"1. Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllarda Hopa’nın bir köyünde geleneksel bir Laz düğün kuruluyor. Genç bir delikanlı ve güzel bir kadının düğünü. Ancak düğünün ilerleyen saatlerinde jandarmalar gelerek savaşın başladığını ve bazılarını askere alacaklarını söylüyor. Damat (Şefik) da askere gidecekler arasındadır.
"Düğününün ortasında alınıp Erzurum’a asker olarak gönderilir. Düğün bu şekilde yarım kalır. Şefik’in askere gitmesinin ardından geride, kavuşamadığı eşi Şadiye, Şadiye’nin erkek kardeşi Hemdi ve Şefik’in annesi, Rus işgalinden kaçıp muhacir olarak Trabzon’a gitmek zorunda kalıyor. Şadiye orada zor günler başlıyor.
"Şadiye genç bir kadın olmanın zorluklarını yaşıyor. Bu arada şehirde kolera başlıyor. Önce damadın annesi koleradan ölüyor, sonra Şadiye. Bu sırada Şefik bir yolunu bulup izinli olarak Trabzon’a geliyor. Şadiye’nin kardeşi Hemdi de koleraya yakalanmış ve ölmek üzeredir. Hemdi, Şadiye’nin Şefike yazdığı mektupları teslim edip o da ölüyor.”
Lazca müzikal tiyatro eseri “Çandaş Gverdi”yi özetlemeye çalışan kişi İrfan Ç. Aleksiva. Aleksiva, Laz Kültür Araştırmacısı.
"Çandaş Gverdi"'nin Türkçe anlamı, “Yarım Kalan Düğün.”
Şair sürgüne gönderildi eser kayboldu
Müzikal oyun "Çandaş Gverdi"yi Laz şair, yazar ve ressam Xasan Helimişi, 1949’da o zamanki ismiyle Sovyetler Birliği'nde kaleme aldı. Helimişi'nin sürgüne gönderilmesi ile de eser kayboldu.
Aleksiva, Helimişi’nin “Çandaş Gverdi" eserini 70 yıl sonra açığa çıkardı. Kitabın editörlüğünü de yaptı. Laz Kültür Derneği de kitabı yayınladı ve okurla buluşturuldu.
"Çandaş Gverdi", Helimişi’nin kaleme aldığı iki tiyatro çalışmasından biri, diğer eseri ise halen kayıp.
Aleksiva, Helimişi’nin “Ç̆andaş Gverdi” adlı eserini 70 yıl sonra açığa çıkardı. Eser, Laz Kültür Derneği'nce de kitaplaştırıldı ve okurla buluşturuldu. "Ç̆andaş Gverdi", Helimişi’nin kaleme aldığı iki tiyatro çalışmasından biri, diğer eseri ise halen kayıp.
İrine’den Almanya’ya, Almanya’dan Türkiye’ye
Aleksiva, “Ç̆andaş Gverdi”’nin ortaya çıkartılması sürecini şöyle anlattı:
“Hasan Helimişi, siyasi görüşleri sebebiyle Türkiye’den Soveyetler’e gidiyor. Leningrad’da Ulusal Azınlıklar Enstitüsü’nde okumaya başlıyor. Hatta orada Nazım Hikmet ve o dönemin Laz Hareketi’nin önemli isimlerinden İskender Chitaşi ile tanışıyor. Lazca yazmaya başlıyor.
"1949’da sürgüne Sibirya’ya gönderiliyor. Gitmeden önce yazdığı bu eseri İrine Asatiani isimli bir öğrenciye bırakıyor. İrine bu eseri günümüze değin saklamıştır. Helimişi, sürgünden dönüyor ancak ailevi sorunlar, ekonomik sıkıntılar derken Tiflis’e yerleşiyor, öğretmenlik yapıyor ve eseri de İrine’den geri almıyor. 1976’da da Gürcistan’da yaşamını kaybediyor.
“İrine, eserin bir kopyasını Alman Lazolog Wolfgang Feurstein’e vermiş. Daha sonra ben de yayınlamak üzere Wolfgang’dan bu kopyayı aldım. Laz Kültür Derneği olarak yayınladık.”
Eser sahnelenebilir
Helimişi’nin Lazlar açından çok önemli bir şair olduğunu söyleyen Aleksiva, eserin 70 yıl sonra okurla buluşmasının Laz kültür tarihi açısından çok önemli olduğunu söylüyor.
Eserin, tiyatro oyunu ve sinema filmi olarak da perdeye taşınma fikrinin tartışıldığını belirten Aleksiva, eserin önemine vurgu yapıyor.
Kitabın arka kapak yazısından Xasan Helimişi'nin bilinen iki tiyatro çalışmasından biri olan Çandaş Gverdi (Yarım Kalan Düğün), iki perdelik müzikal bir piyes olup, tamamı mensurdur. Helimişi, piyeste kendi şiirlerinden başka, dönemin şairlerinin eserlerine ve özellikle gençliğinde derlediği halk şarkılarına yer vermiştir. Bu şiirler ve şarkıların önemli bir kısmı Helimişi tarafından makara bantlara kaydedilmiştir. Çandaş Gverdi I. Dünya Savaşı'nda yaşanmış bir aşk hikayesini konu alır. Evlendikleri sırada askere alınan Şefik ile Rus işgalinden ötürü muhacir olarak ailesiyle birlikte köyünü terk edip Trabzon'a gitmek zorunda kalan sevgilisi Şadiye'nin mektupları hikayenin ana gövdesini oluşturur. Özellikle Şadiye'nin muhacirlikte çektiği sıkıntılar, devlet bürokrasisinin kokuşmuşluğu, toplumsal çelişkiler anlatılır. Şefik, bu insanlık dışı düzenden ancak Şadiye'nin ölümünden sonra Sovyetler'e kaçarak kurtulabilecektir. Bu kaçış motifi Helimişi'nin hayatından da izler taşır. İsmi gibi yarım kalan piyes 1949'da kaleme alınmış, ama sahnelenmemiştir. Bununla birlikte piyeste yer alan pek çok şarkı yakın dönemde farklı icracılar tarafından seslendirilmiştir. |
Hasan Helimişi hakkında Genç yaşta tanıştığı sosyalizmin etkisiyle 1932'de Sovyetler Birliğine kaçtı. Sovyetler'deki Laz gençlerle birlikte çeşitli kültürel çalışmalarda bulundu. 1949'da pek çok Laz gibi sakıncalı görülerek Sibirya'ya sürüldü. 1953'te suçsuzluğu ispatlanarak geri dönmesine izin verildi. Vefat ettiği 1976 yılına kadar şiir ve resim başta olmak üzere çeşitli sanat dallarında ürünler ortaya koydu. Eserlerinin çoğunu Lazca yazdıysa da Türkçe şiirleri ile "Kore'de Bir Laz Kızı" adlı bir de romanı bulunuyor. Ölümünden sonra resimleri Batum'da ve uluslararası sergilerde sergilenmiş, şiirleri Türkiye'de basıldı. 1907'de Hopa'da doğdu. |
(EMK)