İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin savcısı değişince, N. Mehmet Güler'in yazdığı ve Ragıp Zarakolu'nun da yayıncısı olduğu "Ölümden Zor Kararlar" isimli romandaki karakterler "bölücü" oluverdi.
Davanın 19 Kasım 2009'da görülen ikinci duruşmada savcı Mustafa Çavuşoğlu, esas hakkındaki mütalaasında, "suçun yasal unsurları oluşmadığına" kanaat getirerek beraate karar verilmesini isterken 25 Mart'ta görülen son duruşmada görev yapan yeni savcı Savaş Kırbaş roman karakterlerinin söylemini tehlikeli bularak yazar Güler'in, "terör örgütünün propagandasını yapmak" iddiasıyla cezalandırılmasını talep etti.
Her iki tutuksuz sanığın, kitaptaki roman kahramanları "Sıti", "Sabri" ve "Şiyar" nedeniyle Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2 maddesinden 7,6 yıla kadar hapisler isteniyor.
Dosya bilirkişiye gitmeyecek
Kırbaş, kitabın bir bütün olarak roman olarak yazıldığını, örgütün kırsal alanda faaliyet gösteren üyelerinin arasındaki işbirliği, dayanışma ve eylemlerinin destansı bir üslupla anlatıldığını savundu.
Mahkeme sanıkların avukatı Özcan Kılıç'ın, eserin edebi niteliğinin tespitinin bilirkişi yoluyla yapılması yönündeki talebini reddetti. 10 Haziran, saat 9,50'de yapılacağı açıklanan bir sonraki duruşmada karar verilmesi bekleniyor.
"Yargı dün Karayel esiyordu, bugün Poyraz..."
Zarakolu, duruşmada söz alarak, "Dava açılırken Karayel vardı. Ülkede sert rüzgarlar esiyordu. Kasım ayında beraat istenirken ise, Lodos, yani ılımlı bir hava vardı. Bugün ise, Poyraz, yani sert bir hava var. Ülkenin iklimi yargıya da yansıyor sanıyorum" dedi.
Güler daha önceki savunmasında, "Türkiye'nin çok sıkıntılı da olsa gerçekleriyle yüzleşmekte olduğunu kaydederek, "Türkiye, 30 yılını ve binlerce canını almış bir çatışmayı ele almak zorundadır. Toplumsal travmayı onarmanın en iyi yolu olduğunu düşündüğüm için sorunu edebiyat yoluyla işlemeye karar verdim. Bir edebiyat çalışmasını, istediğiniz bölümleri cımbızlayarak, işinize gelenleri seçerek ve parçalayarak iddianame düzenleyemezsiniz" demişti.
Kitap kapağındaki sözlere de suçlama
Kapağın arka kapağındaki şu sözler de suçlama konusu: "12 Eylül'ün gölgesi bile ağır bir yüktü. Ama seçimler olmuş, sivil yaşama geçilmiş, bir nebze de olsa toplum soluk almaya başlamıştı. Daha da önemlisi, 15 Ağustos ile başlayan savaş, korkuları o kabusa dönen insanları gölgesi gibi takip eden korkuları kırmaya başlamıştı, 12 Eylül'ün cuntacıların tartışmasız dokunulmaz hükümran imajı çatlamaya başlamıştı". (EÖ)