Bu sözler, 50 yaşında Iraklı bir kadına ait, Rania Masri Irak Savaşa Karşı Koordinasyonu'nun kurucusu ve koordinatörü. Körfez Savaşı'ndan sonra ülkesini terk etmek zorunda kalmış, şimdi Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yaşıyor ve bir internet sitesinden dünyaya sesleniyor.
1991'in izleri
Rania Masri, Ortadoğu'nun masallar kenti Bağdat'tan; açlıktan çocuklarını emziremeyen annelerin ülkesi adına sesleniyor. Kendi liderleri tarafından dilsiz bırakılan bir halk adına konuşuyor. Dünyanın jandarmasının boyunlarına geçirdiği ilmeğin çözülmesi için dünyadan destek bekliyor. Ve tabii ülkesinde "yaşama konan ambargonun" kalkacağı günlerin hayalini kuruyor. Rania Masri, bölge yeni bir savaşın arifesindeyken; 1991'deki Amerikan işgalinin Irak'ta bıraktığı vahşet izlerine dikkat çekiyor.
4 milyon Iraklı ölüm sınırında
Baba Bush'un Irakla hesaplaşması, sanıldığı gibi 1991'deki ateşkes ilanıyla sona ermedi. Bushgiller, gözlerini bürüyen petrol uğruna, Irak'ı bombalamakla yetinmeyip, aynı zamanda Irak halkını gıda ve ilaç ambargosuyla sefalete mahkum etti. Böylece en temel insan hakkı yaşamak, yiyecek ve ilaç kısıtlaması içeren ölümcül bir ambargoyla Irak'ta adeta gasp edildi.
43 gün süren Körfez Savaşı'nda; Iraklılar 300 binden fazla insanını kaybetmişti. Henüz savaşın acıları tazeliğini korurken, Irak'ta vahşet şekil değiştirdi; bombaların gürültüsü, yerini açlığın ve çaresizliğin sessizliğine bıraktı. Başını ABD'nin çektiği ambargo, çoğu küçük çocuklar olmak üzere bir milyondan fazla kişinin hayatına mal olurken; toplam nüfusun beşte biri yani 4 milyon Iraklı ölüm sınırında yaşıyor. (UN FAO raporu, 1995)
Yüzde 95'i anemili olan hamile kadınlar
Rania Masri; ambargo altındaki Irak halkının durumunu şöyle anlatıyor:
"Irakta, halkın durumu özellikle de kadınların yaşam koşulları günden güne zorlaşıyor. Zira yüzde 95'i anemili olan hamile kadınlar, dünyaya sağlıksız ve zayıf bebekler getirecekler. Bu bebeklerin çoğu da temel sağlık ihtiyaçlarının yetersizliği nedeniyle 5 yaşına giremeden ölecek ya da fiziksel ya da zihinsel özürlüler olarak yaşamlarını sürdürecek.
Dahası bir çok Iraklı anne, kendi vücudunun zayıflığı nedeniyle bebeklerini emziremeyecek durumda. Ambargonun neden olduğu enflasyon yüzünden ailelerin gücü çocuklarını beslemeye yetmiyor. Anneler çoğunlukla ölmeleri için çocuklarını hastaneye getiriyor."
Çocuklar büyümüyor
1996 UNICEF raporuna göre Irak'ta her ay 5 yaşın altında 4 bin 500 çocuk açlıktan ölüyor. Bu savaşın en savunmasız tarafı olan Iraklı çocukların yüzde 23'ünün yetersiz beslenme nedeniyle büyümesi durmuş. 1990 yılından bu yana Irak'ta çocuk ölümleri beşe katlanırken; savaş sırasında kullanılan Uranyum bölgedeki çocuk kanseri vakalarını önemli ölçüde arttırmış. Yine UN FAO raporuna göre, 2 milyonu aşkın Iraklı çocuk açlıktan ölürken, 1.5 milyondan fazlası ailesini kaybetmiş ve yardıma muhtaç.
Sezaryende anestezi yok
Körfez Savaşı öncesi Irak bölgedeki en kapsamlı ücretsiz sağlık sigortasına sahipken; şimdi ambargo nedeniyle hastanelerde ilaç, iğne, aşı ve anestezi malzemesi sıkıntısı çekiliyor. Hatta sezaryen gibi hayati önem taşıyan operasyonlar, anestezi olmaksızın yapılıyor.
Sokaklar mikrop saçıyor
Ambargodan önce Irak, tarımda kullanılan tohumların yüzde 70'ini ithal ediyordu. Ancak artık tohum ve gübre de, iğne, anestezi ve diğer sağlık ürünleri gibi ambargo kapsamına giriyor. Savaş sırasında yok edilen su arıtma tesislerinin yeniden inşa edilmesi için gereken yedek parçalar ambargo nedeniyle ülkeye giremiyor. Irak sokaklarını lağım doldurmuş, su kaynakları tedavisi olmayan hastalıkların mikroplarını saçıyor.
Kadınların statüsü değişti
Rania Masri savaşın ve ambargonun Iraklı kadınların statülerini de değiştirdiğini belirtiyor:
"Irakta savaş her şeyi değiştirdiği gibi kadınların toplum içindeki statülerini de değiştirdi. Ekonomideki sıkıntılar nedeniyle bir çok kadın işini kaybetti, eğitimini yarıda bıraktı. Böylece ekonomik bağımsızlıklarını ve özgürlüklerini de kaybetmiş oldular. Ancak yine de Iraklı kadınların tüm çabalarının, ailelerinin hayatta kalabilmesi için yiyecek ve temiz su bulmak olduğu düşünülürse, bu statü kaybı, onlar için pek önem taşımıyor."
Kaç kişi daha ölecek?
Dünya yeni bir savaşın eşiğindeyken, "at pazarlığına" oturup, komşu kanı üzerinden kar zarar hesabı yapanlara da soruyor Iraklı kadın: "Şimdiden 5 yaşın altındaki yarım milyondan fazla çocuk ambargo nedeniyle öldü. Her ay 4500 çocuk ölüyor... Kaç tanesinin daha ölmesi gerekiyor?.."
1991'deki savaşın izleri tüm şiddetiyle sürerken, bir kez daha Irak halkına pervasızca saldırmaya kalkan Amerika, dünya halkları tarafından dizginlenemezse korkarım hepimiz, Sartre'ın dediği gibi Irak'ın ve Iraklı çocukların katili olacağız... (FK/BB)