Şair İlhan Berk, bir süredir tedavi gördüğü Bodrum’da yaşamını yitirdi.
40 yıl önce Bodrum’a yerleşen Berk, bir süredir Bodrum Devlet Hastanesi’nde prostat kanseri nedeniyle tedavi görüyordu. 19 Ağustos’ta durumunun ağırlaşması üzerine hastaneye yatırılan Berk, öğle saatlerinde yaşamını yitirdi. Berk, Cumartesi günü Adliye Camisi’nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından Türbe Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
1916'da Manisa'da doğan İlhan Berk Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu'ndan mezun olmuş, Espiye'de iki yıl ilkokul öğretmenliğinden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'ne girmiştir.
Enstitünün Fransızca bölümünden 1944'de mezun olan Berk, 1945-1955 yılları arasında Zonguldak, Samsun ve Kırşehir'de ortaokul ve liselerde Fransızca öğretmenliği yapmıştır.
1959'da Ankara'da T.C. Ziraat Bankası'nın Yayın Bürosu'nda çevirmenlik yapmış, on üç yıl sonra emekli olmuştur
Arthur Rimbaud ve Ezra Pound'un şiirlerini çevirerek kitaplaştırmıştır.
Bodrum'da yaşayan İlhan Berk, bu tarihten sonra kendini tümüyle yazmaya vermiş, bir anlatı kitabı dışında, yalnız şiir ve şiire ilişkin yazılar yazmıştır.
Berk, Arthur Rimbaud ve Ezra Pound'un kimi şiirlerini de çevirerek kitaplaştırmıştır. Kül adlı kitabıyla 1979 yılında Türk Dil Kurumu ve İstanbul kitabı ile de 1980 yılında Behçet Necatigil Şiir Ödüllerini kazanmıştır.
İlhan Berk 1983'te Deniz Eskisi adlı kitabıyla, Yedi Tepe şiir Armağını'nın 1988'de de Güzel Irmak adlı kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü Ferit Edgü ile almıştır.
Yazın hayatı
İlhan, Berk, ilk şiirlerini Manisa Halkevi'nin dergisi Uyanış'ta yayımlamıştır. Berk, 19 yaşındayken Güneşi Yakanların Selâmı adıyla kitaplaştırdığı bu şiirlerinde "hece vezni" kullanmakta ve o dönemin şiir anlayışına özgü birkaramsarlık taşımaktadır.
1940'lara doğru Yeni Edebiyat anlayışı içinde yer almış, Servet-i Fünun (Uyanış), Ses, Yığın, Yeryüzü, Kaynak gibi dergilerde yazmıştır. Türk şiirinin en deneyci şairlerinden biri olan İlhan Berk, durmadan yatak değiştirerek, ama bazı sorunsallara hep bağlı kalarak şiirini günümüze kadar eskitmeden getirmeyi başarmıştır.
“Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz.
bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan
ve bana bu yeryüzünü cehennem eden
bu yazmak eyleminden kurtulduğum,
mutlu olduğum bir tek şey var: resim yapmak.”(EZÖ)