Tarhan'ın avukatlarının bianet'e verdiği bilgiye göre, savcı, Tarhan'ın tahliyesini ve tutuksuz yargılanmasını istedi. Ancak mahkeme bu isteği kabul etmedi. Daha önce istenmiş olan doktor raporu, Tarhan'ın daha önce verdiği ifadeler gibi belgelerin faksla gönderilmiş kopyalarını da, "aslı olmadığı" gerekçesiyle kabul etmedi.
Avukat Suna Coşkun, Tarhan'ın mahkemeye, duruşmadan önce, 7 askerin saçlarını ve sakalını, zorla ve şiddet uygulanarak kestiğini, darp ve zorlamanın sonucu olarak oturamadığını anlattığını, ancak hakimin bunu dikkate almadığını, söyledi.
"Hakimin Mehmet'i adli tıbba sevk etmesi gerekirdi. Daha önce, vicdani retçi Mehmet Bal olayında yaşanan usul budur."
Avukatları, cezaevinde gördüğü muamelenin ardından Tarhan'ın adli tıp raporu alabilmesi için uğraşıyor.
Böylece Tarhan, yeniden Sivas'taki askeri cezaevine gönderilirken, duruşma 9 Haziran'a ertelendi.
Diğer retçilere gözaltı: "Dayak yedik, sanık olduk"
Duruşmada Tarhan'a destek vermeye gelen yaklaşık 30 vicdani retçiden 3'ü de bakaya ve yoklama kaçağı oldukları gerekçesiyle göz altına alındı.
Savaş Karşıtları Derneği üyeleri, bianet'e, "Erdem Yalçınkaya, Mustafa Şeyhoğlu ve Ersan Uğur Gör'ün mahkeme çıkışında gözaltına alındığını" açıkladı.
"Arkadaşlarını vermek istemeyen, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu anti-militaristler, birbirlerine kenetlenip şiddetsiz eylem biçiminde direndiler. Polis bunun üzerine gruba saldırdı. Ardından 7 kişi daha gözaltına alındı."
bianet haberinin hazırlandığı sırada adli tıpta muayenede olan 3 retçinin, savcılığa ifade vermelerinin ardından askerlik şubesine gönderilmesi bekleniyor.
Mehmet Tarhan'ın kardeşi Emine Tarhan da, olay yerine gelen komiserin kendilerine "arbedeyle ilgili tanıklık yapabilirsiniz" demesinin ardından polis merkezine giren kadın retçilerin sanık olarak alıkonduğunu anlattı.
Av. Coşkun: İşkence değil de nedir?
Avukatı Coşkun, Tarhan'ın saç ve sakalının zor kullanarak ve şiddet uygulanarak kesilmesinin, Tarhan'ın askeri cezaevinde yaşanan ölümle tehdit, kötü muamele ve dayak olaylarını basına iletmesinin ardından gerçekleştiğine dikkat çekiyor:
"Bizim Tarhan'ın yaşadıkları ve askeri cezaevi koşullarıyla ilgili basın açıklamamıza kadar böyle bir şey olmamıştı; saç, sakal kesilmedi. Askeri disiplin yönetmeliği, tek tip elbise, saç ve sakalı şart koşuyor.
"Ancak bunun uyarı, kınama, iletişim yasağı, hücre hapsi gibi yollarla gerçekleştirilebileceğini söylüyor. Yönetmelikteki zor kullanma ibaresi şiddet anlamına gelemez. Yaşanan zor kullanma işkence değil de nedir?
Mehmet zaten tek tip elbise, saç ve sakalı reddettiği için arka arkaya disiplin cezası alıyor. Hücre hapsi, üç ay mektup yasağı aldı."
Genelkurmay'a mektup
Tarhan'ın askeri cezaevinde can güvenliğinin sağlanmasını isteyen Düşünce Suçuna Karşı Girişim, "acil çağrı" mektubunu Genelkurmay'a gönderilmek üzere imzaya açtı.
Mektup, "duruma acilen müdahale edilmesini, sorumluların yargı önüne çıkarılmasını" talep ediyor:
"Her şeyin emir-komuta zinciri içinde yürüdüğü bilinen silahlı kuvvetlerde böyle bir olayın bir kere cereyan edebilmiş olması bile akla 'Verin şunu ağzının payını' şeklinde bir emir verilmiş olduğunu getirmektedir. Ama bu olay duyulduğu ve duyurulduğu halde bir kez daha tekrar ederse, bu gibi düşünceler kuşku olmaktan çok öteye gider.
Buna mahal verilmemesi için duruma derhal müdahale edilmesini bekliyoruz." (TK)