Burdur'un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü, kristal berraklığındaki suyu ve beyaz kumlarıyla ünlü. Söz konusu kumlar, esasen magnezyum mineralleri içeren hidromagnezit oluşumları ve göl ekosisteminin önemli bir parçası.
Özellikle gölün doğu kıyısındaki "Beyaz Adalar" bölgesi, yoğun ziyaretçi baskısı nedeniyle 2020 yılında koruma altına alındı ve bölgeye giriş yasaklandı. Ancak, Beyaz Adalar dışında gölün diğer tüm alanlarından suya girilebiliyor. Bu durum, hidromanyezit oluşumlarının korunmasını zorlaştırıyor ve gölün ekosistemine zarar verebiliyor.
Salda Gölü 29 Ağustos’ta, "Dünyanın En Önemli 100 Jeolojik Miras Listesi"ne dahil edildi.
Bu gelişme, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanvekili ve Jeolojik Mirası Koruma Derneği Başkanı Nizamettin Kazancı tarafından duyuruldu ve gölün korunması adına olumlu bir adım olarak karşılandı.
“Tam koruma şart”
bianet’e konuşan Salda Gölü Koruma Derneği aktivistleri ise yeni statünün yeterli olmadığını, gölün tam anlamıyla korunması gerektiğini söyledi. Aktivistler, göl çevresinde yaşanan çevresel tahribatlara dikkat çekerek, turizm baskısının artmasından ve bölgenin ticarileşmesinden endişe ediyor.
Aktivistler göle girilmesinin, beyaz kumlara basılmasının ve gölün çevresinde yürütülen çeşitli projelerin, doğal yapıyı tehdit ettiğini belirterek şöyle dedi:
“Doğal yapı mutlaka korunmalı. Salda Gölü, Dünya Mirası diyorsak gölün etrafındaki atık kirliliği bertaraf edilmeli. Serinlemek, yüzmek için göle giren insanların beraberinde getirdiği (ter, güneş kremi vb.) kirlilikten tamamen arındırılmalı göl. Baktığımızda Kapadokya da Dünya Jeolojik Miras Listesi’nde; ancak turizm projelerinin göz bebeği. Diledikleri gibi yol çalışması yürütebildiler Kapadokya’da. Aynı durum Salda için de geçerli. Geçtiğimiz aylarda göl kıyısında başlatılan sıcak asfalt çalışmaları nedeniyle gölün ekosistemi yeni bir doğa tahribatıyla karşı karşıya kaldı.
Kapadokya’nın peri bacaları üzerindeki tehdit sürüyor
“Göl, sadece kristal beyaz kumlarıyla değil, içinde barındırdığı endemik türlerle de önemli bir ekosisteme sahip. Bunlar arasında, yalnızca Salda Gölü'nde yaşayan, nesli tehlike altında olan Alpinus Splendens balığı ve diğer endemik su ile kara canlıları bulunuyor. Bu türlerin varlığı, gölün ekosisteminin ne kadar hassas olduğunu gözler önüne seriyor.
"Salda Gölü’nün korunması için, yalnızca belirli bölgelerin ziyarete kapatılması değil, gölün tamamında etkin bir koruma stratejisinin uygulanması gerekiyor. Gölün korunması konusunda kapsamlı bir yaklaşım benimsenmediği sürece, bu ekosistem tehlike altında olacak.”
Dernek aktivistleri, Salda Gölü'nün geleceği için sürecin her aşamasını yakından izleyip, kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceklerini belirtti.
"Mars'ın milyarlarca yıl önceki görüntüsü"
2021 yılında NASA'nın resmi Instagram hesabında Salda Gölü'nde suyun altından görünen kayalara ait bir fotoğrafa yer verildi. Fotoğraf "Mars'ın milyarlarca yıl önce nasıl göründüğünü hiç merak ettiniz mi? Biz ettik," notuyla paylaşıldı.
Bugün Mars'ın yüzeyinin Salda Gölü'ndeki gibi bir su görüntüsünden mahrum olduğuna işaret edilen metinde, Mars'ta yer alan Jezero kraterinde 3,5 milyar yıl önce bir nehir ve delta olabileceğinin düşünüldüğü aktarıldı.
"Türkiye'deki Salda Gölünün kenarından çekilen bu fotoğraftaki kayalar, bilim insanlarının Kızıl Gezegen'in milyarlarca yıl önceki görüntüsüne benzediğini düşündüğü bir bölge" ifadesine yer verilerek, bilim insanlarının Dünya üzerindeki mikrobiyal fosilleri incelediği ve Mars'taki milyarlarca yıl önceki yaşam izlerine ulaşabilmeyi umduğu belirtildi.
Nizamettin Kazancı'nın açıklaması
Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliğince (IUGS) başlatılan ve UNESCO tarafından desteklenen proje kapsamında hayata geçilen ve iki yılda bir açıklanan liste için Türkiye'den Burdur'daki Salda Gölü ve Bitlis'teki Nemrut Kalderası aday gösterildi. Güney Kore'nin Busan kentinde 37'ncisi düzenlenen Dünya Jeolojik Kongresi'nde, Türkiye'den Salda Gölü'nün listede yer aldığı açıklandı.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanvekili ve Jeolojik Mirası Koruma Derneği Başkanı Nizamettin Kazancı “Listede yer alması Salda'nın daha iyi korunması anlamına geliyor. Salda, önümüzdeki yıllarda turizm merkezi olacaktır. Beklentileri karşılamak ve jeoturizmin sürdürülebilirliği için korumaya azami dikkat edilmesi gerekir. Turist baskısını da sınırlamak ve iyi yönetmek gerekir,” dedi.
Konuyla ilgili açıklama yapan TMMOB; UNESCO, IUCN ve IUGS gibi uluslararası kuruluşların tanıdığı kültürel ve doğal varlıklar prestij listelerinde kalabilmenin, söz konusu listelere girebilmekten daha önemli olduğuna dikkat çekti. (TY)