2012 Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü (The Sakharov Prize for Freedom of Thought) İran'da cezaevinde olan insan hakları savunucusu avukat Nesrin Sutude'nin ve yönetmen Cafer Penahi'nin oldu.
Uluslarası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) ve İran İnsan Hakları Derneği(LDDHI) tutuklulukları hala devam eden Penahi ve Sutude'nin serbest bırakılmasını talep etti.
Sutude, 2010 yılında tutuklanmış, "rejime karşı propaganda" ve "ulusal güvenlik karşıtı etkinlik" suçlarıyla 11 yıl hapis cezasına mahkum edilmişti. Avukatlık mesleğinden 20 yıl men edilmiş, ardından cezaları sırasıyla altı ila 10 yıla indirilmişti. Sutude bu ay, ailesiyle görüşmelerine yapılan kısıtlamaları protesto etmek amacıyla açlık grevine başlamıştı. Eşinin ve çocuğunun ülkeden ayrılmaları da 11 Temmuz 2012'de İran Hükümet'i tarafından yasaklanmıştı.
LDDHI Başkan Yardımcısı Kerim Lahidci, "Bu ödül, Nesrin, Cafer ve tüm İranlı insan hakları savunucuları için büyük bir zafer. Fakat Nesrin'in on günlük açlık grevinden sonra hızlı bir şekilde bozulan sağlığı için endişeleniyoruz. Nedensiz alıkonmasının ve cezalandırılmasının durdurulmasını ve serbest bırakılmasını istiyoruz. Nesrin 2010 yılında dava sürecindeki cezalandırılma koşullarını protesto etmek için girdiği üç açlık grevinden sonra ölümün eşiğine geldi" dedi.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ödül törenindeki konuşlmasında İran hükümetinin yaptırımlarına karşı sergilediği güçlü mücadeleden dolayı Sutude'nin ödülü hak ettiğini belirtti.
"Eğer düşünce özgürlüğü, insan hakları ve haysiyeti için savaşmak, ulusal güvenliğe karşı yapılan bir saldırıysa, biz kişinin temel haklarına saygı duymayan rejime ve ulusal güvenliğe saldıran bu insanı destekliyoruz. Nesrin Sutude'nin ödülü İran'daki rejimin açık bir reddidir."
"İran'ın acı gerçeğini resmediyor"
"Offside", "Kanlı Altın", "Çember" ve "Beyaz Balon" gibi ödüllü filmlerinde İran'daki hayatı insancıl bir biçimde anlatmasıyla tanınan film yönetmeni Cafer Penahi'nin İran Hükümeti'nce 2010 yılında ülkeden ayrılması, röportaj vermesi ve film yapması 20 yıl yasaklanmış, ayrıca Penahi altı yıl hapis cezasına mahkum edilmişti.
Penahi, "filmleriyle ülkenin ulusal güvenliğine karşı suç işleme amacı taşımak" ve "İslam Cumhuriyeti'ne karşı propaganda yapmak" ile suçlanmıştı.
Schulz, Penahi'nin varolan rejimin eksikliklerini açık bir şekilde perdeye yansıttığını ifade etti:
"Cafer Penahi filmlerinde İranlıların sadece değerlerini değil aynı zamanda günlük hayatta yaşadıkları problemleri de yansıtıyor. Devlet rejimini, ulusların içinde hüküm süren acı gerçekliklerin betimlenmesinden başka hiçbir şey korkutamaz. Bu da Penahi gibi insanların bu tür rejimlerde neden susturulduklarının göstergesidir."
2003 yılında Nobel Barış Ödülü'nü kazanan insan hakları savunucusu ve avukat Şirin Ebadi, Sakharov Ödülü'nün İran'daki adaletsizlikleri aydınlatacağı yorumunu yaptı:
"Cafer Penahi'yi ve Nesrin Sutude'yi tebrik ediyorum. Bu ödül, dünyanın dikkatini İran'daki insan hakları ihlallerine çekecektir. Ayrıca İran'daki ifade özgürlüğü ihlallerini de aydınlatacaktır. Ödül, Penahi ve Sutude gibi insan hakları için çalışan kişilerin de takdir edileceğinin bir göstergesi olacaktır."
İlk defa İranlılara verilen Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödül'üne bu sene Pussy Riot feminist punk kolektifi ve insan hakları aktivisti Ales Byalyatski de aday gösterilmişti.
Ödül, 1998'de ırk ayrımcılığına karşı duran aktivist ve Güney Afrika Başbakanı Nelson Mandela'ya, 1995'te ise mecliste anadili olan Kürtçe'yi konuştuğu için 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Kürt politikacı Leyla Zana'ya verilmişti. (BÇ/ÇT)
* WomenNewsNetwork'ün bu haberini Berfun Çağınlı Türkçeleştirdi.