2 Ekim 2018 - İstanbul'da Psikiyatrist doktor Fikret Hacıosman, hastası tarafından öldürüldü.
4 Ekim 2018 – Sakarya'da hasta yakınları doktoru darp etti.
15 Haziran 2018- Samsun'da özel bir hastanede doktora tekmeyli saldırı gerçekleşti.
13 Ocak 2014 - Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Dr. İsmail Önder’i “seninle hesaplaşacağız” diye tehdit eden bir hasta, doktorun kolunu kırdı.
17 Nisan 2012 - Gaziantep'te kalp damar cerrahisi uzmanı Dr. Ersin Arslan, 17 yaşındaki hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Kentler isimler değişse de değişmeyen şey, şiddet. Türk Tabipler Merkez Konseyi’nin rakamlarına göre, Türkiye’de şiddet sonucu yaşamını kaybeden doktor sayısı 13. Konsey, intihar eden dört doktoru da, sağlıkta dönüşüm politikaları nedeni ile bu sayıya ekliyor.
Şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarını korumak için 2012 yılında Beyaz Kod devreye sokulmuş ve bu birime ilk beş ayda yapılan başvuru sayısı üç bin 764 başvuru yapılmış.
TIKLAYIN – Beyaz Kod Uygulaması
Sağlık çalışanlarının şiddete maruz kalmasını önlemek amacıyla “Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı” meclis gündeminde tartışılmaya başlandı. Ancak, sağlık çalışanları, şiddetin önlenmesi için şiddet uygulayan kişilere caydırıcı verilmesini önerirken, yasa tasarısı bu durumu karşılamıyor.
TIKLAYIN - Yaşasın: Sağlıkçıyı Kasten Yaralayan (Artık) Yakalanacak! Sonra?
TIKLAYIN - Sağlıkta Şiddet En Tepeden Başladı, Çözüm de En Tepeden Başlamalı
“Şiddet sadece hekimlere değil”
Peki, sağlık çalışanlarına yönelik saldırının nedenleri neler? Kişiler, kendilerini tedavi etmekle sorumlu kişilere neden saldırıyor? TTB’den Murat Ekmez bianet’e anlattı:
“Sağlıkta şiddet meselesinin vardığı yer gerçekten çok vahim. Her yıl en az bir meslektaşımızı kaybettiğimiz bir durum bu. Ölümle sonuçlanan şiddet dışında, her yıl yaralama ile sonuçlanan yüzlerce fiziksel şiddet vakası söz konusu. İşin içine sözel şiddeti de eklersek meslektaşlarımızın neredeyse her gün karşılaştığı bir durum söz konusu. Bu şiddet sadece hekimlere yönelmiyor, sağlık iş kolunda çalışan herkes bu şiddetin mağduru olabiliyor.”
“Sistem iyiyse insanlar neden doktorlara şiddete yöneliyor”
Sağlık sistem ve doktorlar kötü diyerek dönüştürmeye çalıştıkları sistemi daha da piyasacı ve hekim – hasta ilşkisinde paranın konuşulduğu bir alana çevirdiklerini söyleyen Ekmez, bu politikanın sonucunun bugün daha net ortaya çıktığını düşünüyor: Her birimizin verdiği vergilerin sağlık alanına yatırım yapmış patronları zengin etmek için harcandığı gün gibi açıktır. Madem bu dönüşüm programı bu kadar başarılı o halde insanlar neden şifa için başvurdukları sağlık çalışanlarına şiddet uyguluyorlar?”
“Bakanlığın övündüğü şey hasta sayısının artması”
Devletin bugün önleyici sağlık hizmetlerinde aktif rol almayı bir kenara bıraktığını söyleyen Ekmez, bunun yerine bütün toplumun kendiliğinden çözülebilecek en ufak sorunları için bile acil birimlerine ve polikliniklere başvurmasını teşvik ettiğini söylüyor:
“Toplumun sağlık algısı çarpıtılmış, insanlar hayatlarının her aşamasında tıbbi bir sorgulama içine girmeye zorlanmaktadır. Bahsettiğimiz bu şeyler tamamen piyasalaşma ile ilgilidir. Yaratılan sağlık piyasası için hastaların hayatlarının her aşamasında sağlık kuruluşlarına daha çok başvurması gerekmektedir. Sağlık bakanlığının hastanelere ve acil servislere başvuru sayısındaki artıştan övünmesinin altında bu yatmaktadır. Oysa sağlık yönetimi ile ilgi gerçek tam tersidir. Hastanelere başvuru sayısında, ilaç kullanımında artış birinci basamak sağlık hizmetlerinin ne kadar yetersiz olduğunu göstermektedir. Yani bu övünülecek bir durum değil, aslında sağlık yöneticileri olarak işinizi iyi yapamadığınızı ifade eder.”
"Sağlıkta şiddet meselesi toplumsal şiddetten ayrı ele alınamaz"
“Şifa aradığı kişiye şiddet uygulama meselesini bir toplumsal şiddet eğiliminden ayıramayız” diyen Ekmez son olarak şöyle diyor:
“Kadınların sokak ortasında öldürüldüğü, yaralandığı, hayvanlara işkenceye varan şiddetin uygulandığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu bize toplumsal barışın zedelendiğini, sorun çözme yöntemi olarak şiddete yoğunca başvurulduğunu gösteriyor. Sağlıkta şiddet meselesini toplumsal şiddetten ayrı ele alamayız. Her gün şiddet dili kullanılarak yaratılan kamplaşmanın sonucu olarak, toplum bir şiddet sarmalına sürüklenmektedir. Bu şiddet sokakta, hastanede, evde her birimizi vurur hale gelmiştir."
Ekmez'in son sözleriyse gündemdeki yasa taslağına ilişkin: "Nitelikli sağlık hizmetini hedeflemeyen politikalar sürdüğü, sağlık piyasanın insafına terk edildiği müddetçe yasalarla sınırlı sonuç alınabilir"
TIKLAYIN - Sağlıkta Şiddet Yasası İçin Kaç Hekim Ölmeli? (EMK)