“Sanat, Dijital ve Erişilebilirlik Konferansı” 16 Ocak Çarşamba günü Pera Müzesi’nde gerçekleşti. British Council Türkiye’nin “Duvarları Olmayan Müze” projesi kapsamında gerçekleşen konferansta dijital sanat alanları ve sanatta erişilebilirlik konuşuldu.
Etkinlikte Duvarları Olmayan Müze projesinin üçüncü sergisi olan, Mine Kaplangı’nın küratörlüğünü yürüttüğü “Cadılarla Dans Etmek” sergisinin açılışı da yapıldı. İki senedir devam eden Duvarları Olmayan Müze, internet bağlantısı olan herhangi bir aygıttan dijital olarak gezilebiliyor.
Cherry Gough: Sanat herkes için erişilebilir olmalı
Konferansın açılış konuşmasını yapan British Council Türkiye Direktörü Cherry Gough sanata erişilebilirliğin önemini şu sözlerle açıkladı:
“Geçtiğimiz yıllarda dijital bağlantının gücünü tanıdık ve yeni izleyicilere ulaşmak için yeni yöntemler geliştirmek çalışmalarımızın önemli bir kısmı. Özellikle, sanatın herkes için olduğu ve herkes için erişilebilir olması gerektiği fikrini kucakladık.
“Duvarları Olmayan Müze erişilebilir dijital teknolojiler aracılığıyla yaratıcılar ve topluluklar arasında yenilikçi dijital karşılaştırmalar yaratarak sanatın nasıl topluma hitap edebildiğini ve toplumu etkileyebildiğini gösteriyor.”
Ryan Nelson: “Bir sanat olarak dijital”
British Council Sanat Pazarlama Direktörü Ryan Nelson’ın moderatörlük yaptığı “Bir Sanat Olarak Dijital” başlıklı panelde Duvarları Olmayan Müze sergilerinin küratörleri sanatın dijital alanla ilişkisini tartıştı.
İstanbul Bienali Sergi Koordinatörü ve ilk Duvarları Olmayan Müze sergisi “Geçen Gece Bir Rüya Gördüm” küratörü Elif Kamışlı sanatı erişilebilir kılmanın, doğrudan sanat izleyicisi olmayan kişileri sanat deneyimine davet etmenin kendisi için ilginç bir deneyim olduğunu söyledi:
“Belki gündelik hayatında bir sanat mekanına girme konusunda çekinceleri olan biri, bir tıkla o mekana girebilsin istedik. O yüzden bence bu büyük bir fırsat. Dijital sergi size ilham veren, zihninizden geçen belli öğeleri izleyiciyle paylaşma fırsatı sunuyor.
“Ben sanatın herkes için olduğuna inanıyorum. Sanatın belli bir zümreye daha yakın duran bir pratik olduğunu düşünmüyorum, sanat hayatla çok iç içe bir pratik. Onu daha geniş gruplara ulaştıracağını düşündüğüm her deneyim bana heyecan veriyor.”
Ulya Soley: “Dijital platformlar çeşitlilik yaratacaktır”
Pera Müzesi Koleksiyon Müdürü ve dijital platformun ikinci sergisi “Tanışıyor muyuz?” küratörü Ulya Soley serginin teması olan çeşitlilik ve eşitliği dijital alışkanlıklarla fiziksel alışkanlıklar arasındaki bağlantı üzerinden yaklaştığını söyledi. Soley, sergilerin dijital ortama taşınmasının, kurumların eserlerin saklanması için çalışmasının önemli olduğunu söyledi.
Mine Kaplangı: Umarım çeşitlilik yaratacak
Kâr amacı gütmeyen küratöryel bir kolektif olan Collective Çukurcuma kurucularından olan ve etkinlikte açılışı yapılan “Cadılarla Dans Etmek” sergisinin küratörlüğünü yapan Mine Kaplangı, dijital platformların fiziksel sergi deneyimlerini tehdit edip etmediği hakkında konuştu:
“Fiziksel bir sergi deneyimi ile dijital sergi tamamen farklı. Birinin diğerinin yerini alabileceğini düşünmüyorum. Dijital platformlar rekabet değil ama umarım çeşitlilik yaratacaktır.”
Sanatla engellilerin hikayelerini paylaşmak
“Sanat ve Erişilebilirlik” başlıklı ikinci panelde British Council Sanat Müdürü Su Başbuğu ve İngiltereli sanat prodüktörü, eğitmen ve engelli hakları savunucusu Jo Verrent engelli sanat izleyicileri ve sanatçılar açısından erişilebilirliği tartıştı.
Verrent Shape Arts ve Artsadmin işbirliğiyle yürütülen Unlimited programından bahsetti. Unlimited engelli sanatçıları tiyatro, müzik, edebiyat, performans, resim, heykel gibi birçok sanat dalında desteklemek için müzeleri erişilebilir kılıyor. Verrent sanatta erişilebilirlik konusunda şunları söyledi:
“İnsanlar yıllarca sürekli engellilik konusunda varsayımlarda bulunmuşlar, engellilik düşük kaliteyle özdeşleştirilmiş. Engellilerin bazı şeyleri yapamayacağını düşünüyorlar.
“Ben engellilerin bazı şeyleri daha da iyi yaptığını düşünüyorum. Dezavantajlar yanında avantajlar da getirir. Sanatçılarımızda da bunları arıyoruz, farklı olan, taze olan, yeni olan nedir? Bizim daha önce görmediğimiz şeyler nedir? O hikayeleri duymadığımız için bize çok yeni geliyor, bu kültürel seslerin de duyulmasını istiyoruz.”
Başbuğu sergilerin engelliler için erişilebilir olması için British Council tarafından yapılan iyileştirmelerden bahsetti:
“Projelerimizin herkes tarafından fiziksel koşullar gözetilmeksizin erişilebilir olmasını istiyoruz. Bu yüzden de dijitalin gücünü kullanmak bizim için çok önemli. Sergideki eserleri erişilebilirlik ilkeleriyle metin okuma programları ile uyumlu hale getirdik, sesli olarak betimledik ve işaret diline çevirdik.”
Duvarları Olmayan Müze sergilerini bu bağlantılardan gezebilirsiniz:
Geçen Gece Bir Rüya Gördüm, 2017
Tanışıyor Muyuz?, 2018
Cadılarla Dans Etmek, 2019
(EÖ/HK)