Allianoi antik kentinin kuma gömülmesi kararının ardından, tepki gösteren ve kentin fotoğraflarını sitesinde yayınlayan müzisyen Tarkan'a, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu "Herkes kendi işine baksın, sanatçı arkadaş sanatıyla ilgilensin" demiş, kendi işinin de "baraj yapmak" olduğunu açıklamıştı.
bianet, Eroğlu'nun sözleri üzerine karikatüristler Behiç Ak ve Kemal Gökhan Gürses, oyuncular Görkem Yeltan ve Derya Alabora ve Bahçeşehir Üniversitesi Avrupa Birliği (AB) İlişkileri Bölümü Başkanı Dr. Cengiz Aktar'la görüştü.
Behiç Ak: Dünyanın hiçbir yerinde söylenmeyecek bir laf. Üzerinde konuşmaya bile değmez. Sanatçı demek topluma duyarlı insan demektir, bu nedenle sorunlarla ilgili düşüncesini öncelikli olarak belirtmesi gerekir. Bu tür sözlerin tartışılmasına bile gerek yok ama ne yazık ki Türkiye'de böyle konular gündemden düşmüyor. Bakanla karşı karşıya kalsam söyleyecek söz bulamazdım açıkçası.
Görkem Yeltan: Gittikçe çiğ konuşmalara, yorumlara muhatap bir ülke haline geliyoruz. Bu durum haliyle insanı üzüyor ve yoruyor. Barajların yapılması için edilen bu ısrarın altında neler yatıyor merak etmekteyim. İşi bol olan biri ya da birileri vicdan muhasebesi yaparak açıklamada bulunursa çok daha rahat edeceğim. Bu durumun bende yarattığı şey tamamen üzüntü.
Derya Alabora: Herkes kendi işini yapsın ne demek? Zaten bakan kendi işini yapsaydı böyle bir şey söylemesine gerek de olmazdı. Bakanın işi ülkedeki tarihi eserleri korumak. Şimdi, görevi ve Tarkan'a söylemiş olduğu söz arasında büyük bir çelişki bulunuyor. Bakanın işi ne peki? Her iş sektöründe çalışanlar, işçisi olsun, öğrencisi olsun, sanatçısı olsun, bakanı olsun, aynı zamanda bu ülkenin vatandaşıdır ve oy kullanmaktadır. Halkın oylarıyla bir yere gelip, halkı temsil eden kişiler böyle söylemlerde bulunmamalıdır.
Halk tabii ki tepkisini dile getirecek, zaten bunun aksi bir durum diktatörlüktür. Madem demokrasi ile yönetiliyoruz, tepkilere açık olmak zorundayız. Diğer taraftan biz tarihi eserlerimize sahip çıkmayacaksak, kim bunlara sahip çıkacak? Üstüne evler, barajlar dikerek rant sağlama yarışında olan kişiler mi? Özetle, Bakan Eroğlu'nun yaptıkları baştan aşağıya saçma buluyorum.
Kemal Gökhan Gürses: Bana göre sanatın ve sanatçının varoluş nedeni muhalefettir. Yaşamın yeni alanlara açılmasını sağlamak için sanatçı muhalefet etmek zorundadır. Eğer bu gücü kullanmazsa sanatçı eksik bir sanatçıdır. Ama tabi ki bu durumu, bir siyasetçinin anlayabilmesini beklemiyorum. Ama şunu unutmamak gerekir ki, bir sanatçı bir siyasetçiye göre çok daha fazla kalıcıdır. Bu aslında tamamen bir tahammül meselesi. Demokratik olduğunu söyleyen bir hükümetin üyesinin böyle bir açıklama yapması tahammül sınırlarımızı zorluyor. Bakanla bu konu hakkında asla karşı karşıya kalmak istemezdim, zaten söyleyecek bir söz de bulamazdım belki, ama ben sadece şunu sormak istiyorum: " Siz daha çok nereye bakıyorsunuz?"
Cengiz Aktar: "Enerji ve sanayiden sorumlu" Çevre Bakanı Eroğlu'nu Allah söyletmiş. Çevresel eserlerinden küçük bir örnek olan Yortanlı barajının suları altında kalacak olan Allianoi antik kenti baraj olmasın diyen Tarkan'a "müzikle uğraş, çevreyle değil" mealinde çıkışmış. "Bak ben şarkı söylüyor muyum hiç" yollu sitemlerde bulunmuş. Haklı elbette, herkes işini yapmalı ve bunu en uygun yerde ifâ etmeli. Misâlen kendisi inşaat mühendisi ama hükümet kurulurken her nedense çevreden sorumlu bakan yapılmış. Öyle olunca da "bu çevre işleri çevre düzenleme yani inşaatın bir çeşididir herhalde" diyerek kolları sıvamış. O gün bugündür cumhuriyet tarihinde kimsenin ilgilenmediği kadar çevreyle ilgileniyor. Ama inşaat mühendisliğinin imkânları ölçüsünde. Günahını almayalım, bakan esas mesleğinin yanında bir de tarih okumuş. Hadi çevreden pek anlamıyor diyelim, ama Allianoi'un antik kent olmadığını dünya aleme muştulamasına diyecek sözümüz olmaz. Adını esasen 'Ali oy oy' nakaratlı bir türkünün hep bir ağızdan meşhur söylendiği mangalyerinden aldığını da ben ilâve edeyim. Tarihçi de değilim ama, olsun artık o kadar. (SA/TK)