Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) merkez karar yönetim kurulu üyesi Ayşe Böhürler Danıştay 2. Dairesi'ne yapılan, "türban" gerekçeli saldırının "başörtüsü mücadelesi"ni kötü etkileyeceği kanısında.
"Alınmış bir sürü yolu geri döndürecek, çok üzücü bir olay diyor Böhürler bianetin sorularını yanıtlarken. Hem Türkiye hem de sosyal barış ortamı açısından. Türkiye'nin AB yolu ve demokratik açılımları engellemek için yapıldığını düşünüyorum. "
Böhürler, "niye türban?" diye soruyor ve yanıtını da kendisi veriyor.
"Kamplaşmaları artıracak. Saldırının başörtüsüne de, kimseye de hiçbir faydası yok. Onaylanması mümkün değil. Şiddetle savunulacak hiçbir haklı dava yoktur. Şiddet hiçbir davanın savunulacağı yol olamaz."
Konuşmak için çok erken
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür Der) Başkanı Hülya Şekerci ve İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği MAZLUMDER Kocaeli Şubesi Genel Sekreteri Şilan Timur ise saldırının "türban"a bağlanmasıyla ilgili olarak konuşmanın erken olduğu kanısında.
Şekerci, şiddeti tasvip etmediklerini söylese de, türban yasağına karşı tüm mücadele yollarının kapalı olduğunu belirtiyor.
"Bu saldırı başörtüsü için de yapılmış olsa, sonuç bu şekilde alınmaz. Şiddeti tasvip etmemiz mümkün değil ama, Nasrettin Hoca örneği hırsızın hiç mi suçu yok. Bu insanları şiddete iten uzun yıllardır süren başörtü yasağı var. Yasak karşısında mücadele yollarının tümü kapalı. Danıştay'dan başörtüsünü suç kabul eden bir karar çıkıyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yok."
Şekerci: Gerginlik ortamı yaratılmak isteniyor
Şekerci, sivil toplum kuruluşu olarak yaptıkları mücadelenin işe yaramadığını söylüyor. Terörle Mücadele Yasa (TMY) tasarısıyla şiddet olaylarının engellenmek istendiğine de dikkat çekiyor ve "Şiddet olayları daha fazla özgürlükle azaltılabilir. Danıştay'a saldırıyla yeni bir gerginlik ortamı yaratılmaya çalışılıyor" diyor.
MAZLUMDER'den Timur ise, saldırı sonrası geriye dönülemeyecek adımlar atmamak gerektiğini düşünüyor. Geçmişte de farklı düşünen insanların hassasiyetleri kullanılarak, bazı provokatif eylemlerde bulunulduğunu ve ülkenin genelinin bundan zarar gördüğünü söylüyor.
"Bundan sonra ne olacağı hakkında görüşe sahip değilim. Türkiye'de ne olacağı belli değil. Bizim mücadelemizde yanlış bir şey yoktu. Yine aynı şekilde devam edecek. Özgürlük talebimiz sürecek. En azından öyle umuyoruz."
Timur: Saldırı, islami kesime zarar verir
Timur, "bu kişinin milliyetçi duygularının, İslami hassasiyetlerinden daha öne çıktığı anlaşılıyor," diyor ve ekliyor "farz edelim ki İslami yönü daha fazla öne çıkmış bir kişi bile olsa, sadece İslamcı kesime zarar vereceğine göre böyle bir saldırının İslami hassasiyeti öne çıkan bir kişi tarafından yapılamayacağını düşünüyorum" diyor.
Saldırının, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve İslami çevrelere büyük zararı dokunacağının kesin olduğunu söyleyen Timur, bu nedenle yapılmamış olsa da bunun için kullanılacağını dikkat çekiyor.
Danıştay kararları
Saldırı, Danıştay 2. Dairesi'nin 8 Şubat'ta açıkladığı iki karar dolayısıyla "dinci kesimlerin" tepkisini çekmiş olmasıyla ilişkilendiriliyor.
2. Daire birinci kararında, imam-hatip mezunlarına açık öğretim liselerinden ikinci diploma alma uygulamasını durdurmuş; diğerindeyse Ankara, Gölbaşı'da Bayrak Garnizonu içindeki Bayrak Anaokulu'na atanan öğretmen Aytaç Kılınç'ın okulda başını açmasına karşın kimliğinde başı örtülü bir fotoğrafının bulunması ve okula gidiş gelişlerinde başını örtmesi gerekçesiyle göreve başlatılmamış olmasını uygun bulmuştu. (AD/EK)