"Yılların ölümleri, iki taraflı bitmeyen bir ölüm. Her gün birileri 'kanları yerde kalmayacak' diyor, öbürleri bir dahaki 'teröre' hazırlanıyor. Resmi söylemde ise çözüm yok, bundan sonra da olacağından umutlu değilim. Ben 'can her şeyin üstündedir' diyorum. Benim gibi düşünen çok insan var. Ama ateş düştüğü yeri yakıyor. İçselleştiremiyoruz. Canımız yanmıyor diye gencecik insanların ölümüne uzak kalmak bana artık utanç veriyor. "
Yıldız Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Meryem Koray'la "Aydınlar, Yaşlılar, Anne-Babalar 'Nöbete'" yazısını konuştuk.
Koray yazısında "BM’in yaptığını biz yapamaz mıyız? Bu bizim savaşımız, barışı da biz sağlamalı, çözümü de biz bulmalıyız, değil mi? İki taraftaki resmi çevreler o noktada değilse, toplumun içinden bu konu üzerine odaklanmış bir ‘barış gücü’ çıkarmak niye olmasın? Başarılamaz ve bir işe yaramaz mı diyorsunuz? O zaman başka bir şeyler önerin..." diyordu.
İlk destek kadınlardan
Koray'ın görüşlerine ne türlü tepkiler geldiğini soruyoruz, "Çevremdeki kadın arkadaşlarımdan destek geldi, hem 'eline sağlık' dediler hem de 'ne yapmalıyız?' diye sordular" diyen Koray, dünkü dersinde de yazıyı öğrencileriyle konuşmuş.
"Öğrencilerimden birinden yazıyı okuyup özetlemesini istedim, sınıfta yazı hakkında konuşan on öğrenci varsa dokuzu yaşananların insani olmadığında hemfikir. Ama sessiz kalanlar adına bir şey söyleyemem."
"Ben de tepki, destek gelmesini bekliyorum açıkçası" diyen Koray'a yazısında verdiği mesajların nereye değmesini istediğini sorduğumuzdaysa şöyle yanıt veriyor:
"Sivil toplum kuruluşlarından ziyade tek tek medyadan, sanat çevrelerinden ve diğer çevrelerden insani taleplerle öne çıkan bireylere ulaşmasını isterim."
"Ben nöbete giderim"
"Bende solda yer alan bir ismim ama, başka birtakım duyarlılıkları olup da yola çıkan insanlar olabilir, 'önce can, önce insan, önce barış' diyen insanlardan oluşacak bir grup olabilir" diyen Koray önerilerini sıralıyor:
"Mesela iş dünyası destek olsa, oralarda barakalar yaptırılabilir. Belki bir haftalık dönemlerle nöbete gidilebilir. Ben gidip nöbet tutup, 'bu çocukların yanındayım' diyebilirim."
"'Realistliğimizden' midir nedir? Sessizlik var"
Koray yurtdışında bu tarz girişimlerin çok daha yankı bulduğu kanısında.
"Türkiye'de ölümlere 'dur' demekte ütopik bulunan bu fikirler fazla realist olduğumuzdan mıdır nedir, karşılık bulmuyor. Sessizlik oluşuyor."
İki çocuk annesi de olan Koray "Bana artık '21. yy., bilgi toplamı, iletişim, teknoloji çağı' demeyin, bana ölümleri nasıl durduracağımızı söyleyin" diyerek ilerlemenin nasıl algılandığına değiniyor.
Okul yönetiminden ya da askeriyeden tepki alıp almadığını sorduğumuz Koray, tepkinin "sessizlik" olduğunu söylüyor.
"Sessizlik var. Sessizlik kendi hayhuyunda olmaktır, sessizlik çözüm olamayacağındandır, sessizlik 'bana mı kaldı?' demektir... " (EZÖ/TK)