Devlet sansürü ve tekelleşme
Sansürün Kaldırılışın 94. Yıldönümü nedeniyle Cumhurbaşkanı Sezer, "Basının özgür konumunu gölgeleyen ve temel işlevinden uzaklaştıran sansür, halkın çıkarlarının savunulmasını ve özgür düşüncenin gelişmesini engellemektedir. Devletin sansür uygulaması kadar, basının tekelleşmesi de bu konuda engel oluşturmaktadır" dedi.
Farklı görüşlerin seslendirilmesine olanak sağlayan basının, bireyi düşünmeye, araştırmaya, ülke ve dünya gelişmeleri hakkında doğru sonuçlara ulaşmaya yönlendirdiğini belirten Sezer mesajında şu değerlendirmeyi yaptı:
Özgür ve yansız basın
* Yurttaşların toplumun geleceğinde belirleyici rol oynayabilmeleri, yönetimi denetleyebilmeleri, temel hak ve özgürlüklerinin bilincine varıp, bunları her alanda kullanabilmeleri, hukuksal ve toplumsal kuralların yanında, özgür ve yansız basının varlığını gerekli kılmaktadır.
* Temel hak ve özgürlüklerin en iyi biçimde korunduğu, kurallar ve kurumlar rejimi olan demokrasinin önemli kurumlarından biri de basındır.
Toplum çıkarı ve saydam yönetim
* Yansız ve özgür basın, toplumun çıkarlarının korunarak, saydam bir yönetim anlayışına ulaşılmasında, halkın haber alma hakkını kullanması ve kamuoyu oluşturulmasında etkin rol oynamaktadır.
* Demokrasi kültürünün yerleşmesi, bir yaşam biçimine dönüştürülerek özümsenmesi, o ülkedeki basının konumu ve yapısıyla yakından ilgilidir. Basının özgür ve yansız olmadığı bir ülkede demokrasi ve insan haklarından söz etmek olanaklı değildir.
* Demokrasinin en güçlü araçlarından olan basının, toplumun çıkarlarını koruyan ve özgürlüklerin gelişmesine katkıda bulunan bir güç olarak özgür ve yansız konumu her koşulda korunmalıdır.
Tekelleşme
* Devlet, medya tekelinin oluşmasına karşı basının çoğulcu yapısının korunması, bağımsız ve yansız yayıncılığın sürdürülebilmesi için gerekli önlemlerin alınması görevini yerine getirirken, basınımızın da sorumluluk bilinciyle hareket etmesi bir zorunluluktur.
* Kişisel çıkarların uzağında, toplumsal yararı gözeten, meslek ilkelerini ve etiğini her şeyin üzerinde tutması gereken basın çalışanları, görevlerini yerine getirirken, öncelikle bireysel hak ve özgürlüklerin korunmasını temel almalıdırlar.
Medya ve sağlıklı toplum
* Bir yandan hukuk devleti ilkesine sadık kalarak, basın özgürlüğünü zedelememek, öte yandan da sağlıklı bir toplumda çocukların ve gençlerin bedensel, ruhsal ve etik yönden gelişmelerine zarar verecek, onları suça itecek yayınlardan korumak zorunluluğu tüm uygar ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de kaygıya neden olmaktadır.
* Basın sektörünün ve çalışanlarının sorunlarının çözülmesi, basınımızın ve çalışanların karşılaştıkları güçlükleri azaltarak, daha verimli çalışma ortamına zemin hazırlayacaktır.
Demokratik ortam için görev
* Basın özgürlüğüyle çelişen kimi kuralların, hukuk devleti anlayışı içerisinde yetkili organlarımız tarafından yeniden düzenlenmesiyle, daha özgür ve demokratik bir ortam oluşturulacağına inanıyorum. Bu konuda ilgili kurumlara olduğu kadar, meslek çalışanlarına, sivil toplum örgütlerine, bilinçli ve duyarlı yurttaşlarımıza da büyük sorumluluklar düşmektedir.
* Basınımızın, özgürlüklerin geliştirilmesi, uzlaşma ve barış kültürünün oluşturulması, saydam yönetim anlayışının yerleşmesi, demokratikleşme sürecinin hızlandırılması, halkın haber alma hakkını en iyi biçimde kullanması ve Cumhuriyetin temel niteliklerinin korunması konusunda etkin bir güç olmayı sürdüreceğine inanıyorum. (EÖ/BB)