Taksim Dayanışması üyesi beş kişinin de aralarında olduğu 26 kişi hakkında “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla hazırlanan ikinci iddianame de İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunuldu.
Savcı Nazmi Okumuş’un hazırladığı ilk iddianame, “Şüphelilerin hangi kanundaki hangi suç veya suçları işlemek için örgüt kurdukları veya yönettikleri anlaşılmadığından, şüphelilerin savunmalarının alınabilmesi için iddianamede açıklanması gerekir” denilerek reddedilmişti.
Soruşturmayı Okumuş’tan devralan Savcı Mesut Erdinç Bayhan ise iddianamedeki “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasını değiştirmeyerek yine aynı mahkemeye sundu.
İkinci iddianamedeki fark, “görevli memura mukavemet” suçlamasının çıkarılmış olması.
Neden örgüt kurdular?
İddianamenin sunulduğu 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nin değerlendirmek için 15 günü var ancak ikinci kez ret hakkı yok.
İlk iddianamenin ana ret gerekçesi, örgüt kurmak ve yönetmekle suçlanan kişilerin, bu örgütü neden kurduklarının belirtilmemiş olmasıydı.
İkinci iddianamede de bu gerekçe belirtilmedi.
“Duruşmasız beraat” bekliyorlar
Mücella Yapıcı’nın avukatı Meriç Eyüboğlu bianet’e yaptığı açıklamada, iddianame reddedilse de değişiklik beklemediklerini söyledi:
“Zaten bu suçlamalarla, daha önce başka bir Gezi iddianamesinde olduğu gibi duruşma bile yapılmadan beraat kararı verilmesini bekliyoruz.”
“Taksim havuzu” diye bilinen olayda, Gezi direnişiyle ilgili yazılan başka bir iddianamedeki tüm şüpheliler duruşmaya gerek görülmeden beraat etmişti. İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi, baret ile deniz gözlüğünün delil gösterildiği iddianamedeki şüphelilerle ilgili “ilk bakışta suçsuz oldukları anlaşılıyor” demişti.
“Mukavemetten” vazgeçildi
Savcı Okumuş’un hazırladığı ilk iddianamede, Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi Haluk Ağabeyoğlu hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 220/1. maddesi uyarınca “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla 17 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Diğer 21 şüphelinin ise 10'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
Taksim Dayanışması üyelerinin ayrıca, TCK’nın 265. maddesindeki “Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanmaktan” da cezalandırılmaları isteniyordu. Yeni Savcı Bayhan’ın hazırladığı iddianamede sadece bu son suçlama çıkarıldı.
İlk iddianamedeki, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlaması ise aynı kaldı.
İddianamede Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla insanların alana toplanması “halkı kışkırtmak” olarak değerlendiriliyor. (AS)