Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Ilısu Barajı’nın durdurulması için kurulan ve bu yönde yıllardır mücadele eden Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi'nin (HYG), Hasankeyf’in sular altında kalmaması için yürüttüğü kampanyaya destek amacıyla pek çok sanatçının katıldığı bir konser düzenlendi.
Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi, bu etkinlik aracılığıyla Hasankeyf'i̇n tari̇hi̇ önemi̇ne, Göbekli̇tepe- Hasankeyf benzerli̇ği̇ne, onlarca yıldır süregelen baraj hi̇kayesi̇ne, yıkıma ve ekoloji̇k ve sosyal etki̇leri̇ne, barajın sınırları aşan tahri̇batına vurgu yapmayı hedefliyor. Girişim'in hazırladığı metinde " 50 yıllık bir ekonomik çıkar için 12 bin yıllık tarih ve kültür yok edilmek isteniyor!" deniyor.
Tıklayın - 1954'ten 2019'a Ilısu Barajı - Hasankeyf
İstanbul-Beyoğlu'nda bulunan Collective-Teras adlı mekanda düzenlenen gecede Apolas Lermi, Ali Doğan Gönültaş, Cem Erdost İleri, Çiğdem Karaman, Çiğdem Ülkü, Doğan Çelik, Diljen Roni, Dodan, Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu, Fungistanbul, İlker İsabetli, Gerduni, Seyr-i Cem, Luxus, Meltem Taşkıran, Merih Aşkın, Musa Baki, Mübin Dünen, Pınar Aydınlar, Sema Moritz, Talebe, Taylan Yıldız ve Siya Siyabend sahne aldı. Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi ve destek veren sanatçılar tarihi mirasın ve doğal alan korunmasına yönelik kamuoyu çağrısında bulundular.
Geceye katılan sanatçılar bianet'e konuştu:
Erkan Oğur: Oranın kıymeti bilinmeli
“Suyun önünün kesilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Hasankeyf batmamalı ve oradaki tarihi, kültürel, arkeolojik değerler ve insanlar olduğu yerde kalmalı, kendi dünyalarında güzellikler içinde yaşamalılar. Ve oranın kıymeti bilinmelidir. Başka hiçbir şekilde orası değerlendirilemez. Yapılan yanlışlıklar düzeltilsin diye ümit ediyoruz.”
İsmail Hakkı Demircioğlu: Halkın bilinçlenmesi lazım
" Maalesef Türkiye kıymetbilmez halde ilerliyor. Değerlerini yok ediyor. Belki de bir çok şey açısında da geç kaldı. Bu korumacılık 100 sene önce başlamalıydı. Umarım halk bunu kavrar, umarım bu konuyla ilgilenenler halka anlatır, onları ikna eder. Ben Rizeliyim, bütün dereleri HES yaptırlarÇocukluğumda Hemşin-Fırtına Deresinde balık tutuyordum şimdi balık kalmadı. Hasankeyf de böyle."
Diljen Ronî: Hasankeyf'in yok olması tarihi bir soykırım olacaktır
“Köyü bombalanmış biri olarak bölgede bu doğal alanın yıkımlarının bir tanığıyım. Bazı güvenlik kaygıları yüzünden bir tarih silinmeye çalışılıyor,. Hasankeyf’in yok olması bizim için tarihi bir soykırım olacaktır. Karşıyız. O yüzden burada toplandık."
Pınar Aydınlar: Hasankeyf asimile ve inkar politikalarının bir ürünüdür
“Hasankeyf’i sadece bir doğa talanı olarak değil Kürt halkının tarihine dönük çok büyük bir saldırı olarak görmeli. . Bu da devletin ayrımcılığını çok net göstermektedir. Hasankeyf asimile ve inkar politikalarının bir ürünüdür."
Apolas Lermi: İnsanlık tarihinin kemiği
“Çok önemli bir tarihi doku. İnsanlık tarihinin kemiği diyelim. Yok edilmek üzere olan bir tarihi eser. Yapılan bu çalışmalar daha da genişletilmeli, kamuoyu önünde daha çok yer edilmeli.”
"Hasankeyf’i̇ yok etmenin tarihi çok da yeni değil"
Hasankeyfi Yaşatma Girişimi'nin hazırlamış olduğu metinde Hasankeyf ile ilgili olarak şu bilgiler yer alıyor:
"En az 24 medeniyete ev sahipliği yapmış olan Hasankeyf’in yok edilme tehlikesi Ilısu Barajı’nın inşa projesiyle gündeme gelmeye başladı. 1950’li yıllarda konuşulmaya başlanan, 1982’de Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında karar altına alınan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) 1997'de yatırım programına alındı. Bu projeye karşı yerelde ve finansal destek sunan şirketlerin yer aldığı Avrupa ülkelerinde protestolar gelişti. Bunun sonucunda 2002 yılında proje durduruldu. 2005’de Ilısu projesi tekrar gündeme girince daha güçlü bir kampanya ile barajın yapılmasına engel olunmaya çalışıldı. Bunun sonucu olarak Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi (HYG) oluştu.
"1980'lerden itibaren sular altında kalacak denilen Hasankeyf ve Dicle Vadisi, yıllardır baraja karşı çıkan ulusal ve uluslararası onlarca sivil toplum kuruluşu ve milyonlarca insanın verdiği mücadele sonucunda hala ayakta ama son zamanlarda süreç daha zorlu bir hale geldi.
"Yıkım si̇stemati̇k olarak gerçekleşi̇yor"
"2017 itibariyle Hasankeyf’te önce yedi anıt bulundukları yerden koparılarak taşındı.Biri ünlü Dicle köprüsü olmak üzere iki anıt ise Hasankeyf’te taşlarla “restorasyon” adı altında kaplandı. 2017 Ağustos ayında başlayan kayaların dinamitlenmesi sebebiyle Hasankeyf kalesinin etrafına devasa bir set örüldü. Neolitik dönem öncüleri tarafından kazılmış 200’den fazla mağara ve kalenin dibindeki yan vadinin büyük bölümü hafriyat ile dolduruldu.
Ustalara saygı, Hasankeyf'e dayanışma pic.twitter.com/ttHdKITbDB
— evrim kepenek (@kepenekevrimm) 25 Haziran 2019
"10 Haziran 2019 için ilan edilen su tutma tarihi, 7 ve 8 Haziran’da yapılan 3. Hasankeyf Küresel Eylem Günlerinden ve sanatçılarla sosyal medya üzerinden yapılan "#HasankeyfİçinGeçDeğil" kampanyasından dolayı gerçekleşemedi.
"Resmi yetkililerin yaptıkları açıklamalara göre muhtemelen önümüzdeki Temmuz ayında Ilısu Barajı'nın kapakları kapatılarak, barajda su tutma işlemine başlanacak. Baraj kapaklarının kapatılması takdirde Hasankeyf, 4 ile 8 ay içinde tamamen suya gömülmüş olacak, baraj gölünün tamamı ise planlamalara göre en geç 24 ay içinde tamamen dolacak. (HC/FD)
Fotoğraflar: Ferid Demirel - Hicran Cengiz / bianet