Angı , Türk lirasına iade-i itibar kampanyası yürütüldüğünü anımsatarak, "Gelinen süreçte Türk lirasından hızla kaçılır oldu. Bu yüzden de dövize karşı aşırı ilgi, spekülasyonlara neden oluyor. Bundan sakınıbilmek için yeni bir lira ortaya konmalı" dedi.
Değer kaybı yaşamayacak ve ekonomideki zorluklar aşıldıktan sonra değerini çok daha sağlıklı olarak devam ettirebilecek bir liranın uygulamaya konması gerektiğini savunan Angı , şunları söyledi:
"Böyle bir uygulamada, insanların ilgisinin bu yeni liraya döneceği bir gerçektir. Yoksa, her gün değişen ve değer kaybeden bir para birimi ile insanlar uzun vadeli hiçbir şey düşünemez. Eğer kendi paramıza itibar kazandırmak istiyorsak, bunu mevcut şartlar içinde ancak yeni lira ile yapabiliriz."
Geçmişte, konuyla ilgili pek çok akademik çalışma yapıldığını, bu nedenle de Maliye Bakanlığı'nda yeni lira ile ilgili hazırlıklar olması gerektiğini ifade eden Angı , " Bu uygulama kısa dönemde hayata geçirilebilir. Böylece dövizdeki spekülatif dalgalanmalar en az seviyede kalır" dedi.
" Yumurtlamasını beklemeden tavuğun boğazını kopartmak "
İstikrar programının geçtiğimiz 5 ayda bankacılık sistemini istenilen seviyeye getiremediğini ileri süren Angı , şu noktalara dikkat çekti:
* " Bankalara kredi borcu olan firmaların borçlarının gününden önce istenmesi ve gecikme durumunda uygulanan aşırı yüksek faizler , firmaların hareket kabiliyetini ortadan kaldırdı.
* Haciz işlemleri de başlayınca firmalara veya teminatlarına el konmaya başlandı. Bu durum tavuğun yumurtlamasına fırsat vermeden, boğazının koparılması hadisesidir."
* Durmuş bir piyasada neyin vergisini alacaksınız? Hareketlenen bir piyasada alınacak katma değer ve diğer vergiler daha sağlıklı artarak, ekonominin büyütülmesine fırsat verecek.
* Reel sektörün talepleri bir taviz beklentisi değildir. Beklentimiz, Türkiye'nin yaşadığı kriz ortamından bir an önce birlikte çıkışın sağlanmasıdır.
* 2002 bütçesi hazırlanırken de Maliye Bakanlığı gelirlerini artırmaya değil, mutlaka giderlerini kısmaya yönlenmelidir." (ÇM/NU)
