2012 teması "Şehir ve Korku" olan İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali bu yıl dördüncü kez düzenleniyor. Etkinliklerin İstanbul, Ankara, İzmir ve Hatay'da düzenlendiği festivalin İstanbul'daki ilk gün konukları İngiltereli yazar Louis de Bernieres ve Kolombiyalı yazar Juan Gabriel Vasquez'di. Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nde düzenlenen "Çatışma anlatıları: Savaşı nasıl yazmalı?" etkinliğinin moderatörlüğünü yazar Burhan Sönmez yaptı.
Sönmez, "savaş", "ölüm" ve "gerçek" kelimelerinin birbirine bağlı olduğunu, savaş romanlarında bireyin iç dünyasındaki hayatla savaştaki hayatın paralel gittiğini belirtti.
Vasquez: Veba'da Nazi sözü geçmez ama...
Juan Gabriel Vasquez, kişinin içindeki savaşla dışarıdaki savaş arasında bağlantı kurmanın eserlerinde temel bir nokta olduğunu ve kamusal alanın bireyin şahsi hayatının içine girdiği anların takıntılı olarak üzerine düştüğünü söyledi. "Kolombiya'da 1938-1958 yılları arasındaki Şiddet Dönemi'nden sonra çok sayıda şiddet konulu romanlar yazıldı ki bunlar çok kötü romanlardı. Gabriel Garcia Marquez, 'Şiddet Romanı' adlı makalesinde Kolombiyalı yazarların hatasının gerçeğe doğrudan bakmak olduğunu ve yapılması gerekenin gerçeğin evine arka kapıdan girmek olduğunu söyler. Roman türünün varoluş sebebi sadece romanın söyleyebileceği şeyleri söylemesi."
Albert Camus'un "Veba" adlı kitabını buna örnek veren Vasquez, Fransa'nın Naziler tarafından işgalinin anlatıldığı kitapta Fransa, Nazi ve işgal kelimelerinin kullanılmadığına dikkat çekti.
Vasquez'in konuşmasına "gerçeğe doğrudan bakmanın sorun teşkil ettiği" noktasında katkıda bulunan Louis de Bernieres ise "Savaş hikâyeleri yazarken insanlar genellikle şiddete odaklanır ama savaş yalnızca şiddetle ilgili değil. Savaş, tüm duyguları daha yoğun ve uçlarda yaşamanıza neden olur." dedi.
Daha sonra Sönmez'in vurguladığı "Ibn Haldun 'Coğrafya kaderdir' sözünü her iki yazar kendi deneyimleri doğrultusunda yorumladı.
Kolombiya Şiddet Dönemi'ne ilişkin üç romanı olan Vasquez, son romanı "Düşen Şeylerin Gürültüsü"nü uyuşturucu savaşlarının ve öngörülemez şiddetin arttığı yıllarda yaşadıklarının etkisiyle yazdığını ve biyografik özellik taşıdığını belirtti.
Barnieres: Dünyanın yok olacağı korkusu vardı
Louis de Bernieres de savaş anekdotlarıyla ve etrafındaki insanların nükleer bir patlama olacağı korkusunu yaşadığı bir zamanda büyümesinin savaş hikâyeleriyle ilgilenmesinin nedeni olduğunu söyledi. "Benim savaşla ilgilenmemin sebebi şahsidir. Ailem 30 yıl arayla dünya savaşlarını görmüş ve herkes nükleer patlamayla dünyanın yok olacağı korkusu içindeydi."
Burhan Sönmez "Corelli'nin Mandolini" ve "Kanatsız Kuşlar" gibi romanlarıyla tanınan Louis de Bernieres'in bir ulusun değil dünya yazarı gibi hissedildiğini söyledi. Louis de Bernieres bunda ailesinin dünyanın çeşitli yerlerinde yaşamasının ve buraların hikâyeleriyle büyümesinin etkisi olduğunu belirtti. "İyi bir hikâye bulursam dünyanın neresinde olduğuyla ilgilenmem. Bana güzel bir öykü anlatırsanız muhtemelen benim olsun mu diyeceğim." (BK/HK)