Örgütün, İncirlik'te geçen hafta kurduğu "Barış Elçiliği" bir yandan Adana'da yaşayanları, yakınlarındaki tehlike konusunda bilgilendirmeye çalışıyor, bir yandan da girişimi uluslararası bir kampanyayla destekliyor.
Barış Elçiliği için İnternet'te açılan sayfadan günü gününe gelişmeleri izlemek mümkün. Öte yandan, İster Türkçe, ister İngilizce olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a üsteki nükleer bombaları geri göndermesi için elektronik mektup da atabiliyorsunuz.
Mektup metni sitede hazır olarak karşınıza çıkıyor. İsterseniz, kendi eklemelerinizi de yapabiliyorsunuz.
Metin, Türkiye'nin İncirlik'te nükleer bomba bulundurmakla, uluslararası nükleer silahsızlanma anlaşmalarının ihlali anlamına geldiğini söyleyerek, Erdoğan'a çağrıda bulunuyor:
"Türkiye'nin böyle bir ihlalin parçası olmasını istemiyorum. Sizin başka atom bombalarının ülkemize gelişini kesinlikle kabul etmeyeceğiniz, halihazırda bulunanların ise geri gönderilmesi konusunda öncülük edeceğiniz yönünde taahhütte bulunmanızı, bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak talep ediyorum."
"De get laa..."
Greenpeace'e göre, İncirlik'teki nükleer bombaların bir tanesi, Hiroşima'ya atılan bombaların 10 katı yıkım gücüne sahip.
Bu nedenle, nükleer bomba kılığındaki Greenpeace eylemcileri, Adana'daki esnafla, gençlerle, kadınlarla konuşup broşürlerini dağıtarak, nasıl bir tehlikenin yanıbaşında yaşadıklarını anlatıyor.
Ama esnafın tepkisi, farklı olabiliyor. Aslıhan Tümer'in 20 Mayıs'ta İncirlik Günlüğü 'ne düştüğü notlardan bir bölüm:
"Yerel halkla olan temasımız özgüven eksikliği ve bazılarının kadere ne kadar bağlı olduklarını gösterdi. 'Da get laa...' dilbilimsel anlamı olmayan fakat altında çok şey barındıran tipik bir ifade. Şoförümüz bizi roketlerin içinde öylece gördüğünde bu ifadeyi kullandı ve bu şekilde dolaşırsak başımıza büyük dertler açabileceğimizi söyledi. Sivil itaatsizlik kavramının bu topraklardaki eksik temsiline baktığımızda, bu, beklendik bir tepkiydi. Ancak bizim bir işimiz atom bombalarının bu ülkeyi terk etmesinin sağlanmasıysa, biri de toplumun hak arama kültürüne katkıda bulunmak.Link'ler:...
İşbaşındaki 'bombalar', 19 Mayıs akşamı Adana'nın merkezinde broşür ve çıkartma dağıttı. Hemen ertesi sabah iki kişi elçiliğimizi ziyaret ederek bilgi aldı.Yakın ilçelerden birindeki belediyede çalışan konuklarımız, çevrelerinde bulunduğunu öğrendikleri bu bombalardan duydukları rahatsızlığı ifade ettiler. Özgür, bir anne olarak 'çocuklarımı nasıl büyüteceğim' diye düşünürken bu ciddi tehlike karşısında 'çocuklarımı yaşatabilecek miyim' kaygısını taşımaya başladığını söyledi.
Fark ettiğimiz diğer bir şey: Hem mevkii hem kendi kendilerine üstlendikleri üssü koruma görevi açısından, 'ön cephede' bulunan dükkan sahipleri, kendilerine yalnızken yaklaşıldığında her ne kadar konuşmaya açık ve makul olsalar da, birbirleriyle beraberken olası bir karşı gösteriyi gerekirse silah kullanma pahasına nasıl engelleyecekleri hususunda, kim daha sıkı koruyor, diye adeta bir yarışmaya giriyor." (TK)