Avukat Erselan Aktan, 1+1 Ekspress’te Suriye’nin kuzeyinde öldürülen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nâzım Daştan ile ilgili suçlamalara ilişkin bir yazı kaleme aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22 Aralık’ta “örgüt mensubiyetleri nedeniyle haklarında kayıt bulunduğunu” iddia ettiği ancak ayrıntı vermediği dosyalardan bilgi paylaştı. Gazeteciler hakkında açılan dava ve soruşturmaların hukuki olmadığını söyleyerek eleştirdi:
...
Başsavcılık, Nâzım Daştan hakkındaki kayıt için Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki kayda işaret ediyor. Daştan 2016’da sosyal medya platformu Facebook’ta yaptığı paylaşımlar gerekçe gösterilerek örgüt üyeliği, örgüt propagandası yapmak, örgüte yardım etmek, halkı askerlikten soğutmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek ve tehdit olmak üzere, toplamda altı ayrı suçlamayla gözaltına alınıyor ve hakkında dava açılıyor.
İddianame savcısı, Daştan’ın Facebook’taki paylaşımları örgütün üst düzey yöneticilerinin talimatlarıyla yaptığını iddia etmiş, iddialarını şöyle gerekçelendirmişti:
‘Sanığın ‘MİT, Cerablus ve Azez halkını işgal edip tampon bölge kurmak için kirli planlar devreye koydu, bu kapsamda Antep’in Nizip ilçesinde bir araya gelen çeteciler yeni bir güç oluşturma kararı aldı’ şeklindeki halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici mesnetsiz yazıyı paylaşmak suretiyle…’
‘… ‘Silopi’de katledilen ve cenazesi günlerce sokaklarda bekletilen Taybet İnan’ın defnedilmesi için AİHM’e başvuruldu’ şeklindeki halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici mesnetsiz yazıyı paylaşmak suretiyle…’
‘… ‘Diyarbakır Ofis’te polisler elimizde kameraları görmesine ve gazeteci olduğumuzu söylememize rağmen bize gerçek mermilerle ateş etti’ şeklindeki halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici mesnetsiz yazıyı paylaşmak suretiyle…’
‘2 Ocak 2016 tarihinde havanın aydınlanmasına yakın saatlerde çekilmiş bulut ve bina resimlerinin bulunduğu fotoğrafı PKK/KCK/YPG terör örgütünün Suriye ülkesinin bir kısım toprakları ele geçirmesini kast ederek, ‘dün özgürleştirilen bir köyde güneş kendini böyle göstermişti’ şeklindeki yorumla terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı…’
Nâzım Daştan’ın Facebook hesabından elde edilen paylaşımların iddianamede sıralanması bu şekilde devam ediyor. Daştan’ın paylaşımlarının çoğu, paylaşımda linkleri de verilen haberler ve o haberlerden alıntılanmış ifadeler. 2016’da, tutukluluğunun dördüncü ayında duruşmaya çıkarılan Daştan, muhalif bir gazetede çalışan bir gazeteci olduğunu, bu yüzden de suç teşkil etmemesine rağmen Facebook paylaşımları gerekçesiyle yargılandığını söylüyor.
Daştan, ‘Facebook hesabımda paylaştığım haberlerin hepsi haberci refleksiyle paylaştığım haberlerdir… Silopi’de katledilen kadın ile ilgili haber yaptım, cenazesi yedi gün dışarıda bekletildi. Katledenler mi suçlu, haber yapan ben mi suçluyum? Gözaltına alınan bir gazeteciyi haber yaptım… Benim yaptığım haberler suç ise bütün gazetecilerin tutuklanıp cezaevine girmesi gerekir’ diyor.
Savcı, suçlamalarının bir kısmından feragat edip Daştan’ın halkı askerlikten soğutma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme, örgüte yardım etme, tehdit suçlamalarından beraatını ve tahliyesini mütalâa ediyor. Ağır ceza mahkemesi ise paylaşımları örgütün üst düzey yöneticilerinin talimatlarıyla yapıldığına dayandırılan örgüt üyeliği isnadı dahil, bütün suçlardan beraatına kararı veriyor.
"Protesto edenlerin tutuklanması iktidarın sözlerinin sağlaması"
Aktan, Cihan Bilgin hakkında ise 2015’te davaya dönüşmemiş bir soruşturma açıldığını belirtti. Cihan Bilgin’e açılan soruşturma ve Nâzım Daştan’a açılan davanın, yazdıkları haberleri veya sosyal medya paylaşımlarını örgüt talimatıyla yaptıkları gerekçesiyle açılan onlarca soruşturma ve davanın benzerleri olduğunu anlattı.
Dava ve soruşturmaların Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği ‘sanal devriye’ uygulamasıyla elde edildiğini belirten aktan “İş basit: Facebook’un veya Twitter’ın arama motoruna gündemin seyrine göre anahtar sözcükler giriliyor, suç olarak görülenler ayıklanıp savcıya bildiriliyor. Bunlardan bir kısmı soruşturmaya, bir kısmı da davaya dönüşüyor. Geriye kalanlar kayıt…” dedi. Sözlerini de şöyle bitirdi:
“Nâzım Daştan ve Cihan Bilgin’in insansız hava aracıyla hedef alınması, kayıtlarla gerekçelendirilen müdahalelerin nerelere varabileceğini gösterdi. Resmi açıklamanın bir başsavcılığa havale edilmesi, Daştan ve Bilgin’in neden öldürüldüğünü soranların gözaltına alınıp tutuklanması ise bir gazeteciye demeç veren iktidar kurmayının sözlerinin sağlaması: 'Suriye için bir karar alındı. Gidebileceğimiz son noktaya kadar gideceğiz. Oradaki örgütlere silah bıraktıracağız. Bunun aksini iç politikaya yansıtmaya çalışanlar karşısında hukuku görecek.'
Yazının diğer kısımlarına ve tamamına 1+1 Ekspress’in internet sitesinden ulaşabilirsiniz.
(HA)