Freedom House'ın hazırladığı Freedom of the Net 2012 (İnternet özgürlüğü 2012) raporuna göre, Türkiye "kısmen özgür" Ülkerler arasında yer aldı.
CNNTürk'ün haberine göre, araştırmada yer verilen 47 ülke, Freedom House tarafından belirlenen bir sisteme göre puanlandırılmış. Puanlandırma sisteminde erişim engellemeleri, içeriğe getirilen sınırlar ve kullanıcı haklarının ihlali konuları değerlendiriliyor. Bu kıstaslara göre her ülkeye 0-100 arasında puan veriliyor. Derecelendirmede düşük puan alan ülkeler özgür, yüksek puan alanlar ise özgür değil olarak nitelendiriliyor.
Türkiye, araştırmada yer alan 47 ülke arasında 46 puanla 26. sırada yer alıyor.
Rapor sonuçlarına göre, en özgür ülke 10 puanla Estonya olurken, Estonya'yı ABD, Almanya ve Avustralya takip etti.
En kısıtlayıcı ülke ise 90 puan alan İran olurken, İran'ı Küba, Çin, Suriye ve Özbekistan takip etti.
Sıralamada Uganda, Kenya, Kırgızistan ve Libya gibi ülkeler Türkiye'den daha özgür olarak kabul edildi.
Mahkeme: Film ifade özgürlüğü değil
Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi, Freedom House'un raporunu destekleyecek bir karara imza attı.
"Müslümanların Masumiyeti" adlı filmi "dünya barışını bozucu" olarak değerlendiren mahkeme filmin görüntülerinin yayından kaldırılması ve bahse konu yayınlara erişimin engellenmesine karar verdi.
Radikal'in haberine göre, mahkemeye yapılan başvuruda filmin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, dünya nüfusunun önemli bir çoğunluğunun inandığı İslam dininin peygamberi Muhammed'i ve ona inananları tahkir edici unsurlar taşıdığı, filmin yapımcı ve oyuncularının medyaya yansıyan beyanlarından, videonun sosyal paylaşım sitelerine konulma amacının Müslümanları provoke etmek olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
Dilekçede, büyük çoğunluğu İslam dini mensubu olan Türkiye'de, filmin kışkırtıcı nitelikte olduğu, terör ve sonucu kestirilemeyecek yasal olmayan gösteri ve yürüyüşlere sebebiyet vererek, asayiş ve huzuru bozucu olayları tetikleyebileceği değerlendirilerek, herhangi bir dine, dini değerlere veya o din mensuplarınca kutsal sayılan şeylere hakaretin basın-yayın özgürlüğü kapsamında ele alınamayacağı vurgulandı.
Başvuru sonucunda hakim Mustafa Aydın, başvurunun haklı olduğuna hükmederek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Filmin içeriğinin dünyada yüz milyonlarca insanın inandığı bir dinin peygamberine hakaret içeren unsurlara sahip bulunduğu, hakarete maruz kalan kişinin peygamber sıfatını taşıdığı dikkate alındığında, cinsel içerik taşıyan sahnelerin müstehcenlik içerdiği, toplumumuzun büyük bir kesimi tarafından inanılan bir dinin peygamberine son derece galiz ifadelerle yapılan hakaretlerin düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği ve suç unsuru taşıdığı, İslam dinine inanan her bireyin içinde üzüntü, kızgınlık meydana getirebileceği, bir katkı sağlamayacağı gibi tam tersine toplumsal ve giderek dünya barışını bozabilecek niteliğe sahip olduğu, filmin yayınlanması sonrası gelişen olayların bunu doğruladığı, dolayısıyla mahkememize başvuru şartlarının doğduğu ve talebin haklı olduğu anlaşıldığından, talep edenin internet içeriğe ulaşımının engellenmesi ve yayından kaldırılması yönündeki talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir."
Mahkeme, kararı, infazı için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Bilişim Suçları Bürosu da kararı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na bilgi ve gereğinin yapılması için iletti. (EKN)