Romanya’nın Cluj, Napoca şehrinde yapılan Avrupa 2. Nyeleni Gıda Egemenliği Forumu “Gıda egemenliği” kavramının içerisinde yer alan farklı tematik konuların tartışıldığı çalışma gruplarıyla devam etti.
Türkiye’den gelen 36 kişilik ekip üreticiler, tüketici kooperatiflerinden gelenler, akademisyenler, göçerler, balıkçılar, gönüllü çalışanlar ve gönüllü tercümanlardan oluşuyordu.
Gıda egemenliğine ilişkin belgesel filmlerin gösterildiği bölümde Türkiye de yer aldı.
Kendi kültürlerini bugün de yaşatan, yerleşik bir yaşama geçmemiş olan Türkiye’nin son göçerlerinden “Sarıkeçililer” yörüklerinin yaşamlarını anlatan belgesel geniş bir katılımla izlendi.
Belgeselin izlenmesinden sonra Türkiye delegasyonundan Sarıkeçililer Göçerlerinin temsilcisi Pervin Çoban izleyicilerden gelen soruları yanıtladı.
Pervin Çoban “Bizim evimiz bulunduğumuz her yerdir. Eğer ben şimdi buradaysan burası benim yurdumdur” dedi.
“Yaşam tarzımızı yok etmek isteyenlere direniyoruz”
“Biz yüzyıllardır doğanın bir parçası olarak yaşarız. Bizim herhangi bir kişiden, herhangi bir ağaçtan, herhangi bir keçiden ne farkımız var ki! İki ayağımız var diye mi kendimizi onların sahibi zannediyoruz?
“Bizde kadın erkek eşittir. Biz her türlü ihtiyacı doğada görürüz. Biz çocukluktan başlayarak yılda 150’ye yakın doğum görürüz. Bizim gibi çocuklarımız da ana rahmine doğada düşmüşlerdir.
“Doğumun da ölümün de doğanın bir parçası olduğunu yaşamlarımız boyunca gözlemleriz.
“Hepimiz doğanın sahibi değil, parçası olduğumuzu doğuştan biliriz. Gıda egemenliği böyle bir yaşam tarzıdır. Bizim bu yaşam tarzımızı yok etmek istiyorlar. Biz buna karşı direniyoruz, kültürümüzü korumaya çalışıyoruz. Bugün burada bu nedenle bulunuyorum.” (AA/YY)