28 Şubat döneminde yayınlanan andıcın ardından uğradığı saldırıda ölümden dönen Darış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Akın Birdal buna yol açan gazetecilerin itiraflarına rağmen savcıların harekete geçmemesini eleştirerek Meclisin sorumluluk üstlenmesini istedi.
Birdal, diğer BDP'li milletvekilleri Özdal Üçer, İbrahim Binici, Osman Özçelik ve İnsan Hakları Derneği (İHD) başkanı Öztürk Türkdoğan, araştırma komisyonu kurulması için verdikleri önergeyle ilgili basın toplantısı düzenledi.
PKK'li Şemdin Sakık'ın ifadelerine ek yapılarak örgütten destek almakla suçlanan dönemin İHD başkanı Birdal 12 Mayıs 1998'de silahlı saldırıya uğradı. Aynı iddia yüzünden gazeteciler Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand da suçlandı.
O dönem andıcı yayınlayan Sabah gazetesinden Ergun Babahan ve gazetenin sahibi Dinç Bilgin, gelen bilginn sahte olduğunu bilerek yayınladıklarını söyledi; asker-gazeteci ilişkilerine dair itiraflarda bulundu. Sakık da yayınladığı kitapta sorgusuna daha sonra Genelkurmay başkanlığı yapan Yaşar Büyükanıt ve Şemdinli bombalamasının faillerinden Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in de katıldığını anlattı.
"İstihbarata çalışan gazeteciler kimler?"
Birdal dün mecliste düzenlenen basın toplantısında "Sakık'ın ifadesine eklenmek istenen kimi gazeteci ve insan hakları savunucularının isimlerinin Şemdin Sakıkca reddedildiği, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in elyazısı ile eklendiği ve bunun basın organlarınca yayınlanması için gazete sahiplerine, genel yayın yönetmenlerine iletildiği artık bilinmektedir" dedi.
"Ancak BDP'nin her etkinliğinin, eyleminin hemen ertesi günü soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcıları, Bilgin ve Babahan'ın söyleşilerini suç duyurusu olarak kabul etmemiş ve ilgililerin bilgisine bile başvurmamıştır."
BDP'li vekiller araştırma önergesinde şu soruların aydınlatılmasını istedi:
* Andıcı kim gazetelere servis etmiştir?
* Andıcın yayınlanmasını ısrarla isteyen gazeteciler, gazete sahipleri, genel yayın yönetmenleri kimlerdir?
* Andıcı yayınlayan gazete ve TV'lere ne ayrıcalık tanındı?
* O dönem ve şimdi medyada istihbarat örgütleri adına çalışanlar kimdir?
* Ordu ve istihbarat örgütleri hangi amaçla medya kuruluşları ile ilişki kuruyor?
Gazetecilere çağrı
Birdal, medya ve iktidar ilişkisinin, askerin medyayı kontrol etme çabasının, gazetecilerin ajan olarak kullanılmasının kanıksandığını belirtti.
1946 Tan gazetesi baskını, 1955 6-7 Eylül olayları, 12 Eylül'de askerlerin gazetecilere haberleri dikte etmesi, 1990'larda Olağanüstü Hal bölgesinde gazetecilere yapılan ajanlık teklifleri ve gazeteci cinayetlerini örnek veren Birdal ekledi:
"Bu soruların yanıtlarını bilmek kamuoyunun en doğal hakkıdır. Bunun sağlanmasının ilk adımı olarak, olağan ya da olağan üstü dönemlerde gönüllü ya da zorunlu olarak bu ilişkilere giren gazetecileri bildiklerini açıklamaya çağırıyoruz. Bu yanıtlar bulunduğu ölçüde demokratikleşmenin önündeki engeller giderilebilecek toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkı özgürce kullanılabilecektir."(EÜ)