya Suriye'de vur-kaç saldırıları düzenleyen uyuyan DAİŞ hücreleriyle savaşmaktan uzaklaştıracağı konusunda uyarıyordu.
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ise taraflardan birinin "büyük çaplı askeri operasyonlarının diğer tüm alanlarda zincirleme etkilere yol açacağı ve üç yıla yakın zamandır süren göreceli sükuneti bozması[nın] sadece Suriyeli sivillere verilen yıkıcı zararı daha da derinleştirmekle kalmayacağı" konusunda uyardı.
SDG Sözcüsü: "Tüm ortak operasyonlar durduruldu"
SDG sözcüsü Aram Henna, Reuters'e verdiği demeçte, Suriye'de DAİŞ kalıntılarıyla savaşan ABD öncülüğündeki ittifakla "tüm koordinasyonu ve ortak terörle mücadele operasyonlarının" yanı sıra "düzenli olarak yürüttüğümüz tüm ortak özel operasyonların" durdurulduğunu" söyledi.
19 Kasım'da başlayan ve hem karadan uzun menzilli silahlarla hem hava akınlarıyla süre giden TSK saldırıları, ABD'nin "DAİŞ'le mücadelenin zayıflamasına yol açacağı" uyarılarında bulunmasına neden olmuş, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de, Çarşamba günü telefonla konuştuğu Milli Savunma Bakanı Akar'a ABD'nin "Suriye'deki yeni bir Türk askeri operasyonuna kuvvetle karşı" olduğunu bizzat dile getirmişti.
Austin ayrıca, Pentagon'a göre, TSK bombardımanının "DAİŞ'i saf dışı etmek üzere Suriye'deki yerel ortaklarlıyla birlikte hareket eden ABD personelinin güvenliğini doğrudan tehdit ettiğini" söylemişti.
Pentagon sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, önceki günlerde gazetecilere verdiği demeçte, sadece ortak devriyelerin askıya alındığını ve İD'e karşı operasyonların durdurulmadığını söylemişti.
Şeyhmus Ahmed: "El-hol kampı
ve çevresindeki operasyonlar durdu"
Özerk Yönetim bölgesinin "yerlerinden edilenlerle ilgilenen" daire başkanı Şeyhmuş Ahmed, Reuters'e, "Kasım sonlarında Türkiye'nin yürüttüğü saldırıların DAİŞ'le bağlantılı kadın ve çocukların tutulduğu gözetim kampı El-Hol ve çevresindeki operasyonları kesintiye uğrattığını söyledi.
İnsani yardım operasyonlarının birkaç günlüğüne askıya alındığını ve DAİŞ'le bağlantılı bazı küçüklerin kaçmaya çalıştığını ancak yakalandıklarını aktardı.
Konuyla ilgili Reuters'a bilgi veren bir "Batılı kaynak", DAİŞ bağlantılı yabancı kadın ve çocukların tutulduğu bölümde "kaygı verici bir hareketlenme" olduğunu doğruladı.
SDG lideri Mazlum Abdi bu haftanın başlarında Reuters'e verdiği demeçte, sınır boyunca daha önce görülmedik büyüklükteki TSK yığınakları karşısında Washington'dan "daha güçlü" bir mesaj istediklerini dile getirmişti.
Abdi, "Hala kaygımız sürüyor. Türkiye'yi durdurmak için daha güçlü, daha sağlam açıklamalara ihtiyacımız var." demişti. "Türkiye niyetini açıkladı ve şimdi tepkileri değerlendiriyor. Bir işgalin başlayıp başlamayacağı diğer ülkelerin tutumlarını nasıl analiz ettiklerine bağlı olacak."
SDF daha önce de aynı
nedenle operasyonlardan çekilmişti
Kasım 2018'de TSK saldırılarının hedefi haline geldiğinde SDG "DAİŞ'e karşı operasyonları durdurmuştu.
Erdoğan'ın 2018'de de "sınır karakollarının taciz ateşine maruz kaldığı" gerekçesiyle "Fırat'ın doğusu için tüm hazırlıkları tamamladık. Yakında etkili operasyonlarla terör örgütünün üzerine çökeceğiz. Bir gece ansızın gelebiliriz" diyerek başlattığı saldırıların ardından SDG "Irak sınırına yakın son DAİŞ kalelerine karşı süren operasyonu geçici olarak durdurmak" zorunda kaldıklarını açıklamıştı.
Geir Pedersen'den
çatışmaları durdurma çağrısı
Bu arada BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen Salı günü, BM Güvenlik Konseyi Başkanlığı'na sunduğu yazılı açıklamada taraflardan birinin "büyük çaplı askeri operasyonlarının diğer tüm alanlarda zincirleme etkilere yol açacağı ve üç yıla yakın zamandır süren göreceli sükuneti bozması[nın] sadece Suriyeli sivillere verilen yıkıcı zararı daha da derinleştirmekle kalmayacağı" konusunda uyardı.
Pedersen, "bu aynı zamanda bölgesel istikrarı daha da tehlikeye atacaktır. Ve bastırılmış ancak mağlup edilmemiş olan terörist listesindeki gruplar, herhangi bir yeni istikrarsızlıktan derhal yararlanacaktır," dedi
Özel temsilci "Bu nedenle, tüm aktörleri yüksek sesle ve açıkça kendilerini dizginlemeye ve sükunetin yeniden tesis edilmesi, ülke çapında ateşkese ve uluslararası insancıl hukuka uygun olarak terörle mücadelede işbirlikçi bir yaklaşıma doğru ilerlenmesi için ciddi çabalara girmeye" çağırdı.
Pedersen "Suriye'nin daha az askeri faaliyete ve Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararının siyasi sürecine ve uygulanmasına daha fazla odaklanması gerekiyor." dedi.
(AEK)