* Fotoğraf: Pixabay
CHP’nin 7 Nisan’da sunduğu “Sağlıkta Şiddet” yasa teklifini reddeden AKP ve MHP, TBMM'ye aynı başlıkta yeni bir teklif sunma kararı aldı.
Teklifle ilgili şimdilik sadece koronavirüs önlemleri kapsamında sağlık çalışanlarına yeni haklar getirdiği ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin cezasının artırılmasını içerdiği biliniyor.
Sağlık meslek örgütleri ise AKP ve MHP’nin yasa tasarısında maddelerin hafifletildiğini ve tasarının “şartlı” olarak geçirilmeye çalışıldığı görüşünde.
Sağlıkta şiddete ilişkin olayın gerçek öznesi sağlık çalışanlarının taleplerini, söz konusu tasarının bu talepleri ne kadar karşıladığını, Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) 2. Başkanı ve Adana Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Yakup Şahin ile konuştuk.
“TCK’ya eklenmemesi en büyük sorun”
CHP'nin raporuna göre, son 7 yılda 90 bin sağlıkçı şiddete uğradı, 2005 ila 2019 yılları arasında dokuz hekim, görevlerinin başında öldürüldü.
TIKLAYIN - Sağlık Çalışanları 7 Yılda 91 Bin 355 Şiddet Vakası Bildirdi
Dr. Şahin, sağlık çalışanlarının sağlıkta şiddet yasası hususundaki ısrarının tüm bu nedenlerle ne kadar “hayati” olduğuna vurgu yaparak, iktidar tarafından hazırlanan yasa tasarısının "taleplerine hiçbir şekilde karşılık vermediğini" söyledi. Şahin tasarıdaki eksiklikleri şöyle anlattı:
"Savaşta bile dokunulmazlığı olan bir meslek grubuna mensup kişiler olarak sağlıkta şiddetin özellikle Türk Ceza Kanunu (TCK) 77. maddesinde düzenlenen insanlığa karşı suçlar kapsamına alınmasını istiyorduk.
“Ancak iktidarın önergesi TCK'ya eklenmiyor. TCK'ya eklenmeyen bir düzenlemenin de savcıların gözünden kaçma ihtimali oldukça yüksek. Ayrıca savcıların inisiyatif kullanarak o kanun maddesini gündeme bile almama lüksü var. Halbuki TCK içine eklenirse onu gözden kaçırma veya ihmal etme şansı olmayacak.
* Dr. Yakup Şahin
“Hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir”
"Bir diğer nokta, bizler verilen cezanın en az 8 yıl olmasını talep ediyoruz. Çünkü 8 yıl olduğunda indirimlerle 2 yılın altına düşürülemiyor. Eğer 2 yılın altına düşerse hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanabiliyor ve bu durumda cezanın şiddet uygulayan kişi için bir yaptırımı olmuyor.
“Tasarıda ise ceza ertelenmez ve HAGB verilmez diyor ancak adli para cezasına çevrilemez diye bir ibare yok. Yani bir kere ceza alınacak ve yüzde 50 artırımlı olacak. Ancak kanun metninin TCK’da olmaması bir yana, metinde geçen suçların alt sınırı 3 ay ve 6 ay arasında değişiyor, üst sınırları ise en fazla 2 yıl.
“Örneğin alt sınırdan hareketle verilen 6 aylık bir cezanın yüzde 50 artırılması sonucu, kişinin hapis cezası en çok 12 ay olacak. Öte yandan 1 yıl altı cezaların tümü Adli Para Cezasına çevrilebicek ve erteleme de olmadığı için, kişi cezasını peşinen devlete ödeyecek. Hepsi bu.
“Şiddet uygulayan kişi aynı yerden hizmet alabilecek”
"Herhangi bir sağlık biriminde 2 sağlık çalışanı olarak görev yapıyorsak, birimize şiddet uygulanması durumunda kişinin aynı birimdeki diğer sağlık çalışanından hizmet alması da yasa taslağında öngörülüyor. Yani suçlu aynı kapıdan tekrar girecek A kişisine değil de B kişisine muayene olacak diyor. Suçluyu sağlık çalışanından uzaklaştırmak bir yana hem dayak atma hem de orada hizmet alma hakkı veriyor.
“Bizler ise herhangi bir sağlık biriminde şiddet uygulayan bir kişinin o yerden hizmet almaya devam edememesini ve eğer mümkünse bu kişinin SGK'sının belli bir zaman için dondurulması yani hizmet alımının durdurulmasını talep ediyoruz.
Sağlık çalışanları ne istiyor?
Hükümetin yasa teklifindeki bir diğer eksikliğin de sağlık meslek örgütlerinin görüşlerinin hiçbir şekilde dinlenmeden hazırlanması olduğunu söyleyen Dr. Yakup Şahin, tasarıyı “arka kapıdan gösterme bir düzenleme olarak niteliyor.
Şahin, sağlık çalışanlarının taleplerini ise şöyle sıralıyor:
- Sağlık çalışanına görevi sırasında işlenen kasten yaralama suçunun Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) insanlığa karşı suçlar başlığını düzenleyen 77. Maddesine eklenmesi.
- Kabahatler Kanunu kapsamında şiddet uygulayan kişiler hakkında hasta bakıcılığı, belediye park bahçeler müdürlüğü bünyesinde temizlik görevleri, hastanelerde danışmanlık ve temizlik görevleri gibi 3 ay ve 6 aylık periyotlarda hizmet zorunluluğu cezasının yasal düzenleme kapsamına alınması. Ek olarak şiddetin uygulandığı sağlık merkezinden sağlık hizmeti alma hakkının kısıtlanması.
- Sağlık çalışanına sözel şiddet durumunun yine TCK’daki “şerefe karşı işlenen suçlar” kısmına eklenerek 125. madde 3. fıkradaki a bendine '”sağlık çalışanlarına yönelik görevleri sırasında işlenen hakaret suçunda ceza 2 yıldan az olamaz ibaresinin eklenmesi, “Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlardan şüpheli olanlar, kolluk görevlilerince yakalanacak ve gerekli işlemleri yapılarak Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilecek” maddesinden sonra gelmek üzere; ''Savcılık tarafından gerekli işlemler en geç 3 gün içerisinde yapılarak yargılama süreci en kısa sürede sonlandırılacaktır” ifadesinin eklenmesi.
- Sosyal medya üzerinden yapılan asılsız haber, hedef gösterme ve ithamlar için bilişim suçları kapsamında cezai yaptırımların uygulanması, kamu çalışanlarını hedef gösteren iftira ve asılsız suçlamalarda Valilikler üzerinden suç duyurusu ve resen soruşturma süreçlerinin yürütülmesinin sağlanması.
- 184 SABİM hattı başvurularında şikayette bulunan şahıslara “iftira”, “tehdit”, “şantaj” suçlarının TCK ve diğer yasalarda karşılığı ceza yaptırımlarının teknik personel tarafından telefonda iletilmesi, uygunsuz talepte bulunanlar ve suç teşkil edecek ifadeleri kullananlar hakkında şikayet olmaksızın resen soruşturma açılması için gerekli girişimlerin İl yerel idareleri tarafından yapılmasının sağlanması, Savcılıkların ivedilikle konuyla ilgili bilgilendirilmesi, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması.
- Televizyon programlarında yer alan , hekimleri ve diğer sağlık çalışanlarını hedef gösteren, sağlık çalışanına şiddeti özendiren , örnek teşkil eden görüntü, haber ve içeriklere yönelik Radyo Televizyon Üst Kurumu tarafından caydırıcı cezai işlemlerinin uygulanması ve ilgili yayınları yapanlar hakkında işlem başlatılması.
- Sağlıkta şiddet olayları çoğunlukla kamusal alanda işlendiğinden, olay sadece vaka-ı adiyeden değil, kamuya karşı işlenmiş suç açısından değerlendirilmeli.
- Adalet Bakanlığında, sağlık çalışanına şiddet ile ilgili özel bir birim kurulması, bu birim tarafından illerde oluşan şiddet vakalarına hızlı iletişim ile ildeki savcı ve hakimlerin bilgilendirilmesinin sağlanması. Oluşan sağlık çalışanına fiziksel şiddet durumunda tutuklu yargılama sürecinin yasalara uygun işletilmesinin takibi, yasal düzenleme tamamlanıncaya kadar var olan cezaların en üst düzeyde uygulanmasının sağlanması.
- Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen şiddet mağduru çalışanı temsil etmekte olan avukatların, sağlıkta şiddet ile ilgili özel olarak eğitilmesi.
- Adli tabiplik hizmetinin, ülkede yeterli adli tıp uzmanı olmadığı gerçeği ile birlikte, bilirkişilik hizmeti olarak özel sertifikasyon programına alınması, gönüllülük esaslı olmak üzere ülkedeki tüm hekimlerin katılabileceği eğitimler sonrası ölünün adli muayenesinin Adalet bakanlığı adli tabiplik asgari ücret tarifesi üzerinden ücretlendirilmesi.
- Yerinde ölü muayenesinin olası risklerinin, evde ölüm olaylarında ölümün tespitinin öldüğü iddia edilen kişinin yakınları tarafından yapıldığı gerçeğinin dikkate alınması, hekimlerin olay yerine gittiğinde kolluk kuvvetlerinin ölüm ihbarının yapıldığı yerde neredeyse hiçbir zaman bulunmamasının güvenlik açısından sakıncalarının da değerlendirilerek düzenleme yapılması.
(TP)