Onur Yaser Can’ın karakoldaki işkencenin ardından intihar etmesi sonucu polislere açılan evrakta sahtecilik davasının altıncı duruşması bugün İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Can ailesinin avukatı Ercan Kanar, yargılanan polislerin amirleri hakkında da soruşturma açılmasını talep etti. Mahkeme bilirkişi raporunu bekleyecek.
Sanık polisler ise duruşmaya katılmadı.
“Polislerin belgeleri değiştirdiği raporda yazıyor”
Bugünkü duruşmaya Onur Yaser Can’ın babası Mevlüt Can ve kardeşi Ezgi Sevgi Can ile avukatları Ercan Kanar, Çiğdem Şat ve Ömer Kavili katıldı.
İlk olarak söz alan avukat Kanar, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan (TİHV) yargılama dosyası ile ilgili özel mütalaa istediklerini, tamamlandığında mahkemeye sunulacağını ifade ett,.
Kanar, Ulusal Kriminal Büro’nun raporunun da davayla ilgili kendi iddialarını doğruladığını söyledi.
Kanar, raporda, polislerin evrakta sahtecilikten yargılandığı dava konusu olan belgelerde değişiklik yapıldığının belirtildiğini, ayrıca mahkemeye gönderilen belgelerde de eksiklik olduğunu açıkladı.
Kanar: “Polisler FETÖ’den tutuklandı”
Kanar ayrıca soruşturmayı yürüten polisin de tutuklu olduğunu hatırlattı:
“Yargılamaya konu soruşturmayı yürüten komiser Hakan Aydın ve yardımcısı FETÖ [Fethullahçı Terör Örgütü] soruşturması kapsamında Urfa’da tutuklandı.”
“21 Ekim 2014’te mahkemenize sunduğumuz dilekçe ile davanın sanıkları dışındaki kişilerle ilgili suç duyurusu yapmıştık, reddedilmişti. Ancak suç teşkil eden eylemlerden amir konumundaki kişilerin de sorumluluğu bulunuyor. Onlarla ilgili işlem yapılması yönündeki talebimizi yineliyoruz.”
“İşkence insanlık suçu, görmezden gelmeyin”
Mevlüt Can da söz alarak, bu davanın sadece “sahtecilik davası” olarak görülmemesi gerektiğini söyledi ve “Bu olaya oğlumun ölümüyle sonuçlanan bir olay olarak bakılıp örgütsel kapsamda oğlumun ölümüne sebebiyet veren herkesin tespit edilerek yargılanması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Ezgi Sevgi Can da “mahkemenin insanlık suçu olan işkence suçunu görmezden gelmemesi gerektiğini” ifade etti.
Kavili: Bilirkişi delilleri “sehven” kaybetmişti
Avukat Kavili de bilirkişinin delilleri “sehven” imha ettiğini hatırlattı:
“Bilirkişi, Yargıtay’ın dosyayı bozmasından sonraki bir aşamada delil niteliğindeki CD’leri imha ettiğini bildiren bir yazıyı dosyaya gönderdi. Bu bile eylemin, iddiamızı doğrulayacak şekilde, örgütlü bir çete faaliyeti olduğunu gösteriyor. Mahkemenin yapması gereken, bu faaliyetin içerisinde bulunan tüm ilgililerin sanık olarak huzurunuza getirilmesidir.”
Savcı: Ne olduğu, ne bulunabileceği konumuz değil
Savcı İsmail Özmumcu, olayla ilgili dört ayrı dava olduğunu da söyledi ve mütalaasında şöyle konuştu:
“Buradaki davanın sahtecilik davası olduğunu unutulmaması ve asıl bu zabıt değişikliğinin neden yapıldığının araştırılarak mahkemeye de bu taleplerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle yapılan araştırmalarda bulunabilecek bu bulguların ne olduğu ve ne bulunabileceğinin araştırılması bu mahkemenin konusu değildir. Talepleri konusunu da mahkemenin takdirine bırakıyoruz.”
Mahkeme Başkanı İsmet Karabulut, TİHV’den gelecek bilirkişi raporunun beklenmesine ve raporun sunulmasından sonra taleplerin değerlendirilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 1 Şubat 2017’de.
Ne olmuştu?
Onur Yaser Can, 2010’da Narkotik Şube'de iki defa ifade verdikten sonra kötü muamele ve çıplak aramaya maruz kalıp üçüncü kez ifadeye çağrılınca intihar etti. Ardından, annesi Hatice Can da Mart 2014’de intihar etti.
Onur Yaser Can öldüğünde 28, annesi Hatice Can 57 yaşındaydı.
TIKLAYIN - "ONUR YASER'İN HAYATINI ÇALDILAR"
Can ailesi, Onur Yaser’i alıkoyan ve ifadesine giren polisler hakkında “işkence, görevi kötüye kullanma ve cinsel saldırı”dan suç duyurusunda bulunsa da, savcı Muammer Akkaş takipsizlik kararı verdi. Dava 2014'te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşındı.
TIKLAYIN - ONU YASER VE HATİCE CAN İÇİN ADALET ARAYIŞI SÜRÜYOR
Yazdıkları tutanakta değişiklik yaptıkları bilirkişiyle saptanan polisler Sonay Gündoğdu ve Salih Bahar ise “evrakta sahtecilikten” suçlu bulundu.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Mayıs 2012 tarihli kararına göre, iki polise 2 yıl 6 ay ceza verildi. Yargıtay'ın bozma kararının ardından “evrakta sahtecilik” suçlamasıyla polislerin yargılaması devam ediyor. (AS)
* Onur Yaser Can’ın ölümü, polislerle ilgili dava, suçlamalar, hukuk süreci hakkında daha geniş bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.