Muğla’da polis kurşunuyla öldürülen 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Şerzan Kurt ile ilgili dava yeniden görülüyor. Duruşma bugün saat 14:00 civarında Eskişehir 1.Ağır Ceza Mahkemesinde başladı.
Mahkeme sanık polis Şahin'in tutuklanması talebini reddetti, sadece yurtdışına çıkış yasağı kondu. Bir sonraki duruşma 5 Aralık saat 11:00'te. Şahin'in mazareti kabul edildi ve sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verildi. Yargıtay'ın bozma kararı konusunda mahkemenin tavrı da Şahin'in fikri sorulduktan sonra belirlenecek.
"Yargılamadan kaçıyor"
Avukat Nezahat Paşa Bayraktar bianet’e yaptığı açıklamada, sanık polis Gültekin Şahin’in Söke’den aldığı sağlık raporunu mazeret göstererek duruşmaya gelmediğini söyledi. Avukat Bayraktar, Polis Şahin’in “sinir iltihaplanması” şeklinde bir mazaret öne sürdüğünü söyledi:
“Böyle bir mazeret, açıkça yargılamadan kaçtığını gösteriyor. İnsan öldürmekle yargılanan, üstelik de daha ağır ceza alması için dosyası mahkemeye gönderilen bir kişinin, Şerzan’ı vurduğu silahla görevine devam etmesi, herkes için can güvenliği tehlikesi yaratır.” Bayraktar, mahkemeden, sanık polis hakkında tutuklama kararı verilmesini talep ettiklerini ifade etti.
“Devlet terbiyesi” almış
Sanık Gültekin Şahin’in avukatı ise müvekkilinin aldığı emirler doğrultusunda davrandığını söyledi ve Şahin’i “Müvekkilim devlet terbiyesi görmüş bir kişidir, kaçmaz” diye savundu, tutuklanması talebine itiraz etti.
“Haksız tahrik indirimi”
Avukat Paşa Bayraktar, Yargıtay’ın davanın yeniden görülmesine gerekçe olarak gösterdiği iki kararın kabul edilmesini, bir kararın da reddedilmesini istediklerini anlattı:
“Yargıtay, üç ayrı sebeple bozma kararı vermişti. Yargıtay kararında olay nişan alarak insan öldürme olarak tanımlandı ve cezanın buna göre ağırlaştırılması gerektiği belirtildi. Ayrıca polisin meslekten alınması gerektiği ifade edildi.”
“Yargıtay, polise haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğini de ifade etti. Biz Kurt aileis avukatları olarak Yargıtay’ın belirttiği iki maddeden bozma kararına uyulmasını, haksız tahrik konusunda ise uyulmamasını talep ettik.”
“Şerzan ile ilgili olayda zaten bir tahrikten bahsedilmiyor. Ayrıca polisin toplumsal gösteride nişan alarak birini öldürmesinde haksız tahrik indirimi uygulamak, bundan sonraki gösterilerde polisin her zaman ateş açmasına neden olur. Bu kabul edilirse toplantı gösteri hakkı ortadan kalkar. Bununla ilgili emsal teşkil eden Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarını da mahkemeye sunduk.”
Ne olmuştu?
Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Şerzan Kurt, 12 Mayıs 2010'da vuruldu, ağır yaralandı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 19 Mayıs'ta yaşamını yitirdi.
Kurt'un ölümü ile ilgili olarak Muğla Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi'nde görevli polis memuru Gültekin Şahin tutuklandı.
Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde "olası kasıtla nitelikli insan öldürme" suçundan dava açıldı. Dava "güvenlik gerekçesiyle" Eskişehir'e nakledildi.
Eskişehir 1.Ağır Ceza Mahkemesinde 2,5 yıl tutuklu yargılanan polis Şahin, 7 Eylül 2012’deki son duruşmada suçlu bulunarak sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, polis Şahin’i önce Kurt'u öldürmekten suçlu bularak müebbet hapis cezası verdi.
Daha sonra davanın tanığı Oktay Kebapçı'nın da olay yerinde olduğu ve silahını ateşlediği öne sürülerek, sanık Şahin'e "faile yardım etmekten" ceza indirimi uygulandı. Şahin tahliye edildi.
Yargıtay “fiilin kasten işlendiği” ve “polis Şahin’in görevden atılması gerektiği” kararıyla yerel mahkemenin kararını bozdu ve davanın yeniden görülmesine karar verdi. (AS)