Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi Savcısı Sait Yakışan, Doğan Kitapçılık'tan çıkan "Allah'ın Kızları" romanından "dini değerlerin aşağılandığı" ve "kin ve düşmanlığa tahrik edildiği" iddiasıyla hapsi istenen yazar Nedim Gürsel için beraat istedi.
Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Hakkı Yalçınkaya, müfettiş incelemesinden yeni dönen dosyayı incelemek için süre isteyince yargılamanın ikinci duruşmasına 26 Mayıs'ta devam edilmesine karar verdi.
Bu arada, bugünkü duruşmada müdahillik talebi reddedilen Ali Emre Bukağılı'nın şikayetiyle, romanın Ağustos 2008'de yapılan ikinci baskısına da aynı gerekçelerle dava açıldığı öğrenildi. Bukağılı'nın 19 Kasım 2008'de yaptığı söz konusu şikayetiyle açılan ikinci dava da 26 Mayıs'ta görülmeye başlanacak.
Müdahil olamadığı gibi savcı kitaba beraat istedi
Fransa'nın İstanbul Başkonsolosluğu'ndan Konsolos yardımcısı Alain Dubuis'in de izlediği duruşmaya, Bukağılı ve avukatı Ceyhun Gökdoğan katılırken, yargılamada yer almayan Gürsel'i avukatları Şehnaz Yüzer ve Kemal Evren Alpar temsil ettiler.
Mahkeme, "Allah'a, peygambere, peygamberimizin hanımlarına, diğer peygamberlere, kutsal kitabımız Kuranı Kerim'e hakaret içerir sözler kullanıldı. Ben Müslüman'ım ve kitabın içeriğinden rencide oldum" diyerek müdahil olmak isteyen Bukağılı'nın bu talebini "doğrudan zarar gördüğüne ilişkin bir delil bulunmadığı" gerekçesiyle Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 7 Aralık 2005 tarihli kararına dayanarak reddetti.
Yüzer: Müslümanlık ve din kimsenin tekelinde değil
Yüzer, "Müslümanlık ve din kimsenin tekelinde değil. Kamu hukukunun hakkını Cumhuriyet savcıları koruyabilir. Müdahale talebi reddedilmeli" dedi.
Savcı: Kamu barışı bozulmadı, tehlike oluşturmadı
Savcı , kitapta "kutsal kitabın kargacık burgacık harfleri", "Allah'ın başka işi yok muydu", "Donsuz İbrahim", "Muhammet'e bir cin musallat olmuş, onu ele geçirip kölesi yapmıştı", "Allah'ın kızları ne güne duruyordu", "Çırılçıplak uzanmış Allah'ın kızları" gibi sözlerin "dini değerlere hakaret" olarak cezalandırılabilmesi için gerekli şart olarak kamu barışının bozulduğuna ilişkin yeter, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığını söyledi.
Savcı, "kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla ilgili olarak da, kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike ortaya çıkardığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, kamuoyunda bu yönde oluşmuş somut bir tehlikeden ortaya çıktığına ilişkin yeterli kanıt bulunmadığına kanaat getirerek, "atılı suçun maddi unsurlarının oluşmadığı" gerekçesiyle Gürsel'in beraatini istedi.
Yüzer, kitabın basıldıktan sonra 8 Nisan 2008'de Cumhuriyet Savcısına iletildiğini ve iddianamenin 11 Kasım 2008'de kabul edildiğini belirttikten sonra, Basın Kanunu'nun 26. maddesinde öngörülen dört aylık dava açma süresin aşıldığını savunarak, davanın düşmesi gerektiğini ifade etti; savcının mütalaasına da katıldıklarını söyledi.
Alpar da, kitapta kapsamından koparılarak şikayete konu edilen ifadeler dışında dine ilişkin lehte ifadelerin de yer aldığını kaydederek, kasıt unsurunun dahi bulunmadığını savundu. Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra kararını verecek. (EÖ)