İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW) Irak, Ürdün ve Türkiye'nin sınır görevlilerinin Suriye'den kaçmaya çalışan onbinlerce kişiyi geri püskürttüğünü açıkladı.
Sadece Lübnan’ın savaştan kaçan Suriyelilere kapılarını açık tutma politikasını sürdürdüğünü bildiren örgüte göre, Irak, Ürdün ve Türkiye çok sayıda sınır kapısını ya tamamen kapatıyor ya da sadece sınırlı sayıda Suriyeli'nin geçmesine izin veriyor.
HRW’den yapılan açıklamada bu tutumun on binlerce kişinin Suriye'nin savaştan harap olmuş sınır bölgelerinde, tehlikeli koşullar altında kalmasına yol açtığı bildirildi.
Suriye’nin komşularının sınırlarındaki mültecilerin durumuyla ilgili HRW belgeleri arasında Türkiye’ye ilişkin ifadeler de yer alıyor.
“Türkiye, binlerce kişinin Bab al-Salam, Atma ve Suriye sınırındaki diğer geçiş noktalarından girişlerini engelliyor.
“Yalnızca ara ara Bab al-Salam kampından ve sınırın Suriye tarafında yer alan kamplardan küçük grupların sınırı geçmesine izin veriyor. Binlercesi ise haftalar veya aylarca Suriye'de tarafında kalmak üzere engelleniyor.”
Yüzbinlerce mülteci
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, haziran ortası itibariyle Ürdün'de BMMYK'ye kayıt olmuş ya da kayıt süreci devam eden 480 bin Suriyeli bulunuyorken, bu sayı Türkiye'de 387 bin, Irak'ta ise 158 bin civarındaydı.
Lübnan'daki BMMYK'ye kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı da 550 bini geçiyor. Bu rakam Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde onuna denk düşüyor. Lübnan hükümeti ülkede yaşayan Suriyeli sayısının bir milyonu aştığını tahmin ediyor.
“Açıkhava hapishanesi”
İnsan Hakları İzleme Örgütü uzman mülteci araştırmacısı Gerry Simpson, “Irak, Ürdün ve Türkiye'nin ülkelerindeki katliamdan kaçamayan on binlerce Suriyeli için Suriye'yi bir açıkhava hapishanesine dönüştürme riskini taşıdığını” belirtti.
“Ne bu ülkelerin artan mülteci sayısının yarattığı baskı, ne de Suriye'nin içine yardım ulaştırmak, insanların temel hakları olan zulümden ve diğer ihlallerden kaçarak iltica hakkının ihlal edilmesini meşru kılabilir.” (YY)
HRW'nin açıklamasının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.