İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi (İBDA/C) davasından hükümlüyken yapılan yeniden yargılama sonucu beraat eden Salih Mirzabeyoğlu’yla (Salih İzzet Erdiş) ilgili davada gerekçeli karar açıklandı.
TIKLAYIN - SALİH MİRZABEYOĞLU BERAAT ETTİ
Mirzabeyoğlu, “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezasının infazı için hapishanedeyken yeniden yargılama için başvuru yapmıştı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Mart'ta yapılan yeniden yargılamada Salih İzzet Erdiş ve birlikte yargılandığı Sadettin Ustaosmanoğlu hakkındaki beraat kararının gerekçesini açıkladı.
Kararda, Erdiş'in “devlet ve toplumun bir kesimini rahatsız edici fikir ve düşünceleri olduğu hususunda kuşku bulunmayan, laik ve demokratik devlet düzenini benimsemeyen bir sistem karşıtı ve muhalif olduğu” ifade edildi.
“Felsefi, fikri ve ideolojik analiz”
Doğan Haber Ajansından Özden Atik’in haberine göre gerekçeli kararda, Mirzabeyoğlu’nun, şair Necip Fazıl Kısakürek'in kurucusu olduğu ve 1940'lı yıllara dayanan Büyük Doğu adındaki edebiyat ve fikir akımının devamı niteliğinde olduğu kabul edilen "İBDA" adlı verilen fikir akımını geliştirdiği belirtildi.
Mirzabeyboğlu'nun 1984 yılından itibaren İBDA yayınları adı altında sayısı yaklaşık 60'a yakın kitaptan oluşan bir külliyatı meydana getirdiği belirtilen karar şöyle devam etti:
“Şiir, sanat, estetik, dil, içtimai sistem, iktidar, hakimiyet, politika, devlet, siyaset bilimi gibi geniş bir sahaya hitap eden konuları felsefi, fikri ve ideolojik yönleriyle analiz etti.”
“Çarpıcı, saldırgan, kışkırtıcı ve şok edici”
Kararda, kaleme aldığı eserlerinde Salih Mirzabeyoğlu müstear adını kullandığı ve kamuoyunda da bu adıyla tanınıp ve bilindiği yer aldı.
“Hükümlü Salih İzzet Erdiş'in Türkiye'de yerleşik laik ve demokratik devlet düzenini benimsemeyen, yerine dini esaslara dayalı yeni bir dünya düzeni hedefleyen bir sistem karşıtı ve muhalif olduğu…”
Mirzabeyoğlu’nun eserleri ve konferanslarında dile getirdiği söylemler ve verdiği mesajların “devlet ve toplumun bir kesimini rahatsız edici, çarpıcı, saldırgan, kışkırtıcı ve şok edici, toplum kesimlerinin kahir ekseriyeti tarafından paylaşılmayan fikir ve düşünceler olduğu hususlarında kuşku ve duraksama bulunmadığı” ifade edildi.
Gerekçe: Kanıt yok
Gerekçede, beraat kararı şöyle açıklandı:
“Anayasal düzeni değiştirmeye yönelik bombalama, soygun, ölüm ve yaralama ile sonuçlanan silahlı saldırı biçimindeki şiddet hareketlerini kışkırttığına, bunları teşvik ettiğine, şiddet eylemleri konusunda İBDA/C örgütü mensuplarına emir veya talimat verdiğine, İBDA/C silahlı terör örgütünün kurucusu veya yöneticisi olduğuna, böyle bir silahlı terör örgütünde emir ve kumandayı haiz olduğuna, şiddet eylemlerini sevk ve idare ettiğine, silahlı örgüt üyeleri ile arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ ve altlık-üstlük ilişkisi bulunduğuna, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip benimsendiği şekliyle şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmeye başlandığı 1991-1992 yıllarından sonra oluşturulan cephe hareketlerinde emir, talimat verme vs. şekilde yönlendirmesi olduğuna, İBDA/C silahlı örgütünü oluşturduğu ve şiddet eylemlerini gerçekleştirdiği kabul edilen birbirinden bağımsız cephe ve hücre oluşumları ile arasında organik bağının bulunduğuna dair mahkumiyetine elverişli ve yeterli, kesin ve inandırıcı, somut ve objektif hiçbir kanıt mevcut olmadığı anlaşılmıştır.”
Ne olmuştu? |
Dönemin İstanbul 6 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, 2 Nisan 2001'de verdiği kararla Mirzabeyoğlu'nu, "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan idam cezasına çarptırdı. Aynı dava kapsamında yargılanan Saadettin Ustaosmanoğlu ve Mehmet Fazıl Aslantürk'e de "yasa dışı örgüt üyesi olmak" suçundan on sekizer yıl ağır hapis cezası verildi. Mahkeme, "yasa dışı örgüt üyelerine yardım ve yataklık etmekle" suçlanan tutuksuz sanık Hüsnü Göktaş'ın dosyasını ise ertelemişti. Mirzabeyoğlu hakkında verilen idam cezası, 23 Eylül 2002’de müebbet ağır hapis cezasına çevrildi, 30 Kasım 2004'te tekrar yapılan değişiklik ile ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına dönüştürüldü. 2005’te 5237 sayılı yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi üzerine 309. ve 311. maddeleri göz önüne alınarak, lehe hükümlerin uygulanmasına karar verildi, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasındaki "ağır" kelimesi çıkartılarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de Mirzabeyoğlu, Ustaosmanoğlu ve Aslantürk'e verilen cezayı onadı. “28 ŞUBAT DÖNEMİNİN YARGI KARARLARI İPTAL EDİLMELİ” 16 yıl cezaevinde tutuklu kalan Mirzabeyoğlu'nun avukatı Hasan Ölçer, müvekkilinin özellikle 28 Şubat döneminde yapılmış hukuksuzlukların, "en bariz ve en sembol ismi olduğu” gerekçesiyle, İBDA/C davasının arşiv dosyalarına bakmakla yükümlü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine 27 Haziran 2014'te başvurarak yeniden yargılama talebinde bulundu. Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, 22 Temmuz 2014'te verdiği kararla, Mirzabeyoğlu'nun yeniden yargılanmasına ilişkin talebini kabul etti, Mirzabeyoğlu tahliye edildi. Tahliye kararı, “Mirzabeyoğlu'nun tutuklulukta ve infazda geçirdiği süre ile kaldığı bu sürenin uzun olması ve telafisi güç mağduriyetlere yol açma ihtimalini” dikkate alınarak verildi. |
Salih Mirzabeyoğlu kimdir? |
Gerçek adı Salih İzzet Erdiş olan Salih Mirzabeyoğlu, Erzincan’da doğduktan sonra ilköğretim, ortaokul ve liseyi Eskişehir’de tamamladı. 15 yaşında Necip Fazıl Kısakürek ile karşılaştı ve Nakşibendi tarikâtına katıldı. 1970'li yılların ortalarında Akıncılar Derneği'nin kurucularından oldu. Milli Selamet Partisi’ne (MSP) yakınlığı ile bilinen bu grup o dönemde Necip Fazıl Kısakürek ile fikir ayrılığına düştüğü için yollarını ayırdı. 1980 askeri darbesi sonrası hakkında tutuklama kararı çıkartılmasına rağmen cezaevine girmeyen Mirzabeyoğlu 1984’ten itibaren İBDA/C hareketine ağırlık verdi. 66 yaşındaki Mirzabeyoğlu tahliye olana dek Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutuldu. Major depresyon raporu bulunan Mirzabeyoğlu, kendisine "telegram" işkencesi yapıldığı iddia etmişti. Avukatı Ali Rıza Yaman da bianet'e yaptığı açıklamada, Mirzabeyoğlu'na "elektromanyetik dalgalarla işkence yapıldığını" iddia etmişti. Ayrıca, yakalandığı sırada ağır şekilde darp edildiğini, o dönem muayene için Adli Tıp'a götürülmesi taleplerinin kabul edilmediğini açıklamıştı. |
(AS)