Türk Sanat Müziği sanatçısı Müzeyyen Senar tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hayatını kaybetti. Salı günü uğurlanıyor.
İzmir’in Urla ilçesinde Darüşşafaka'nın yaşlı bakımevine kaldırılan Senar, 15 Ocak’ta Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılmış ve burada 13 gün tedavi görmüştü. Senar, sağlık durumunun kötüye gitmesi üzerine 2 Şubat'ta Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
Müzeyyen Senar kimdir?
1918 yılında Bursa'nın Keles ilçesinde doğan Müzeyyen Senar, müzik eğitimine, Anadolu Musiki Cemiyeti'nde kemençe üstadı Kemal Niyazi Seyhun Bey ve udi Hayriye Hanım gözetiminde başladı. Hafız Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Lem'i Atlı, Mustafa Nafiz Irmak gibi devrin önemli üstatları da ona dersler verdi, zamanın sevilen şarkılarının yanı sıra, kendi bestelerini de öğretip söylemesine yardımcı oldular.
Kemal Niyazi Bey ile İstanbul Radyosu'nda şarkı söylemeye başlayan Senar, İstanbul'un en önemli müzikhollerinden biri olan 10. Yıl Belvü Gazinosu'nun sahibi İbrahim Dervişzâde’nin de dikkatini çekti ve gazinonun 1933 yılının yaz sezonunun yıldızlar programına Müzeyyen Senar da alındı. Senar, sonraki yıllarda İstanbul'un başka ünlü gazinolarında da sahne aldı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün de ilgisini çekti ve sanatçı birçok kez Atatürk’ün özel meclislerinde şarkı okudu.
Özel bir ses
Taş plaklar, 33'lükler, albümler... Müzeyyen Senar çok özel bir sesti. Kendisi altı yaşındayken bir düğünde şarkı söylediğini ve sabah kalktığında konuşmamaya başladığını anlatırdı. ''Nazara inanır mısınız?'' diye sorardı, sonra da ''kekeme olduğum için müziğe daha çok bağlandım'' derdi.
Pek çok bestekar ilk şarkılarını Senar'ın seslendirmesini isterdi. 1993'te İstanbul Bebek Gazinosu'nda son konserini verdi ama bu sahneyle ilişkisini kestiği anlamına gelmedi.
1998'de devlet sanatçısı seçildi.
2004'te Sezen Aksu'nun öncülüğünde 73. Sanat yılında yine sahnedeydi.
Diva
Radi Dikici, Cumhuriyetin Divası Müzeyyen Senar kitabında şöyle yazıyor:
''Tılsımını adının harflerinde taşıyan bir imge...Dudaklarının arasında dökülen tek notayla milyonların yüreğini titreten eşsiz bir ses... Gözlerinin ışığıyla bulunduğu ortamın aurasını değiştiren bir eda... Seslerin ve ezgilerin büyüleyici dünyasına adanmış bir yaşamın öznesi... Sözcüklere sığmaz bir kadın... ihtişamlı bir geleneğin klasiklerinden, günümüzün gönül okşayan fantezilerine uzanan musikimizin doruktaki değerlerini en özgün ve Özenli biçimiyle geniş halk kitlelerine benimseten yüksek icranın eşsiz bir örneği... Müzeyyen Senar!''
Üç evlilik üç çocuk
Senar Eskişehir Porsuk bahçesi müdürü Ali Senar ile Senar Porsuk Bahçesi’nde program yaparken tanıştıl; 1935’te evlendiler oğulları Ali doğdu. Müzeyyen Senar ilk eşinin soyadını ömür boyu taşıdı.
1943’te kızı Feraye ve oğlu Ömer’in babası Ercüment Işıl ile evlendi. Ercümen Işıl Galatasaray’da oynuyordu.
Üçüncü evlilik 1953’te Suudi Arabistan sefiri Tevfik Hamza Bey ile gerçekleşti.
Senar evliliklerini şöyle anlatıyordu: “Hiç birinde de gelinlik giymek nasip olmadı bana. Öyle kimselere vurulmadım. Hep adamlar musallat oldu bana. Ben bir kez âşık oldum aslında, o da Suudi Arabistan sefiri Tevfik Hamza idi. Evlendik, sefire oldum. Ama şarkıcı olduğum için hükümeti istemedi, bizi ayırdı.‘’
Filmleri
Müzeyyen Senar 1941’den 2004’e kadar dokuz sinema filmi ve bir dizide oyuncu ve Müzeyyen Senar olarak, 19 sinema filminde de müzik ekibi olarak yer aldı.
Son filmi Fatih Akın’ın yönettiği İstanbul Hatırası: Köprüyü geç idi.
Filmleri şöyle: Taş Plaktan Bugüne (kendisi, TV Dizisi, 1989), Analar Ölmez (kendisi/ Konuk Oyuncu,1976), Sevgili Hocam (kendisi,1972), Ana Yüreği (Müzeyyen, 1969), Ne Sihirdir Ne Keramet (kendisi,1951), İstanbul Geceleri (kendisi,1950), Sihirli Define (1950), Nasreddin Hoca Düğün'de (şarkıcı,1943), Kerem ile Aslı (1942)
Bebek'ten
Kızı Feraye Işıl sanatçının 10 Şubat Salı günü İstanbul Bebek camiinden uğurlanacağını açıkladı. (EKN)