Üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un öldürülmesiyle ilgili savcılığın hazırladığı iddianame yetkililerin olayın ardından polisi koruyan açıklamalarını kesin olarak yalanladı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, polis memuru Gültekin Şahin'in "olası kasıtla nitelikli öldürme" suçundan müebbet hapisle yargılanmasını istedi.
Vali Ahmet Altınparmak, 12 Mayıs'taki olayın ardından yaptığı açıklamada "Ağır darbe tabancadan değil. Kurşun sırtını sıyırmış geçmiş. Bunu mazur görmüyorum ama asıl darbe, bar önündeki darptan alınmış. Gözaltılar yaşandı ve sorgulamalar sürüyor. Olayların büyümemesi lazımdı ama provokasyon da var. Eldeki kapsül polise ait bir tabancanın değil. Tespit yapılmaya çalışılıyor" demişti.
Ailesi ve arkadaşlarıysa Kurt'un iki grup arasındaki kavgaya müdahale eden polis tarafından vurulduğunu savunuyordu.
Olay
İddianameye göre olay, gece yarısı iki kadına birahanede bulunan erkeklerin sözlü taciziyle başladı. Arkadaşlarının uğradığı tacize tepki olarak toplanan üniversite öğrencileriyle ülkücü grup arasında kavga başladı.
Polis şüphelileri gözaltına aldıysa da gruplar arasındaki çatışma devam etti. Bunu önlemek için resmi ve sivil polisler görevlendirildi.
Kavga sırasında sivil polisler Şahin ve Oktay Kebapçı silahlarını çekerek havaya ateş etti ve solcu öğrecileri kovalamaya başladı.
Şahin havaya ateş ettikten sonra silahını kaçmakta olan gruba doğrulatarak birkaç el daha ateş etti ve Kurt'u sol omzundan vurdu. Hastaneye kaldırılan Kurt İzmir 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi ve burada 24 Mayıs'ta yaşamını yitirdi.
Polis soruşturma kapsamında Anadolu Ajansı muhabirinin çektiği görüntüleri, güvenlik kamerası görüntülerini, otopsi raporunu ve gördü tanıklarının ifadelerini topladı; gördü tanıkları da Şahin'i teşhis etti. Şahin'se hedef alarak ateş etmediğini söyleyerek suçlamayı reddetti.
"Kirli kavga son bulsun""
Kurt 25 Mayıs'ta memleketi Batman'da Barış ve Demokrasi Partililerin de katılımıyla toprağa verildi.
Baba Ömer Kurt "Şerzan doğayı severdi, insanları severdi, herkesle oturup kalkardı. Demek ki karanlık güçler onun bu mücadeleci ruhunu, insanı ilişkilerini gördü ki, bırakmadı 5 metre koşsun; nefesini kestiler" dedi.
"Şerzan bu halkın çocuğudur. Bu kirli kavga son bulsun. Devlet bir an önce bu çığlıklara kulak versin. İnsanlar arsındaki barışı sağlasın. Kürt halkıyla oturup konuşsun, herkesin kendini ifade edeceği bir anayasa yapsın."
Polis şiddeti
Bu yılın ilk üç ayında 12 kişinin devlet eliyle öldürüldüğünü söyleyen TİHV başkanı Şebnem Korur Fincancı, Polis Vazife ve Salahiyet Yasası (PVSK) gibi kolluk kuvvetlerine şiddet kullanmaları yönünde tanınan yasal olanakların ve cezasızlığın bu tabloda baş etken olduğunu vurgulamıştı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) raporuna göre, kanunun değiştiği Haziran 2007'den sonraki iki yılda içinde polisin dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle ateş açması, gösterilere müdahale etmesi, ev baskınlarında silah kullanması sonucunda 40 kişi öldü 53 kişi yaralandı. (EÜ)