*Şimdilerde Sruiye'de yaşayan kadının adını güvenlik sorunu yaşamaması için değiştirdik.
Rahaf, kendi deneyiminden yola çıkıyor Suriye’nin bugünkü durumunu, geri dönmeyi düşünenlerin karşılaşabileceği riskleri ve hayal ettiği geleceği anlatıyor.
Uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans yapan Rahaf, 16 yıl Türkiye’de yaşadıktan sonra yeniden Suriye’ye döndü.
Bugün Şam’da yaşayan Rahaf, geri dönüş kararını “sorumluluk” duygusuyla aldığını söylüyor. Ülkesinin hâlâ tam anlamıyla güvenli olmadığını kabul etse de, “Biz bu ülkeyi yeniden inşa etmeye çalışıyoruz” sözleriyle umudunu koruyor.
Ancak Suriye’deki ekonomik zorluklar, kadınlara yönelik toplumsal baskı, hizmetlerin yetersizliği ve siyasi belirsizlik, geri dönüşü herkes için mümkün kılmıyor.
Rahaf, kendi deneyiminden yola çıkıyor Suriye’nin bugünkü durumunu, geri dönmeyi düşünenlerin karşılaşabileceği riskleri ve hayal ettiği geleceği anlatıyor.
"Çalışabileceğim bir ortam yoktu"
Suriye artık güvenli mi? Geri dönmek isteyenler için durum nasıl değerlendirilmeli?
Suriye henüz tam anlamıyla güvenli değil. Geri dönenler de bu koşullar altında döndü. Herkes için geri dönmek mümkün değil çünkü güvenlik hâlâ belirsiz.
Ayrıca yaşam maliyetleri düşündüğümden çok daha yüksek; neredeyse İstanbul ile aynı seviyede. Hizmetler eksik olduğu için iş imkânları da çok sınırlı. Benim için de bu en büyük engeldi; çalışabileceğim bir ortam yoktu, bu yüzden uzun süre geri dönmeyi düşünmedim.
Kişisel olarak geri dönme kararınızı etkileyen unsurlar nelerdi?
Beni esas motive eden şey, Esad rejiminin çöküşüyle birlikte “değişime katkı sunma” sorumluluğu hissetmemdi. 2011 devrimcileri hep bunu savunuyordu. Ama elbette herkesin böyle bir sorumluluk hissetmesini bekleyemeyiz; özellikle iş imkânları gibi temel koşullar her şeyden daha belirleyici.
"Altyapı çökmüş durumda"
Suriye’de şehirler arasında güvenlik açısından nasıl farklar var?
Ülke genelinde büyük bir yıkım var ama şehirler arasında ciddi farklar bulunuyor. Ben Şam’dayım; şehir çok az etkilendiği için evler yıkılmadı, altyapı büyük ölçüde ayakta. Bu durum geri dönüşü kolaylaştırıyor. Ama birçok şehirde altyapı çökmüş durumda, evler tamamen yıkılmış. Bu yüzden insanlar geri dönmek istemiyor.
Şam dışındaki şehirlerde durum daha mı zor?
Evet. Özellikle yoğun bombardıman yaşamış bölgelerde yaşam çok daha zor. Bazı şehirlerde hem altyapı yok hem de güvenlik riskleri yüksek. Bu nedenle geri dönmek insanların gözünde daha tehlikeli bir seçenek haline geliyor.
Çatışmaların yeniden yükselme ihtimali var mı?
Bazı bölgelerde gerilimin yeniden yükselme ihtimali var. Rejim kontrolündeki şehirlerde zaman zaman huzursuzluk yaşanabiliyor; Süveyda ve sahil bölgeleri buna örnek. Biz yeniden aynı olayların yaşanmamasını umuyoruz ama ülke hâlâ bir geçiş sürecinde. Farklı gerilim türleri ortaya çıkabiliyor. Ben kendi şehrimde belirgin bir tehdit hissetmiyorum, şahsen kendimi güvenli hissediyorum, ama bu herkes için geçerli değil.
"Geri dönüş benim için hem bir heves hem de bir sorumluluktu"
Kontrol noktaları ve şehir içi yolculuklarda nasıl bir durum gözlemlediniz?
İşim gereği sık sık farklı şehirlere gidiyorum. Uluslararası yollarda ve şehir merkezlerinde genelde ciddi bir sorunla karşılaşmıyorum. Gece bile hareket edilebiliyor. Ama bazı bölgelerde suç oranı daha yüksek; hırsızlık veya nadiren kaçırma olayları olabiliyor. Yani güvenlik tamamen sağlanmış değil, ama önceki yıllara göre çok daha iyi.
Güvenlik tam olmadığında doğal olarak belirsizlik ortaya çıkar. Geçmişte bölgelerin el değiştirmesi gibi büyük gerilimler yaşandı ve bunun tekrar etme ihtimali insanları tedirgin ediyor. Geçiş dönemlerinin doğasında hep bir belirsizlik vardır; bu yüzden insanlar geleceği öngöremiyor.
Geri dönüş kararını sizin açınızdan duygusal olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geri dönüş benim için hem bir heves hem de bir sorumluluktu. Ama zorluklar çok fazla. Aynı topluma, aynı sorunlara geri dönüyorsun. Bunun üstüne bir de kadın olmanın getirdiği ek baskılar var. Toplumsal ayrımcılık hâlâ çok belirgin. Kadınların kabul görmesi daha zor, bunu sık sık hissediyorum.
Türkiye ile Suriye’yi hizmetler açısından kıyasladığınızda ne görüyorsunuz?
Hizmetler açısından Suriye çok geride. Türkiye’de su, elektrik gibi temel hizmetlere sürekli erişim vardı; burada ise her şey için daha fazla düşünmek zorundasın. Elektriğin kaç saat geleceği bile günlük planı etkiliyor. Türkiye’de 13 yıl boyunca alıştığımız düzenle kıyaslanmayacak kadar zor bir yaşam var. Dil konusunda bile yeniden uyum sağlamak gerekiyor.
Suriye’de hayatı yeniden kurmak nasıl hissettiriyor?
Eve geri dönmüş olsam bile çevrem tamamen değişmiş. İnsanlar, dükkânlar, mahalle hayatı… Her şey farklı. Bu yüzden her şeye sıfırdan başlıyorsun. Zor ama imkânsız değil. Durumu kabullenince üstesinden gelebileceğini görüyorsun. Ancak toplumun ataerkil yapısı özellikle kadınlar için ek engeller yaratıyor.
Bu ataerkil tutumla daha önce karşılaştınız mı?
Evet, hem Türkiye’de hem Suriyeliler arasında bu tutumu çok gördüm. Kadınların mesleklerine, eğitimine, başarısına hâlâ şaşıran insanlar var. Mesleğimi söylediğimde bile bazıları inanmakta zorlanıyor. Bu bakış açısı maalesef hâlâ yaygın.
Şu anda hayal ettiğiniz gelecek nasıl bir Suriye?
İnsanlar ülkenin içinde bulunduğu durumu iyileştirmek için çabalıyor. Ben de bunun bir parçası olmak istiyorum. Özellikle kız çocuklarının eğitimine devam edebildiği bir Suriye hayal ediyorum. Özgür, demokratik, istikrarlı ve herkes için daha iyi hizmetlerin olduğu bir ülke… Umarım bir gün bunu görebiliriz.
Türkiye’de gördüğünüz modellerin Suriye’ye taşınabileceğini söylüyorsunuz. Bundan neyi kastediyorsunuz?
Türkiye’de gördüğümüz olumlu uygulamaların Suriye’de de hayata geçmesini isterim. Dışarıda öğrendiklerimizi ülkemize taşımamız gerektiğine inanıyorum. Bu bizim sorumluluğumuz. Ama bunu gerçekleştirmek çok zor; siyasi, sosyal ve altyapısal engeller çok fazla. Yine de umut etmekten başka çaremiz yok.
Türkiye’de kalmayı düşünen veya geri dönmek isteyen Suriyelilere dair gözlemleriniz neler?
Birçok kişi bana ne yapması gerektiğini soruyor. İş imkânı yoksa ya da kalıcı bir düzen kuramıyorsa Türkiye’den dönmek çok zor. Geçici koruma altında olan birçok insan zaten sadece güvenli bir sığınak arıyor. Eğer iş kurabilecekleri bir düzenleri varsa kalıcı oturum için başvuruyorlar. Çünkü Suriye’nin geleceği hâlâ belirsiz ve bu korku insanları başka seçenek aramaya itiyor.
Geri dönüş kararı insanlarda nasıl duygular yaratıyor?
Çoğu insan korkuyor. Kimisi dönebiliyor, kimisi fırsat bulamıyor. Ülkeye dönüp tekrar çıkamama ihtimali insanları düşündürüyor. Birçok kişi “ya pişman olursam?” korkusunu taşıyor. Bu yüzden geri dönüş bir macera gibi; riskli ve belirsiz.
Peki, siz Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musunuz?
Yüksek lisansım bittiğinde ve burada kalmak zorlaştığında, Türkiye’de bir iş fırsatı bulursam kesinlikle dönmek isterim. İstanbul’da 16 yılım geçti; çok şey öğrendim ve yaşadım. Rolüm ne olur bilmiyorum ama bir fırsat olursa dönmeyi isterim.
Suriye–Türkiye arasında gidip gelenler için durum nasıl görünüyor?
Son yıllarda bazı ziyaretler oldu ama herkes için aynı imkân yok. Belgeleri tam olan, Türkiye’ye gidip gelebilen bir kişi çok daha istikrarlı bir hayata sahip olabilir. Ama Suriye’de bu düzeni kurmak birçok insan için hâlâ çok zor.
BİR YIL SONRA: SURİYELİ KADINLARIN GERÇEKLERİ
“Suriye’de kayıpların akıbeti hâlâ belirsiz”: Rania Al Najdi hafızayı araştırıyor
Ürdün’den Türkiye’ye, yeniden Suriye’ye: "Varla yok arası bir hayat yaşıyoruz”
(EMK)







