Barış İçin Akademisyenlere yönelik davalar bugün de Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde devam etti.
30. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ilk duruşması görülen Prof. Dr. Öget Öktem Tanör'ün savunmasını almadan esas hakkında mütalaasını açıkladı. Mahkeme başkanı Utku Ercan, akademisyenin Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2'ye göre cezalandırılması talebine karşı savunma yapan avukat Meriç Eyüboğlu mahkeme salonundan çıkarmak istedi.
İzleyicilerin ve avukatın salonda kalması üzerine başkan Ercan kendisi salonu terk etti. Heyet, bugün ilk duruşması görülen ve yurtdışında çalıştığı gerekçesiyle duruşmaya katılamayan Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu hakkında da yakalama emri çıkardı.
TIKLAYIN - Savcı İlk Duruşmada Mütalaa Açıkladı, Başkan Yakalama Emri Verdi
Duruşma salonunda yaşananları bianet'e değerlendiren Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Prof. Dr. Oktay Uygun, Doç. Dr. Özlem Özkan ve avukat Meriç Eyüboğlu "uygunsuz" ve "endişe verici" nitelemelerinde bulundu.
Gençay Gürsoy: Skandallar dizisi
"Bugüne kadar izlediğimiz davaların birçoğunda benzer sahnelere tanık oluyoruz ama sanığın ifadesi daha alınmadan savcının mütalaada bulunmasına ben ilk kez tanık oluyorum. Buna karşı mahkeme başkanının hiçbir reaksiyon göstermemesine de ilk defa tanık oluyorum.
"Avukatın söyleyeceği iki cümlesini bile dinleme sabrını gösterememesiyle de ilk kez karşılaşıyorum. Dolayısıyla skandallar dizisine bir yenisi eklenmiş oldu.”
Oktay Uygun: Endişe verici
“Bu yargı ile adil bir yargılama yapılması mümkün görünmüyor. Burada sorun sadece yargılanan sanığın içine düştüğü durum değil adaletin bu şekilde önyargılarla savunma hakkını kısıtlayarak gidiyor olması endişe verici.
"Sanıklar zaten perişan oldular. Ama yargılama faaliyetinin bu kadar düşük bir kalitede yapılması gerçekten endişe verici bir durum.”
Özlem Özkan: İnsani kabalık ve hukuki önyargı
“30. ACM'de ilk kez bulunuyoruz. Hemen hemen hiç karşılaşmadığımız bir tepkiyle karşı karşıya kaldık. O da herhalde insani kabalık ve hukuki önyargı. Avukatlarımız ve bizler buna karşı çok da iyi bir tavır gösterdik.
"Salonu terk etmeyerek mahkeme heyetinin ne kadar önyargılı olduğunu, hukuk insanları oldukları halde hukuk dışı davrandıklarını ifade ettik. Bundan sonra bu salonda daha da kalabalık olmamız, uluslararası gözlemcilerin olması, belki barodan bir gözlemcinin olması mahkeme heyeti üzerinde olumlu bir etki bırakır diye umuyoruz.”
Meriç Eyüboğlu: Tavrı beşeri kurallara da aykırı
“Çok sayıda mahkemenin akademisyen davalarındaki tutumunu biliyorum. El işareti yaparak benden dışarı çıkmamı istedi. Çok uygunsuz bir hareketti.
"Benim savunma makamını temsilen orada olmamı, bunun bir yargılama olmasını, kendisinin hakim olmasını ve bizim Türk Ceza Kanunu'nu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu'ndaki bir takım kurallara bağlı olmamız gerektiğini bir kenara bıraktığınızda bile aslında iki insan arasındaki, bir kadın bir erkek arasındaki davranılmayacak; beşeri kurallara da aykırı bir biçimde defolup gidilmem işaret edildi.
"Ne karar verecekleri önceden belli"
“Bu sadece benim şahsıma ya da yargılanan imzacı hocamıza değil bir bütün olarak akademisyenlere mesaj veren bir tutum. Henüz yargılama başlamadan çok kötü bir tavırla karşılayıp her şeyi yok sayma tutumu. Ne karar verecekleri tutumlarından, mütalaadan belli.
"Orada da söylediğim gibi bizi çağırmalarına gerek yok. Belirledikleri günde, saatte kendileri duruşma yapıp karar verebilecek vaziyetteler. Duruşmalarda avukat da yargılanan da istemiyorlar. Dosya üzerinden karar verebilirler. Söz konusu olan akademisyen davaları olunca bunu çok daha belirgin bir şekilde görüyoruz. En başından sonu belli olan bir yargılama sürecine bizi mahkum ettiler.
“Bu keyfi, gayri hukuki ve kişisel olarak da en temel beşeri kurallara aykırı tutumu şikayet edeceğim. Ne değişir bilmiyorum ancak tarihe not düşülsün.” (TP)