Hikmet Sami Türk, İzmir’de bir panelde yaptığı konuşma sırasında, avukatlarca protesto edildi. Avukatlar, dönemin Adalet Bakanı Türk’ün, 28 kişinin öldürüldüğü Hayata Dönüş Operasyonu’ndan sorumlu olduğunu, yerinin sanık sandalyesi olduğunu söyledi. Türk, avukatları şikayet etti.
İzmir Cumhuriyet Savcısı İbrahim Bilhan Bilaloğlu ise 20 Ekim’de verdiği kararla protestocu avukatların yargılanmasına gerek olmadığına hükmetti. Savcı Bilaloğlu’nun kovuşturmaya yer yok kararı şöyle:
“Açılan pankartta ya da şüpheli avukatın sözlerinde hakaret içeren söz ya da eylem bulunmadığı, demokratik olarak görüş bildirme şeklinde meydana geldiği, muhatabının bulunduğu ortam icabı tolerans göstermesi gereken sert eleştiriler olduğu anlaşılmıştır…”
“Demokrasi dersi veremez”
Olay, 13 Mart’ta Türk’ün konuşmacı olduğu İzmir’de Konak Belediyesi’nin düzenlediği “Hukuk ve Demokrasi Nereye Kadar” başlıklı panelde gerçekleşti. Türk şikayet dilekçesinde olayı şöyle anlattı:
“Hikmet Sami Türk konuşmasına başladığı anda Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi üyesi olduğunu belirten bir grup avukat ’19 Aralık hapishaneler katliamını unutturmayacağız. Hikmet Sami Türk’ün yeri sanık sandalyesidir’ yazılı pankart açtı.”
“Avukat Dinçer Çalım, ‘Birçok kişi hapishanelerde gaz bombalarıyla katledildi. Emri veren de Hikmet Sami Türk’tür, adalet önüne çıkacaktır. Sanık sandalyesine oturması gereken kişi demokrasi dersi veremez’ dedi.”
“Dönemin akil insanları”
Hikmet Sami Türk dilekçesinde, “istenmeyen ölüm ve yaralanmalar olduğunu, üzücü olayların gerçekleşmemesi için elinden geleni yaptığını” da belirtti.
O dönem hapishanelerde açlık grevi yapanlarla görüşmeleri yürüten Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Can Dündar ve Mehmet Bekaroğlu’nu da “akil insanlar”a benzetti.
Türk, şikayet dilekçesinde, hukuk profesörü olduğunu, vekillik, Devlet Bakanlığı, Adalet ve Milli Savunma Bakanlığı yaptığını da ekledi.
Türk, Avukat Dinçer Çalım’ın “hakaret ve iftira” suçlamalarıyla yargılanmasını istedi. İzmir Başsavcılığı Türk’ün isteğini reddetti. (AS)