Salda Gölü yöresinin kalkınmasının ve geleceğinin, gölün korunması ile yaşatılmasına bağlı olduğu bilinciyle hareket eden "Salda Gölüme Dokunma Platformu", düzenlediği çalıştay sonrası bir sonuç bildirgesi yayınladı.
Yöre halkıyla birlikte TMMOB ve bağlı odalardan temsilciler, üretici dernekleri ve yerel çevre dernekleri katılım ile gerçekleşen çalıştayın sonuç metninde millet bahçesi kararının iptali için hukuki mücadeleye devam edilmesi, TOKİ tarafından yapılan ihalenin iptali için açılan davanın takip edilerek duyarlı tüm kesimlerin müdahil olmaya çağrılması, Türkiye'de faaliyette olan ekolojik dernek ve yapıları göl için güç birliğine davet edilmesi ve ÇED kararı alınmadan yapılan imar planlarının iptali için çevre köylerde bilgilendirme toplantıları gerçekleştirilmesi kararları alındı.
"Endemik türlerin yaşam alanı"
Gölün endemik türlerin yaşam alanı olduğu vurgulanan sonuç bildirgesinde “Göl alt havzasında yürütülen arazi çalışması ve literatür araştırması sonucunda toplamda 110 kuş türünün varlığı tespit edilmiştir. Bu türlerden 62’si ötücü, 38’i su kuşu, 9’u gündüz ve 1’i ise gece yırtıcısıdır. Bu türlerden 75 tanesi 'Bern Sözleşmesi' kapsamında koruma altındadır” denildi.
"Korunması gerekiyor"
Göl suyunun kimyasal gübreler, zehirler, evsel atıklar ve insan dışkısından korunması gerektiği ifade edilen bildirgede şu ifadeler kullanıldı:
“Göl ‘kapalı bir tatlı su ekosistemidir’. Gelen kirliliği dışarı akıtmayıp, içinde biriktirmektedir. Biriken kirlilik göl dibine çökelmekte ve canlılar için zehirli olan; hidrojensülfür, metan ve amonyak oluşmaktadır.
“Millet Bahçesi projesine göre göl kenarına yapılacak olan tesisler, yıllık 1 milyon 500 bin kişiye hizmet verecek şekilde tasarlanmıştır. Bu kadar insanın yemesi, içmesi, duş suyu, dışkısı, dolaşıp, gezinmesi, göle girip, terini, güneş yağını ve hatta idrarını belki de dışkısını suya bırakması, miktar ve çeşitlilik itibariyle çok kapsamlı kirliliğe yol açar.
“Projeyi yapanlar insan sayısını ve yaratacağı kirliliğin kara ve su ekosisteminde yapacağı etkiyi hesaplamamış veya hafife almış görünmektedirler.
"Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmişti"
Göl çevresindeki maden ruhsatlarının iptal edilmesi ve yapılaşmaya izin verilmemesi istenirken göl çevresindeki 296 hektarlık alanın Mart 2019’da Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) ilan edildiği hatırlatıldı.
Buna rağmen Millet Bahçesi adı altında, gölün en değerli yeri olan kıyı kenar çizgisinden sonraki bir ve ikinci 50 metrede Koruma Amaçlı Uygulama İmar planında kumsal bulunan alanda yapılaşmanın önünün açılacağı kaydedildi.
Risk: Kuraklık, kirlenme ve yapılaşma
Salda Gölü’nü tehdit eden üç esas risk olduğu vurgulanırken bunlar kuraklık, kirlenme ve yapılaşma olarak belirlendi. Çözüm için ise şu önerilerde bulunuldu:
- Kimyasal zararlı içeren atık sular gölden uzak tutulmalıdır.
- Göle yakın çevrede zehirli tarım ilaçları kullanılmamalıdır.
- Salda Gölü’ne girilmemelidir.
- Gölü besleyen akarsular önüne yapılan bütün göletlerin kapakları açılmalıdır.
- Bu durumdan zarar görecek çiftçinin zararları karşılanmalı, “susuz tarım” özendirilmeli ve susuz tarım yapanlara devlet tarafından destek pirimi verilmelidir.
- Göl kenarına hiçbir yapı yapılmamalıdır. Ziyaretçiler için ihtiyaç duyulan yapılar, göl çevresindeki yerleşim yerlerine yapılmalıdır.
(HA)