Panele, Yeşil hareketin çeşitli kentlerdeki temsilcileriyle, doğa ve çevre örgütlerinden 25'i aşkın çevreci katıldı. Ankara Yeşillerinden Abdullah Anar, 5 Haziran Çevre Günü nedeniyle Yeşillerin hazırladığı basın açıklamasını okudu.
Barışçı enerji
Greenpeace Akdeniz Ofisi'nden Özgür Gürbüz, panelin ilk konuşmacısıydı. Gürbüz, Greenpeace'in kuruluşunu, dünyada ve Türkiye'deki çalışmalarını anlattı. Greenpeace'in enerji kampanyası hakkında bilgi veren Gürbüz, başta küresel ısınma olmak üzere fosil yakıtların yarattığı çevre sorunlarına ilişkin bilgiler de verdi.
Türkiye'nin "yenilenebilir enerji" kaynakları bakımından önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Gürbüz, buna rağmen Türkiye'de enerjinin yüzde 68'inin fosil yakıtlardan sağlandığına dikkat çekti.
1997'de gündeme getirilen küresel ısınmaya karşı "Kyoto Protokolü"nün uygulanmayışını ve Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) protokolü kabul etmemesini eleştiren Gürbüz, "yenilenebilir enerji" kavramı yerine "barışçı enerji" kavramının kullanılması gerektiğini savundu.
Türler yokoluyor
Doğa Derneği Başkanı Güneşin Aydemir ise, Atlas Dergisiyle birlikte yürüttükleri "Sıfır Yokoluş Kampanyası" hakkında bilgi verdi.
Kampanya sorumlularından Aydemir, Türkiye'de endemik türde canlıların bulunduğu 244 "miras alanı" saptadıklarını, buralarda yaşayan canlıların yok oluşlarını önlemeye yönelik çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi.
"Yaşamak, doğanın yokoluşuna katkıda bulunmaktır" diyen Aydemir, çevre örgütlerini "gerçekleştirdikleri doğayı koruma etkinlikleri sırasında, doğanın yok edilmesine istemeden de olsa katkıda bulunmakla" eleştirdi. Aydemir, "Doğayı, doğayı korumak için yaptığımız eylemlerden vazgeçebilecek kadar çok seviyor muyuz" diye sordu.
Genetiği değiştirilmiş organizmalar
Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara (GDO) Hayır Platformu temsilcisi Mebruke Bayram da, dünyada ve Türkiye'de giderek yaygınlaşan GDO'ların doğaya ve çevreye aykırı yönleri hakında bilgi verdi.
GDO'ların biyolojik çeşitliliği ortadan kaldırıp yeryüzünde tektipleşme-monokültür yarattığını anlatan Bayram, genetiği değiştirilmiş organizmaların patentlendiğini hatırlattı; yeryüzündeki canlı türlerinin özel mülkiyet konusu haline gelemeyeceğini savundu.
Yeşiller'in, 5 Haziran Dünya Çevre Günü Bildirisi'nden
"Savaş En Büyük Çevre ve İnsanlık Suçudur"
Bugün savaşa amansız, hesapsız hayır demenin zamanıdır. Bugün doğayı yok eden ve aşırı tüketimi tek yaşam biçimi olarak dayatan tüm politikalara hayır demenin zamanıdır.
Savaş yoksulluk, sefalet, tükeniş demektir. Savaş insanlık suçudur. Savaş en büyük çevre suçudur. Savaş silah tüccarlarının ve gücüyle haklılığını inşa edeceğini düşünen muktedirlerin silahıdır. Bugün Bush'a ve küresel kapitalizmin baronlarına ya da aymazlığa ya da yok ediciliğe gelme deyip, aklın, sağduyunun ve doğanın yaşamasını savunma zamanıdır.
O yüzden Biz Türkiye Yeşilleri, Irak'ta yaşanan işgale, Filistin'de yaşanan katliamlara, ülkemizde ki maden talanlarına, petrol uygarlığına ve doğanın hangi sebeple olursa olsun yok edilmesine, yani sermayenin küreselleşmesinin arttırdığı yıkımlara karşı dünyada gelişen alternatif küreselleşme hareketlerini önemli bir toplumsal dinamik olarak görüyor ve destekliyoruz.
Yaşanabilir bir dünya ve doğa için savaşa, yoksulluğa, insanın insan üzerindeki ve doğa üzerindeki her türlü tahakkümüne ve sömürüye hayır diyoruz.
Tıpkı Bush'a ve NATO'ya hayır dediğimiz gibi...
Küresel Yeşiller
2001 Nisan'ında 70 ülkeden 800 kişi Küresel Yeşiller'in ilk toplantısı için Avustralya'nın Canberra kentinde bir araya geldi. Üç gün sonunda tüm dünyadan delegeler, Küresel Yeşiller Bildirgesi'ni kabul ettiler ve Küresel Yeşiller İşbirliği Ağı'nı, bu yeni küresel hareketi inşa edebilmek için elle tutulur somut basamaklar olarak kurdular.
Küresel Yeşillerin ilkeleri
1. Ekolojik bilgelik
2. Sosyal adalet
3. Katılımcı demokrasi
4. Şiddet Karşıtlığı
5. Sürdürülebilirlik
6. Çeşitliliğe saygı
Türkiye Yeşilleri'nin temel ilkeleri
Yeşillerin 20-23 Nisan 2002 Bodrum buluşmasında tartışılan ve geliştirilmek üzere kabul edilen aşağıdaki ilke ana başlıkları, yeşil politikaların geliştirilmesi ve yeşillerin örgütlenmesi için bir temel niteliği taşımaktadır:
1- Doğaya uyum ve ekolojik bilgelik
2- Endüstriyalist tüketim toplumuna karşı ekolojik, paylaşımcı ve çoğulcu toplum
3- Kapitalizme ve neoliberalizme karşı küresel mücadele
4- Erkek egemenliğinin reddi
5- Militarizme karşı sivilleşme, savaşa karşı barış
6- Doğrudan demokrasi
7- Yereli öne çıkaran merkezsiz ağ tipi örgütlenme
8- Birey özerkliğini geliştirici toplumculuk ve kolektif çalışma anlayışı
9- Otoriter ve tahakkümcü yapılara karşı duruş
10- Kültürel, dinsel, etnik, cinsel ve düşünsel farklılıkların ve çok renkliliğin tanınması (MS/BB)