Yeniden görülen Hrant Dink cinayeti davasının 15. celsesinin üçüncü duruşması bugün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Trabzon ve İstanbul jandarmanın sorumluluğuna ilişkin davanın ada dava ile birleştirilmesinin ardından 86 sanığa ulaşan davadanın bugünkü duruşmasında tutuklu sanık Ramazan Akyürek ile tutuksuz sanık Reşat Altay'ın yanı sıra İstanbul, Trabzon ve Samsun Jandarma Komutanlıklarından tutuklu ve tutuksuz sanıklar da duruşmada yer aldı.
Duruşmaya, izinden dönen Ali İhsan Horasan başkanlık etti. Hafta başında başlayan sorgulamaları kesen Horasan, doğruda tahliye taleplerinin alınmasına geçti.
Duruşmada talep için söz alan Samsun Jandarma Komutanlığı'ndan tutuklu sanıklar Atilla Güçlüoğlu ile Birol Ustaoğlu, cinayetin ardından Samsun'da yakalanan tetikçi Ogün Samast birlikte Türkiye bayraklı fotoğraf ve videoların nasıl çekildiğini anlattı.
TIKLAYIN - TERFİ ETTİREN FOTOĞRAF
Güçlüoğlu: Yasin Hayal ismini ben Samast'ın ilk sorgusunda duydum
[Dönemin Samsun İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü Atilla Güçlüoğlu]
“Biz görüntülerin sızdırılmasıyla ilgili gözaltına alındıımızı sanıyorduk, daha sonra üstüne FETÖ üyeliği, ardından “anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” suçlamaları da yüklendi. Şok olduk.
“ Muammer Ay'ı [gazeteci, davada tutuklu sanık] cinayete ilişkin ayrıntı öğrenmek için ben aradım. Muammer Ay, katilin Trabzonlu olduğunu, Trabzon'a gitmek için Samsun'dan geçmesi gerektiğine dair bir şeyler söyledi ama ayrıntı vermedi. Otogar zaten Jandarma sorumluluk bölgesinde ama bizim haberimiz olmadığından o sırada yemekteydik. Alay komutanı haber verdiğinde sivil kıyafetlerle hemen olay yerine gittik.
“[Türkiye bayrağının olduğu] Görüntülerin hem arşiv için hem de Jandarma Komutanlığı'na göndermek için çekilmesi söylendi. Birol Ustaoğlu [Samsun İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde Astsubay, fotoğraftaki jandarmalardan, tutuklu sanık] 'Ogün Samast bayrak açarak fotoğraf çektirirsem herşeyi anlatırım, dedi' dedi. Ben de 'Yarın öbür gün bana işkence yaptılar zorla dedirttiler demesin diye bunu kameraya almamız lazım” dedim.
“[Ogün Samast'ın yakalanmasını kastediyor] 'Yakalamada jandarma var mı' dediler. Polisle Jandarma arasında kim daha hızlı yakalayacak diye tatlı yarış var. Ben de 'iki foto çekelim' dedim. Onu kahraman göstermek basına verilmesi değildi amacım.
“Ben kendimden eminim en ufak sızdırmayı ben yapmadım. O fotoğraflar benim tasarrufuma hiç geçmedi. Benden sızdırma olmaz olamaz.
“Oradaki bayraktan, Cumhuriyet Başsavcısının ve İl Emniyet Müdürü'nün haberi var. [Samast'ı kastederek] Bütün her şeyi anlatıyor zaten. Benim hatırladığım kadarıyla Yasin Hayal ismi daha orada çıktı. Hayal ismini ben orada duydum.
“Müfettişler gelip onlara teslim edene kadar jandarmadan fotoğraflar sızmadı.”
Güçlüoğlu “Ben vatan haini değilim” diyerek tahliyesini istedi.
Ustaoğlu: Samast'ı konuşturmak için samimi davrandık
[Cinayet sırasında Samsun İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde Astsubay olan Birol Ustaoğlu]
“İddianamede Muammer Ay ile iki görüşmemin tapesi var.
“İlk tapede Muammer Ay beni arayıp cinayetle ilgili bilgimizin olup olmadığını sordu, ikinci tape ise İl Jandarma Komutanımızın benden “Konu nedir” diye Muammer Ay'ı aramamı istemesi üzerine.
“Diğer bir iddia 'zorla Türk bayrağı açtırarak kamera kaydı alınması' iddiası.
“Samast'ın “Bayrağımı alırsanız size hiçbir şey söylemem” demesi üzerine Başsavcılık talimatıyla Emniyet'e geçildi. Bayrakla ilgili talebini üstlerime ilettim.
“Samast, otobüsen alındığında [yakalandığında] uyuyordu. Çok korkmuştu, titriyordu. Bir kez yanına yaklaştığımda 'acıktım' dedi. Tost söyledik çay ikram ettik. Ondan sonra korkmaması gerektiğini, olanın çoktan olmuş olduğunu söyledik. Başsavcılık da“Bayrağını verin adam gibi ne olduğunu anlatsın” talimatı verdi.
"Zorla açtırma diye bir şey yok. Samast, fotoğrafının çekilmesinin ardından mülakatı sonlandırmak üzerine bayrağı açtı.
"Konuşturmak için kendisine samimi davrandık. Bu konuyla ilgili bilgi alabilmek için yapıldı. O gün aldığımız bilgiler, o başarının ardından burda olmaktan üzülüyoruz. Bazı samimi yaklaşımlar gösterildi ama karşılığı alındı.
"[Fotoğrafın “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” yazılı Atatürk posteri önünde çekilmesine ilişkin] Odanın fotoğraf çekilmeye en müsait yeri orası. Televizyon ve portmantonun olması nedeniyle fotoğraf yakınlaştırılarak çekildi, çünkü uzaktan çekince çirkin çıkacaktı. Fotoğraf çekilmesinin nedeni de hem emniyet hem jandarmanın beraber [operasyon] yapması. Fotoğraf içeride çekildiği için şapkayı çıkarttırdım. Şapkayı çıkartınca da arkadaki yazı göründü.
“Biz o gün cinayetin aydınlatılmasına yönelik çok önemli bilgiler aldık. Bunun için o odada verdiğimiz mücadelenin böyle gösterilmesi hoş değil.
“Jandarmaya ait tek görüntü var. O görüntüde kamera saat ve tarihi gösterir. Müfettişler odayı inceleyip sonra bana o görüntüyü izletti. Aynı görüntü hemen ertesi günü tvdeydi.
“Eğer samimi davranmasaydım o çocuğu başka türlü çözemezdim.”
Ustaoğlu da tahliyesini istedi.
Albay Öz: Mağdurum
Tutuklu sanıklardan dönemin Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz ise cinayetin işlendiği 2007'den beri yargılandığını söyleyerek “Hiçbir örgütle, bağımsız kuruluşla alakam yok. Dosyam bu mahkemeye galdi ama birleştirilmedi fakat ne olduysa darbeden sonra tutuklandık. Mağdurum” diyerek tahliye istedi.
Duruşmaya öğle arasının ardından devam edilecek.
Terfi ettiren fotoğrafSamast, 19 Ocak 2007’de Hrant Dink’i öldürdükten sonra Trabzon’a doğru giderken Samsun’da gözaltına alındı. O gece Samsun TEM Şubesi’nde biriken polis ve jandarmalar, “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” yazılı Atatürk posteri önünde, Türk bayrağı verdikleri Samast’la “hatıra fotoğrafı” çektirdi. Görüntülerde Samast’la yan yana TEM Şube Müdür Vekili Metin Balta, komiserler Yakup Kurtaran ve Ahmet Çetiner, polis İsmail Türk, astsubay Birol Ustaoğu ve başçavuş Yüksel Avan, üstçavuş Soner Turan, çavuş Ahmet Yılmaz ve Atalay Özcan yer aldı. Fotoğrafın çekilmesine değil sızdırılmasına soruşturma İçişleri Bakanlığı, polis ve jandarmalara Samast’la poz verdikleri için değil görüntüyü sızdırdıkları için soruşturma başlattı. Fotoğrafın ortaya çıkması üzerine Yakup Kurtaran (fotoğrafta solda) ve bir grup polis görevlisi 5 Şubat 2007'de açığa alındı. Polis müfettişleri, yaptıkları araştırma sonunda, Kurtaran için 16 aylık kıdem durdurma cezası verilmesini önerdi. Buna karşın Kurtaran'a yalnızca bir gün maaş kesim cezası verildi. Kurtaran bu cezayı Samsun 1. İdare Mahkemesi'ne götürüp iptal ettirdi. Hakkında dava açılmasına gerek duyulmayan Kurtaran Malatya Emniyet Müdür Yardımcılığı'na kadar terfi etti. Dönemin Samsun Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta 3.Sınıf Emniyet Müdürü, aynı şubeden Komiser İbrahim Fırat ise emniyet amirliğine terfi etti. Fırat ve Balta 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan Fethullah Gülen cemaati soruşturması kapsamında önce açığa alındı, ardından da ihraç edildi. Mart 2017'de savcı Gökalp Kökçü'nün başlattığı soruşturma kapsamında söz konusu fotoğraflar ve videoların 2007 ve 2016 yılının Eylül ayında bazı medya kuruluşlarında yayınlanmasına ilişkin sekiz kişi tutuklandı. |
(EA)