Avrupa Sol Partisi'yle (ASP) Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) ortak düzenlediği Ortadoğu Konferansı'nda dünyada yoksulları ekolojik tahribatla karşı karşıya getiren neoliberal küreselleşmeye karşı alternatif küreselleşmeyi yaratmanın önemi vurgulandı.
Taksim'deki Hill Otel'de gerçekleştirilen konferansın "Ekolojik Kriz ve Ortadoğu" başlıklı dünkü (20 Aralık) oturumunda, nükleer enerji politikalarının sadece çevresel tehlikesiyle değil emperyalist güçlere yönünde bağımlılık yarattığı açısından da tehlike oluşturduğuna işaret edildi.
Konferansta, ABD Başkanı George W. Bush'a ayakkabılarını fırlatan Iraklı gazeteci Muntazar El-Zeydi'ye Avrupa ve Türkiye Solu olarak destek mesajı gönderildi; işgal ortadan kaldırılana kadar sürecin takipçisi olunacağı ifade edildi.
Aysu: Gıda krizi de başlarsa kimse engelleyemez
Çiftçi Konfederasyonu'ndan Abdullah Aysu, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü ve şirketleri yoluyla da Avrupa Birliği'nin suyu bir ticaret aracı olarak görmesini eleştirdi, "Su sorununun çözümü de ekolojik olmalıdır ve hiçbir canlıyı mağdur etmemelidir" dedi.
Filistinlilerin kendi topraklarında artezyen açmalarına engel olan İsrailli yetkilileri eleştiren Aysu, AB'nin Türkiye'de Dicle ve Fırat Nehirleri üzerindeki su yönetiminde İsrail'i garantör ülke yapmaya çalıştığını savundu.
Aysu, ABD'nin tüm silahlarıyla girdiği Irak'ta ekolojiye zarar vermekle kalmadığını, suni tohum olarak çevreye zararlı Monsanto tohumlarını da dayattığını kaydetti; "Küresel kriz eğer ekoloji ve gıda kriziyle birleşirse hiçbir devlet bunun önüne geçemez. En kötü barış, en iyi savaştan iyidir" dedi.
Tuncer: Sorunlara ekolojik çözüm lazım
DTP İstanbul milletvekili Sebahat Tuncer, ekolojik bilinci vurguladığı konuşmasında, Güneydoğu'daki çatışmanın yıllardır, "güvenlik" gerekçesiyle -Diyarbakır, Bingöl ve Tunceli gibi bölgelerde ormanların yakılması, bomba kullanımından dolayı da tarım alanlarının zarar görmesiyle- ekolojik yapıya büyük zarar verdiğine işaret etti.
Ilısu Barajı'nın yapımıyla 200 bin kişinin Diyarbakır veya İstanbul gibi büyük kentlere göç edeceğini öngören Tuncer, bu barajla Munzur Vadisi gibi bir sit alanında planlanan sekiz barajın da asıl olarak "güvenlik" gerekçesiyle yapıldığını ileri sürdü.
"Batman petrolünden Batmanlı nasıl yararlanamadıysa, baraj yapılan bölgelerdeki insanlar da bundan faydalanamayacaklar."
Tuncer, Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi kentlerde geçen yaz büyük su sıkıntısı yaşandığını, bunun tarım ve hayvancılık üzerinde yıkıcı etkileri olduğunu söyledi; yetkilileri ekolojik yaklaşımı yaygın ve samimi şekilde göstermeye çağırdı.
Athanidi: Nükleer zararlı, yatırımı bağımlı kılar
Akdeniz Anti-Nükleer İzleme Örgütü temsilcisi Olga Athanidi de, çevre üzerinde tahribatı olabilecek nükleer politikaların maliyeti nedeniyle bağımlılık da getirdiğini örneklerle anlattı.
Bir nükleer reaktörün 7 milyar dolara malolduğunu, reaktörü kapatmanın da yarı oranında maliyet çıkardığını ifade eden Athanidi, "Reaktör inşası için ülkelerin bankalara ihtiyaç duyması, onları ekonomik ve siyasi açıdan birer rehine haline getiriyor. Nükleer atıklar 3 bin yıl kadar aktif kalabiliyor. Güçlü ülkelerin atıklarını kabul etmek de bir rehineliktir" diye konuştu.
ABD'nin Asya'daki başka çıkarları için Hindistan'a nükleer programını çalıştırması ve mali kaynak bulmasına yeşil ışık yaktığını söyleyen Athanidi, ABD'nin İsrail'e yaptığı gibi kendi nükleer projesine de destek vermesini isteyen ve bu nedenle "dostluğunu kanıtlama"ya çalışan Mısır'ın Mısırlıların tepkisine neden olduğunu ifade etti.
Akkuyu Santrali'nin inşası için hükümetin Rus İnşaat Şirketi'ne izin vermesinden de söz eden Athanidi, "Buna karşı mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. (EÖ/TK)